Müzikle mizahın buluşma noktası: Pagagnini

Klasik müzik tarihinin en önemli keman virtüözlerinden Paganini’nin yaratıcı eserlerinden ilham alan Ara Malikian ve Yllana’nın sürprizlerle dolu müzikal gösterisi ‘Pagagnini’, Türkiye’de ilk kez 7 Aralık’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahneleniyor. Program öncesinde topluluğun müzik direktörü ve kemancılarından Ara Malikian ile sohbet etme şansı yakaladım.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Pagagnini, klasik müzik ile güldürüyü bir araya getiriyor; bu tarz gösterilerin genç dinleyiciyi klasik müziğe çektiğine inanıyor musunuz?

Bence gençler klasik müzikten uzak duruyorlar çünkü bu müziği anlayamamaktan ve dolayısıyla da keyif alamamaktan çekiniyorlar. Klasik müzikle mizahı birleştirmek, gençlerin klasik müzikten zevk almasının o kadar da zor olmadığını göstermek için birçok farklı yoldan sadece biri. Keyif almak için uzman olmak gerekmiyor. Klasik müzik dünyası aşırı ciddi ve katı görünüyor, gençler de bu durumla özdeşleşemiyor. Bu müziğin harika olduğunu fark etmeleri için değişiklikler yapmanın tam zamanı.

Gösteriniz klasik müzik tarihinin bazı doruk noktalarını da özetliyor, bu anlamda onun için bir tür eğlenceli canlı klasik müzik belgeseli diyebilir miyiz?

‘Pagagnini’  için bir belgesel ya da eğitici bir gösteri diyemem. Pagagnini, insanların iyi esprilerle müzikten zevk almalarını istediğimiz bir gösteri.

Eleştirmenler gösterinizde farklı türlerin bir araya gelişinin bir duygu potpurisi yarattığını söylüyorlar. Sizce sahnede izleyicilere en çok hangi duygular yaşatılıyor?

Bütün dünyayı Pagagnini gösterimizle gezdikten sonra anlıyorum ki, müzik ve mizah dünyada hiç kimsenin vazgeçemeyeceği iki duygu ve biz onları bir araya getirince, herkesi mutlu eden bir duygu patlaması yaşanıyor.

Gösterinizin adı efsane İtalyan kemancı Paganini’ye gönderme yapıyor; peki üstadın müzik çalma biçiminden ilham aldığınızı söyleyebilir miyiz?

Elbette, gösterimiz tüm zamanların en iyi kemancısına ithafta bulunuyor. Paganini müzik tarihinin ilk rock starıdır, kendi türünü popüler hale getirmiş ve büyük kalabalıklara konserler vermiştir.

Siz ayrıca gösterinin müzik yönetmenliğinden de sorumlusunuz, sahnedeki müziklerinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Gösterinin müzikalitesini korumak benim için çok önemliydi. Paganini, Mozart ve Vivaldi’nin müzikleriyle eğlenceli bir iş çıkarırken bunu saygıyla ve kusursuzca yapmak zorundaydık. Eğer bunu sağlayamasaydık oldukça gülünç ve zayıf bir gösteri olurdu.

Dahi bir kemancı olarak ilk konserinizi henüz 14 yaşında iken vermişsiniz ve Alman Kültür Bakanlığı’ndan burs kazanmışsınız, kemana ilginiz nasıl başladı?

Babam da bir keman sanatçısıydı ve benim çok küçük yaşlarda kemana âşık olmama sebep olan kişi de yine o oldu. Nerdeyse kendimi elimde bir keman olmadan hatırlamıyorum diyebilirim.

İstanbul’da ilk kez sahne alacaksınız, kent hakkında neler biliyorsunuz?

İstanbul’a gelmeyi dört gözle bekliyorum. Şehrinize ve güzelliklerinize âşık olacağımdan eminim...

Cenk Erdem