Yunus Emre’nin şiirinde Yahudi düşüncesinden yansımalar-2

Geçen hafta başladığımız, İsrail’de yayınlanan ve Yunus Emre şiirlerinin İbranice tercümelerini içeren, Türkçe adı Aşkın Aldı Benden Beni, Yunus Emre’den Sufi Şiirler Antolojisi(1) olan kitaptan derlemelerimize bu hafta da devam ediyoruz.

Denis OJALVO Perspektif
7 Aralık 2011 Çarşamba

 

İsrail Kralı Hz. Süleyman’ın

Derlemeci kitabında

Yunus Emre’nin şiirlerinde

Derlemeci 1:1

Bunlar Yeruşalim’de krallık yapan Davut’un oğlu Derlemeci’nin sözleridir:

Derlemeci 1:2

“Her şey boş, bomboş, bomboş!” diyor Derlemeci.

Derlemeci 1:9

Önce ne olduysa, yine olacak. Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak. Güneşin altında yeni bir şey yok.

Derlemeci 1:14

Güneşin altında yapılan bütün işleri gördüm;

Hepsi boştur,

Rüzgârı kovalamaya kalkışmaktır!

Bu dünyanın meseli bir ulu şara benzer

Bu dünyanın meseli bir ulu şara benzer

Veli bizim ömrümüz bir tez bazara benzer

Bu şarda hayallerin haddi vü şümarı yok

Bu hayale aldanan otlar davara benzer

Sen bu cihan mülkünü kaftan kafa tuttun tut

Ahır bir gün ölürsün

Ölüm vardır bilirsin

Kamulardan ayrılıp

Varıp sinde yattın tut

Derlemeci 2:16

Çünkü akılsız gibi, bilge de uzun süre anılmaz,

Gelecekte ikisi de unutulur.

Nitekim bilge de akılsız gibi ölür!

Yeryüzünde gezer idim  

Kimi yiğit kimi koca

Kimi vezir kimi hoca

Gündüzleri olmuş gece

Ancılayın çoklar yatur

Derlemeci 3:1

Her şeyin mevsimi,

Göklerin altındaki her olayın zamanı vardır.

Derlemeci 3:2

Doğmanın zamanı var,

Ölmenin zamanı var.

Dikmenin zamanı var,

Sökmenin zamanı var.

Derlemeci 3:3

Öldürmenin zamanı var,

Şifa vermenin zamanı var.

Yıkmanın zamanı var,

Yapmanın zamanı var.

Derlemeci 3:4

Ağlamanın zamanı var,

Gülmenin zamanı var.

Yas tutmanın zamanı var, Oynamanın zamanı var.

Derlemeci 3:5

Taş atmanın zamanı var,

Taş toplamanın zamanı var.

Kucaklaşmanın zamanı var, Kucaklaşmamanın zamanı var.

Derlemeci 3:6

Aramanın zamanı var, Vazgeçmenin zamanı var.

Saklamanın zamanı var,

Atmanın zamanı var.

Derlemeci 3:7

Yırtmanın zamanı var,

Dikmenin zamanı var.

Susmanın zamanı var,

Konuşmanın zamanı var.

Derlemeci 3:8

Sevmenin zamanı var,

Nefret etmenin zamanı var.

Savaşın zamanı var,

Barışın zamanı var.

Mevlânâ’nın “Toplamanın da dağıtmanın da zamanı vardır” 2 deyişinin kaynağının İsrail Kralı Hz. Süleyman’ın ‘Derlemeci’ adı altında toplanmış olan

Derlemeci 3:1-8 vecizeleri olduğu anlaşılıyor.

Derlemeci 3:20

İkisi de aynı yere gidiyor;

Topraktan gelmiş, toprağa dönüyor.

Derlemeci 3:21

Kim biliyor insan ruhunun yukarıya çıktığını,

Hayvan ruhunun aşağıya, yeraltına indiğini?

Derlemeci 4:2

Çoktan ölmüş ölüleri,

Hâlâ sağ olan yaşayanlardan daha mutlu gördüm.3

Nice bir besleyesin bu kad ile kameti

Topraktan yaratıldın yine topraktır yerin

Toprak olan kişiler nider bu alameti?

Yeryüzünde gezer idim  

Yeryüzünde gezer idim

Uğradım milketler yatur

Kimi ulu kimi kiçi

Key kuşağı berkler yatur

Yahudi düşüncesi ile tasavvuf arasındaki etkileşim konusunda uzman olan Fransız araştırmacı Paul Fenton’a göre, tasavvufun Bağdat şehrinden kaynaklanması bir tesadüf değildir. Nitekim Mezopotamya bölgesi daha Araplar orayı fethetmeden önce Babil Talmudu’nun gelişip serpildiği bölgedir. 

