Özgün ve eşsiz tasarımların yaratıcısı: Vitally Steyano

Kendi adını taşıyan markasıyla yeni bir line oluşturan Vitally Steyano, kendine güvenen ve dişiliği ön plana çıkaran, içerisinde günün moda trendlerinden detayları da barındıran ve her ay değişen koleksiyonunu müşterilerinin beğenilerine sunuyor.

Yaşam
28 Aralık 2011 Çarşamba

Kendinizden bahseder misiniz? İş hayatına tasarımcı olarak mı başladınız? Konunun eğitimini aldınız mı?

İtalya doğumluyum. Annem ile babam ayrılınca annemin memleketi İzmir’e yerleştik. Öğrenim hayatıma İzmir’de başladım. Lise mezuniyetime kadar da orada yaşadım. Tekstil, ilkokul döneminde hayatıma girdi. Fabrikaya top top kumaş gelir, ürün olarak çıkardı ve bu süreç çok dikkatimi çekti. Organizasyon içerisinde ilk  makinecilerin yanında diktikleri işi toplayarak başladım. Bu süreç daha sonra ara ütü, overlok makinesi, kesimhane, modelhane organizasyonlarında her yıl yaz tatilinde görev alarak değişti. Her aşamada yeni tecrübeler ve organizasyon içerisinde çıkabilecek aksaklıkları yakından görmemi sağladı. Lise son sınıfta ailemden ayıldım ve paraya ihtiyacım vardı. ‘Kesimci aranıyor’ ilanı gördüm. Hazır giyimdeki mantıkla aynıdır düşüncesiyle başvurdum. Deneme kesimi yaptım; firma sahibi beğendi. Lise son sınıfı okul sonrası gelinlik atölyesinde kesimci olarak geçirdim. Fakat her aşamanın kendine has sorunları ve zorlukları var. Bütün bu dönemi düşündüğümde iyi ki atölyede geçirmişim diyorum. İşin mutfağındaysanız organizasyonda görev alan herkesten bir şeyler öğreniyorsunuz. Lise mezuniyetinden sonra meslek seçme telaşım hiç olmadı, istediğim meslek moda tasarımcısı olmaktı. Hayatımda ilk defa dolu dolu çalışmadan yaptığım birikimle hem Paris’i tanımak hem de istediğim okulun sınavlarına katılmak için Paris’e uçtum. İstediğim tatili yaptım ve sınavları kazandım. Paris Studio Bercot moda tasarım bölümünde eğitim aldım. Staj dönemimde Jean Paul Gaultier atölyesinde görev aldım. Daha sonra Almanya Münih Üniversitesi model kalıp bölümünde iki yıl model kalıp sertifika programına katıldım. İnditex Group, İspanya’da 5,5 yıl Zara markasında, La Coruna tesislerinde çalıştım. Son  2,5 yıl baş tasarımcı görevindeydim. Türkiye’ye döndüm. İstanbul’da Almanya, Hollanda, İspanya ve İngiltere firmalarına koleksiyon ve üretim servisi sağladım. 2008 yazında Amerika’da Fashion Institute of Technology’de marka pazarlama eğitimi aldım. Döndüğümde Türkiye’nin ‘luxury brand’ sıralamasında en büyük iki firmasından birinde tasarımcı olarak görev aldım. 2011 Haziran ayından itibaren dışarıdan tasarımlarına destek oluyorum. Kendi markamın çalışmalarına başladım. Eylül ayından  beri aktif olarak kendi sahibi olduğum VITALLY STEYANO markasının pazarlama ve tasarım organizasyonuna ağırlık veriyorum. Avrupa ve Amerika’da butiklerde satışına başladık. Türkiye’de de özel dikim müşterilerime hizmet veriyorum.

Hedef kitleniz kimler?

Vitally Steyano markası içerisinde yeni line’lar oluşturduk. Bunlar Vitally Steyano, Vst, Vst Home, Vst Couture. VITALLY STEYANO markası, kendine güvenen ve dişiliği ön planda, içerisinde günün moda trendlerinden detaylar da bulabilecekleri ve her ay değişen koleksiyonuyla müşterilerine hizmet veriyor. Hazır giyim ürünleri, gece elbiseleri ve aksesuarlar da bulabilecekler. “VST” genç çizgisi olan bir line, party ve ‘coctail dress’lerden oluşuyor. Genelde elbise ağırlıklı. “VST HOME” bir ay sonra hizmete girecek. Tarz olarak İsveç, Fransız Provence ve İngiliz Country tarzı  oturma grupları, yemek odası, konsol ve ev aksesuarlarından oluşmakta. Bu line’ın tüm tasarımlarını, kumaş tasarımlarını kendim hazırlamaktayım.

“VST COUTURE” markası kapsamında tamamen özel dikim müşterilerime, bat/bar-mitzva törenlerinde, düğünlerde ve özel günlerde kullanmaları için bedenlerine uygun tasarımlar hazırlamaktayım.

Moda tasarımcısı olarak kimleri takip ediyorsunuz?

