Türk Yahudileri tarihi miraslarına sahip çıkıyor

Son Yahudi mahallesi ‘GALATA’da yeniden doğuş başlıyor.Hahambaşılığın düzenlediği, gazetemiz yazarı Mois Gabay'ın, rehberliğindeki Galata turlarında yetişkinlere ve gençlere semtin bilinmeyen ve unutulan yönlerini aktarılıyor

Toplum
7 Aralık 2011 Çarşamba

Günümüzde kırk beş yaş ve üstü dindaşlarımız için ‘Kula’ adı ile artık bir nostalji olan son Yahudi mahallesi Galata’da bir süredir düzenlenen kültür turları, sergiler, yeniden kültürel amaçlar için kullanıma açılan eski matsa fırını ile yeniden doğuş başladı. Bu mekânlara adını vermiş son canlı halkalar gün geçtikçe aramızdan ayrılırken, bir zamanların Braunstein, Asseo, Kamondo, Barnathan apartmanları, rezidans olma yolunda hızla değişirlerken bizden önceki nesillere tek bir görev düşüyor: “Galata’daki Yahudi mirasını yaşatmak ve geleceğe aktarmak.”  Siz de bir pazar sabahı eşinizi, çocuğunuzu alın ve Galata’ya gelin. 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi’ni, Schneidertempel Sanat Merkezi’ni, Barınyurt’u, İtalyan ve Aşkenaz Sinagogları’nı, Hahambaşılık Binası’nı daha evvel hiç görmemiş bir İstanbul Yahudi’si kalmasın. Bu mekânlar tarihe ve günümüz şartlarına inatla direnirken, her gün onlarca yabancı dindaşımız turist bu mekânları gezerken kendi tarihimize turist kalmayalım. Gelin siz de cemaatimizin düzenlediği Galata turları ile kültürel mirasımızı keşfedin.

İstanbul’un kalbinde bilinmeyen Galata      

Geçtiğimiz haftalarda cemaatimizin farklı yaş ve kesimlerinden gruplarla birlikte gerçekleştirdiği Galata turlarında bu semtin zenginliklerini her seferinde yeni gözlerle keşfedildi. Bu turlar içerisinde Ulus Özel Musevi Lisesi mezunları ile yapılan turda burada çocukluğunu geçirmiş, 1. Karma Musevi Okulu’nda okumuş dostların hatıraları güne anlam katarken, Rav İzak Alaluf eşliğinde Bar-mitzva yaşına gelen gençlerin tarih bilinçlerine katkıda bulunmanın keyfini yaşandı. 

Musevi Lisesi Mezunları ile Galata’dan Karaköy’e kesişen hayatlar   

27 Kasım Pazar sabahı Musevi Lisesi Mezunlar Kolu Başkanı Berta Banana’nın organize ettiği Galata turunda mezunlar profesyonel tur rehberi ve Şalom Gazetesi yazarı Mois Gabay eşliğinde Galata’yı yeniden keşfettiler. Yaklaşık 25 mezunun yakınları ile katıldığı tur programı saat 10.30’da Kuledibi Kahvesi’nde buluşma ile başladı. Tur programı öncelikle Neve Şalom Sinagogu ve içerisindeki Apollon Sinagogu’ndan miras kalan bölümün gezisi ile başladı. Apollon Sinagogu ile ilgili olarak Davit Banana’nın aktardığı hatıralar, ardından Şişhane Meydanı’na yürüyüş esnasında Sarı Madam’ın kahvesinin asıl yerinin keşfi ve canlı tanıkların hikayeleri ile mezunlar nostalji dolu bir sabah geçirdiler. Turun devamında ise son zamanlarda butik otellerin göz diktiği Yahudilerin bir dönem yoğun yaşadığı binalar gezildi. Bu sırada yaşı müsait olan mezunların sözlü olarak hangi apartmanda hangi tanıdık şahsiyetlerin oturduğunu aktarması ise bu bölgede yakın zamanda bir sözlü tarih çalışması yapılmasının gerekliliğini göstermekteydi. Turun son bölümünde ise Schneidertempel’daki “Ödüm Koptu” isimli sergi ve eski Matsa Fırını’ndaki Seyfi İşman’ın resim sergisi gezildi. Galata turu Ceneviz yapılarının keşfi ve 500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi ziyaretiyle ile son buldu. Tur bitimi Mezunlar Kolu Başkanı Berta Banana tur rehberi Mois Gabay’a katkısından dolayı bir plaket verirken katılan mezunlara ise verilen ufak hediyelerle okul öğrencilerine katkılarından dolayı teşekkür edildi. Musevi Lisesi mezunları katıldıkları Galata kültür turu ile bir taraftan çoğu kez önünden geçtikleri binaları daha bilinçli tanıma fırsatı bulurken diğer yandan da hem birlikte olmuş hem de Mezunlar Kolu’na katkı sağlamış oldular. Mezunlar Kolu, kültürel faaliyetlerine bahar aylarında planladıkları Balat ve Edirne turları ile de devam edeceklerini belirttiler.