Yeni fatihler, Bağdat’ı ele geçirdiklerinde, orada, İslam’ın ortaya çıkışından 200 sene önce tamamlanmış olan Talmud’un bünyesinde mistik anlamda zengin bir kaynak buldular. Fenton’a göre, Sufîler, milattan sonra II. yüzyıl sonlarında tamamlanan Talmud’un Mişna (Sözlü Kanun) kitabının Pirkey Avot (Ataların Meselleri) bölümündeki mesellerden etkilendiler.4

Aşağıdaki satırlarda ‘Ataların Meselleri’ bölümünden sonradan gelişen ve talebelerin kendilerine mürşit bir hoca seçmeleri; insanın Tanrı’nın görüntüsünde yaratıldığı; dünyanın, insanın Tanrı’ya ulaşma yolunda ara bir durak olduğu; üzüm ve şarap benzetmeleri; zarf ve mazruf gibi Sufi terminolojisinin kullanıldığı alıntılar zikredilmiştir. Fenton ayrıca, tasavvuf inancında var olan ermiş kişilerin hiyerarşik sınıflandırılmasına ve kökünü Yahudi düşüncesinden alan, dünyanın bu kişiler hatırına ayakta durduğu inancına da atıfta bulunuyor.5

Sözlü Kanun’un (Mişna), Zararlar (Nezikin) bölümündeki Ataların Meselleri’nde (Pirkey Avot)

Yunus Emre’nin şiirlerinde

Avot 1:6

Yehoşua ben Perahya ve Arbel’li Nittay, Tora’yı (Yazılı Kanun) onlardan aldılar. Yehoşua ben Perahya “Kendine bir hoca seç, bir arkadaş edin ve herkesi hakkıyla yargıla”

Avot 1:16

Rabban Gamaliel, (öl. MS 50) “Kendine bir hoca seç, şüpheden arın ve öşürünü tahmine göre vermeye kendini alıştırma,” dedi.

Dervişlik der ki bana 

Doğruya varmayınca

Mürşide ermeyince

Hak nasib etmeyince

Sen derviş olamazsın

Bir sualim var sana

İkincisi tarikat

Kulluğa bel bağlaya

Yolu doğru varanı

Yarlığaya hocası

Avot 3:18

Rabbi Akiva (MS 50 - 135) “’Tanrı’nın görüntüsüne göre yaratılmış adama ne mutlu; O bu yüzden ilave sevgiye nail oldu.  Kutsal Kitap’ta yazılı olduğu veçhile, (Yaradılış 9:6) ‘Tanrı insanı kendi görüntüsünde yarattı’… derdi.”

Bu cihana gelmeden Maşuk ile bir idim

Nice kez geldim gittim

Delim suret yarattım

Bu şimdiki surette

Yunus olup dûr idim.

Avot 4:21

Rabbi Yaakov, “Bu dünya, gelecek dünyaya olan bir geçit gibidir.  Huzura girebilmek için kendini ‘Geçit’te düzeltmen gerekir” derdi.

Hakikatın manası

Bunlar gelip kapıya, şeriatta durdular

İçeri giribeni ne vardır bilmediler

Dört kitabı şerh eden, asidir hakikatte

Zira tefsir okuyup, manisin bilmediler

Severim ben seni candan içeri 

Geçer iken Yunus şeş oldu dosta

ki kaldı kapıda andan içeri

Bir sualim var sana

Evvel kapı şeriat emri nehyi bildirir

Yuya günahlarını her bir Kuran hecesi  

Dört kapıdır kırk makam yüz altmış menzili var

An’erene açılır vilayet derecesi  

Avot 4:26

Kfar ha-Bavli’li Rabbi Yosi bar Yehuda “Gençlerden öğrenen neye benzer? O, koruk üzüm yiyene ve yeni sıkılmış şarabı içene benzer. İhtiyarlardan öğrenen ise, olgun üzüm yiyip yıllanmış şarabı içene benzer” derdi.