Yeni kuşak tasarımcılardan Türkiye’de Zeynep Erdoğan, bana göre çok başarılı. Güzel detaylar yakalıyor. Marc Jacobs başarılı demek yanlış olur, bu işi çok iyi biliyor. Alexander McQueen bu işi çok iyi uyguluyordu; ömrü yetmedi. Onu her zaman içimde bir hüzünle anıyorum. Elie Saab, tarzını çok iyi oturttu, çok güzel ilerliyor fakat ileride yenilik katması gerekecek. Jason Wu, Lanvin, Vera Wang, Marchesa beğendiğim diğer isimler arasında.

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Markamın doğru pazarlanması ve doğru ortaklıklara çok önem veriyorum. Bu doğrultuda çalışabilecek iş ahlâkı olan ve disiplinli çalışma hayatına önem veren arkadaşlarla çalışmaya dikkat ediyorum. Başta her zaman müşterilerim dostlarımızdır. Her zaman müşteri haklıdır ve sizin haksız duruma düşmemeniz için müşteriyi her zaman memnun ayrılmasını sağlamak gerekiyor. Bu doğrultuda moda sektöründe satış alanında kendini kanıtlamış pazarlama stratejimizi bozmayacak firmalarla doğru ortaklıklar yapmak istiyorum. Önümüzdeki yıl moda haftalarına ağırlık vermeye başlıyoruz. Anavatanım İtalya’dan başlamak ilk hedefim.

Ne tür kıyafetler tasarlıyorsunuz?

Hazır giyimde hayatta belli bir duruşu olan, dişi görünen, tabi bu frapan ve bol dekolte değil, her şeyi kararında seviyorum. Genç kızlar da dişi görünebiliyor. Önemli olan doğru vücutta doğru detaylarla görüntüyü sağlamak. Özel dikim dostlarımın her zaman vücut detaylarını inceliyor, o doğrultuda tasarlıyorum. Tabi müşterimin baseni yoksa kıvrımlarıyla ilgili sorun yaşıyorsa elbisenin içerisine dolgu ekliyorum. Yapay basenler, göğüs dolguları, yapay omuzlar, elbise içine astarına monteli korseler… Bu gibi ufak detayları göz önünde bulunduruyor ve dostlarımı mutlu etmeye çalışıyorum.

Ünlü isimlerle çalıştığınızı biliyoruz. Ünlü ve ünlü olmayan biriyle çalışmak arasında ne gibi farklar var? Hangisi için kıyafet tasarlamak daha zor ya da daha eğlencelidir?

Özel dikim müşterilerimle tasarım aşamasında ve dikim aşamasında her zaman çok eğleniyorum. Aramızda özel kalmıyor. Herkesten sakladığı detaylarını benden saklamıyor. Ünlü ya da ünsüz olması benim için yalnızca tasarladığım kıyafette değişiyor. Biri sahnede ve ekran karşısında kullanacak, diğeri özel bir gecede konuk olacak. Her zaman dostlarıma davet hangi mekânda ve kimler katılacak gibi soruları soruyorum. Önemli olan doğru mekânda doğru detayların kullanıldığı doğru elbiseyi taşımak.

Kullandığınız kumaşları nereden temin ediyorsunuz?

Genellikle Türkiye’deki İtalya, Fransa, Hindistan üretimli kumaşları ithal eden firmalarla çalışıyorum. Fakat kumaş konusunda Valentino kendi koleksiyonlarına çok güzel özellikli kumaşlar ürettiriyor. Valentino kumaşlarını kullanıyorum. Yurt dışı seyahatlerimden kumaş mustala alıyorum. Yeni iki firmayla anlaştım, bir ay içerisinde  Vitally Steyano adı altında koleksiyonum için on farklı kalite kumaş dokutturuyorum. Bunlar özellikleri olan kumaşlar; değişik pamukları karıştırdık, keten ve ipek, bambu ve ipek gibi terletmeyen kumaşlar olacak.

Günümüzde pahalı ünlü markalarla şık olunabileceği görüşü oldukça yaygın. Sizce çok düşük maliyetler de şık olunabilir mi?

Elbette... Bu işin mutfağından geldiğim için maliyetlerin çok net farkındayım. Gerek hazır giyim dostlarım gerekse özel dikim dostlarımda, her zaman konu mutlaka maliyet noktasına geliyor. Ben dostlarımı da bilinçlendiriyorum. Dostlarım benim tasarımlarımı taşıdığında her konuda memnun olmalılar. Bir şeyin maliyeti vardır. Bunun da üzerine kat kat maliyet koymanın müşteriyi memnun edeceğini düşünmüyorum. İnsanlar elbette düşük maliyetlerle de şık olabilirler. Ocak ayında Osman Tanburacı ile çarşamba günleri bir televizyon kanalında bu konuyla da ilgili bir bölüm hazırlıyoruz.

Cep tel: (0533) 931 77 75

Röportaj : Edna Sarfati

BU BİR REKLAMDIR