Bar-Mitzva Gençleri Galata’yı keşfediyor

 4 Aralık Pazar günü çoğunluğu Bar-mitzva kulübü öğrencileri ve anne-babalarından oluşan yaklaşık 70 kişilik grup eşliğinde Galata Yahudi Kültürü Turu gerçekleştirdi. Kuledibi’ndeki kahvede toplanıp Galata’nın geçmişi hakkında tarihsel bir sohbete yapıldı. Turun ilk durağı ise Neve Şalom Sinagogu idi. Sinagog içerisinde yapılan sunumda daha evvel saldırılardan kalan izler, salon dışındaki anıtsal bölüm ve saldırıların detaylarını, anne-babalar kadar çocuklar da dikkatlice dinledi. Sinagogdan çıkmadan Apollon Sinagogu’ndan kalan bölümü de ziyaret edildi. Özellikle azaranın hemen yanında olan bu bölümü çoğu kez Neve Şalom’u ziyaret edilmesine rağmen bile fark edilmediğini de bu tur sayesinde öğrenildi.  Gezi Kamondo Merdivenleri, Kamondo Rezidansı ve hemen ardından Schneidertemple Sanat Merkezi ziyaretiyle sürdü. Kamondo Merdivenleri’nde çekilen hatıra fotoğrafları, Pazar sabahı Galata’nın ıssız sokaklarında çocuk sesleri ile şenlenen ortam ve katılımcıların neşeli sohbetleri turun en keyifli kısımlarıydı. Gruptaki anne ve babalardan çoğunun hem bu binalara daha evvel gelmemiş olması hem de bazılarının ise Schneidertempel’ı müze ile aynı zannetmeleri gibi ufak detaylar, “Bu değerli eserlerimizi toplumumuza ne kadar tanıtabiliyoruz?” sorusunu akıllara getirdi. Tur süresince de grupla birlikte olan Rav İzak Alaluf, Aşkenaz Sinagogu’nda öğrenci ve velilere “Yahudilikte Temel Kavramlar” ile ilgili bir sunumda bulundu. Rav Alaluf konuşmasının sonunda anlattığı ilginç hikâye ile herkese “Çocuklarımızı nasıl yetiştirmek istediğimiz kendi elimizde” mesajını verdi. Turun son durağı ise 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi’ydi. Müzenin girişinin tam karşıdaki Cemaat Han binasının ilk katındaki Davut Yıldızı’nı gördükten sonra bu binanın da otel olduktan sonra dış cephesindeki özellikleri kaybetmemesini dileyerek müzeye girildi. Müze gezilirken, içeride Sabancı Üniversitesi öğrencilerinden bir grubun olması ve 500. Yıl Vakfı Başkanı Naim Güleryüz’ün ifadesiyle bir diğer bir grubunda birazdan gelecek olması müzenin toplum tarafından ne kadar ilgi çektiğini gösterir nitelikteydi. Müzenin içerisinde Türk Yahudilerinin katkılarından ve diğer katlardaki bölümlerden bahsettikten sonra müzede henüz yer almayan ancak ‘Varlık Vergisi’, ‘20 Kura İhtiyatları’, ‘6–7 Eylül Olayları’ gibi tarihsel gerçekleri de günü geldiğinde çocuklarımıza öğretme temennisi ile bu güzel pazar gününü noktalandı.