Avot 4:27

Rabbi Meir “Sürahiye değil içindekine bak. Yeni sürahide Yıllanmış şarap olabilir. Ancak, eski sürahide yeni şarap bile olmayabilir,” derdi.6

Mevlânâ’nın Mesnevî’deki söylemlerinin bazıları “Ataların Meselleri’ndeki söylemlerle örtüşmektedir:

Buğdayın içinde bulunduğu kabı değil, kendisini al! 7

Mevlânâ, skolastiklere, ulemaya ve kendilerine sahte mürşitler edinmişlere çağrıda bulunuyor ve

Ne zaman sürahiye ibadet etmeyi ve onu sevmeyi keseceksiniz? Suyu aramaya ne zaman başlayacaksınız? Bardağın rengi ile şarabın rengi arasındaki farkı biliniz!  diyor.8

Sözlü Kanun Mişna’nın tefsiri olan Gemara’nın (Babil Talmud’u) Moed (Özel Günler)bölümündeki Şabat (Haftanın dinlenme günü olan ve kutsal sayılan yedinci günü)faslında, Haham Hillel’in, kendisine Tevrat’ı alel acele (tek ayak üzerinde) anlatmasını isteyen bir mühtedi adayına verdiği cevap Yunus’un Miskinlik ile Gelsin şiirindeki söylemle çok güzel örtüşüyor:

Kısım B sayfa 31 A, Gemara

Yunus Emre’nin şiirlerinde

?Sana yapılmasını istemediğin şeyi arkadaşına (muhatabına) yapma. Bu Tevratın özüdür. Gerisi yorumdur. Git ve öğren!

Miskinlik ile Gelsin

Sen sana ne sanırsan

Ayruğa da anı san,

Dört kitabın mânâsı

Budur eğer var ise

Söz konusu felsefenin kökleri ise Tevrat’ın içindeki özdeyişlerde bulunuyor:

Komşunu kendin gibi seveceksin! 9

Mısır topraklarında sizde yabancıydınız. 10

Adaletin, adaletin peşinden koş! 11

18.000 Âlem kavramı

Sözlü Kanun Mişna’nın tefsiri olan Gemara’nın (Babil Talmud’u) Avoda Zara (Küfr)bölümünde

Birinci Kısım Sayfa 3 B – Gemara

Yunus Emre’nin şiirlerinde

Tanrı... Hafif (çevik) Kerub’unun (kanatlı binek) üzerinde 18.000 alemde seyr (geziyor) ediyor...

(Kerub ile Hz. Muhammed’i İsra Suresinde -diğer adıyla Beni İsrail suresi- Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya (İsra ve Mi’rac hakkında Mâlik İbn-i Sa’saa hadisine göre) taşıyan kanatlı binek Burak arasındaki benzerlik ilgi çekicidir: Biri, diğerinin tersten okunuşudur)

On sekiz bin âlemin

Cümlesi BİR içinde

Kimse yok BİR’den ayruk

Söylenir BİR içinde

Yahudi düşüncesi ile Yunus Emre’nin felsefe ve şiirinin arasındaki etkileşim konusu daha derin bir araştırmayı hak ediyor

İslam’ın 636 yılından itibaren Suriye/Irak coğrafyasına yerleşip kurumlaşmasını müteakip, Hıristiyan dindarlığı ve Tasavvuf arasındaki etkileşimin geliştiğine ve Tasavvuftaki Yahudi kaynaklı öğelerin, Yahudi din alimlerine ilaveten, Eski Ahit’i yani Tevrat’ı kutsal kitapları olan İncil’in mütemmim bir cüzü olarak kabul eden Hıristiyan din adamlarının ve mistiklerinin yolu ile tasavvufa nüfuz edip onun bir parçasına dönüştüklerini öne sürmek mümkündür.

Yunus’u Yahudi terminolojisi ile tarif edecek olursak...

Yunus’un, Yahudilerin ‘Uluslara yol gösterici ışık’ kavramının Türk sürümü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Denis Ojalvo
 [email protected]

1Denis OJALVO, Selim AMADO and  Avraham MİZRAHİ, Oti Shig’a Ahavatha, Antologia Shel Shirim Sufiim Me’et Yunus Emre,  Jerusalem, Carmel Publishing, 2009

2 Idries Shah, The Sufis, New York, Anchor books, Doubleday 1990, s. 140

3Türkçe Kutsal İncil sitesi  in http://kutsalkitap.info/tr-eccl1.html ; eccl2.html; eccl3.html; eccl4.html

4 Paul B. Fenton, “Judaism and Sufism”, in Seyyed Hossein Nasr and Oliver Leaman Eds., History of Islamic  Philosophy, London & New York, Routledge,1996, s. 755

5 Paul B.Fenton, a.g.e. s.. 755

6  http://www.shechem.org/torah/avot.html

7  Idries Shah a.g.e. s. 52 (Masnawi Bk. II)

8  a.g.e. s. 138

9  Tevrat, Levililer 19 :34

10  Tevrat, Levililer 19 :18

11  Tevrat, Yasa Kitabı, 16 :20

Çizimler: İngrid Schaar

Yazının 1. bölümü için tıklayınız

https://www.salom.com.tr/news/detail/21952-Yahudi-dusunceleri-Yunus-Emrenin-siirine-nasil-yansidi.aspx

son