Kıbrıs’ta bulunan Yahudi toplama kamplarının izleri tarihe karışıyor

II. Dünya Savaşı ertesinde İsrail’e göç etmek isteyen Holokost kurtulanı Yahudilerin geçiş izni alamadıkları için İngiliz kontrolündeki Kıbrıs toplama kamplarında kalmaya zorlanmaları ve yaşadıkları zorluklar Kıbrıs Üniversitesi’nde tartışıldı

Dünya
7 Aralık 2011 Çarşamba

Profesör Emanuel Gutmann, Kıbrıs Üniversitesi’nde ‘Kıbrıs’taki Yahudi Toplama Kampları (1946-1949): Yaşayan Bir Görgü Tanığının Anıları’ adlı konferansta Kıbrıs’ta zorla tutulan 52 bin Yahudinin hayatlarının nasıl olduğuna dair bilgi verdi.

Profesör Emanuel Gutmann 1924’te Münih’te doğdu ve Nazilerin hayatın her yönüne egemen olmaya başladıkları 1936 yılında ailesi ile birlikte İsrail’e göç etti. 23 yaşında, Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nde hâlâ öğrenciyken gönüllü olarak Kıbrıs’a öğretmen olarak gitti. Kıbrıs’taki esareti yaşayan profesör daha sonra ABD’deki Columbia Üniversitesi’nde siyasi bilimler okudu ve diplomasını 1958’de aldı. Kariyerine New York’taki İsrail Konsolosluğu’nda çalışarak başladı daha sonra 1991’de emekli olana kadar ders verdiği İbrani Üniversitesi’nde profesör olarak çalıştı.

1940’ların ikinci yarısında Kıbrıs on binlerce Yahudi için zorunlu bir yerleşim yeri oldu. Bu olaylar İsrail tarihinde iyice belgelenmesine rağmen o zaman İngiliz yönetimi altındaki Kıbrıs tarihinde pek bahsedilmedi. Oysa bu kamplar hem Kıbrıs’ın bağımsızlık hareketinde hem de İsrail Devleti’nin kurulmasında önemli rol oynadı. Bu bağlamda Profesör Gutmann’ın tanıklığı toplama kamplarının tarihinin anlaşılması açısından oldukça ilgi çekici.

Savaş sonrası Avrupa’dan kaçan Holokost kurtulanları, şimdi İsrail Devleti olan topraklara doğru göç etmeye başladılar ama İngiliz kotaları nedeniyle kendilerini bu topraklara girme yasağı ile karşı karşıya buldular. Kanun dışı yollarla göç etmek zorunda kalan Yahudiler, gemilere binerek kendilerini bekleyen kaderden habersiz olarak Akdeniz’i geçmeye çalıştılar.

İngiliz donanması toplamda 52 bin yolcu taşıyan bu gemilerden 39’unu ele geçirdi ve yolcuları Kıbrıs’a gönderdi. İngiliz hükümeti adada Yahudi mültecilerin bu girişimlerini engellemek için toplama kampları oluşturdu. Büyük çoğunluğu Holokost kurtulanı olan bu kişiler, Kıbrıs’ta birkaç yıl dayanılmaz koşullara göğüs gerdiler.

En yoğun dönemde Kıbrıs’ta birbirinden 50 km uzaklıkta iki farklı bölgede toplanmış dokuz kamp bulunmaktaydı. Bunlar Karakol (Caraolos), Gazimagosa’nın kuzeyi ve Larnaca’nın dışında Dekhelia’ydı.

Kamplarda tutulan kişilerin çoğunun13 ile 35 yaş arasında olduğunu anlatan Gutmann, 1946 ile 1949 yılları ararsında günde ortalama üç bebeğin, toplamda da iki bin bebeğin bu kamplarda doğduğunu söyledi. İngiliz hükümetinin emriyle binaların çevrelerine tel örgülerin çekilmesinin inanılması güç bir durum olduğunu söyleyen Gutmann, bu kampların II. Dünya Savaşı’nın bitmesinden iki yıl sonra inşa edildiğinin altını çizdi. Profesör, Nazi zulmünün yaşandığı Avrupa’dan kaçmak isteyen Yahudilerin bu kamplarda zorla tutulmasının akıl dışı olduğunu vurguladı.

Sonunda, İsrail hükümetinin müdahalesi ile İngilizler yavaş yavaş kampları boşaltıp bu kişilerin İsrail’e gitmelerine izin verdi. 10 Şubat 1949’da, İsrail Devleti’nin kurulmasından 267 gün sonra, son Yahudi de Kıbrıs’taki kamp sınırlarından özgür bırakıldı.

Konferans, İsrail’in Kıbrıs Rum kesimi Büyükelçisi Michael Harari ve Kıbrıs İsrail Ticaret Derneği Başkanı Christakis Papavassiliou’nun konuşmaları ile başladı. Türkiye ve Ortadoğu Çalışmaları Departmanı Başkanı Profesör Martin Strohmeier’in konuşmasının ardından, Pofesör Gutmann Kıbrıs’ta yaşadıklarını anlattı. Konferans sonrasında verilen resepsiyonda toplama kamplarının resimleri de sergilendi.

Kıbrıs’taki kamplar 1960 yapımı Exodus filmi ile ölümsüzleşti. Filmin başrolündeki Paul Newman, Yahudi mültecileri kamplardan kaçırıp İsrail topraklarına ulaştırmaya çalışan Ari Ben Canaan adlı bir kişiyi canlandırıyordu. 62 yıl sonra Kıbrıs’taki kamplarla ilgili tüm deliller ortadan kalkmış durumda. Tarih sayfalarında unutulmaya yüz tutmuş bu dönem için kampların olduğu yere bir anıt dikilmesi gerektiğini söyleyen Gutmann, bu konuda elinden geleni yapacağını söyledi.

Derleyen: Edi Yakar