Rapor tarihi dostluğu bitirdi

Yeni Zelanda eski Başbakanı Sör Geoffrey Palmer başkanlığındaki komisyonun hazırladığı rapor, ilk olarak 31 Mayıs 2010’daki olayların yaşandığı şekilde sonuçlanmayabileceğini ve bu tarz olayların ileride tekrarlanmaması için gayret gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Raporda dikkat çeken bulgular şunlar oldu:

 * Gazze’deki terörist gruplar İsrail’in güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Gazze’ye uygulanan deniz ambargosu meşru ve uluslararası hukuka uygun.

 * Başta İHH (İnsani Yardım Vakfı) olmak üzere organizatörlerin yönetim şekli, yapısı ve amaçları konusunda ciddi soru işaretleri var. Filo, eylemleri ile olayları gereksiz yere tırmandırdı.

 * İsrail’in gemiye karadan uzak bir mesafede ve son bir uyarı yapmadan operasyon düzenlemesi aşırı ve mantık dışı.

 * İsrail askerlerinin ateş açmasıyla ölüm ve yaralanmaların olması kabul edilemez.

 * Ne Türkiye, ne de İsrail olay ve sonuçları kasıtlı olarak planlamadı.

Gelecekte tekrarlanmaması için…

Palmer raporunda, İsrail’in Gazze’de insani sorumluluklarını yerine getirdiği, mal ve insan dolaşımı ile sivil halkın insani ve ekonomik durumunu iyileştirmek için gerekli adımları atmaya devam etmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda ayrıca Gazze halkına ulaşması için yapılan tüm insani yardımların yerleşik kurallara uygun olarak, belirlenen kara yolu ile İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi ile görüşülerek yapılması gerekliliği üzerinde duruluyor.

İsrail tazminat ödemeli

‘İsrail’in operasyonda mağdur olanlara ve ailelerine uygun bir dille üzüntülerini ifade etmeli’ denilen raporda İsrail’in ayrıca iki ülkenin uzlaşacağı bir tazminatı ödemesi gerektiği belirtiliyor.

TÜRKİYE’DEN İSRAİL’E BEŞ YAPTIRIM

Raporun basına sızmasının ardından Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu İsrail ile olan ilişkilerin seviyesinin düşürüleceğini ve beş ayrı yaptırımla İsrail’e karşı olan tepkinin dozunun yükseltileceğini açıkladı. Davutoğlu atılacak adımları; ilişkilerin ikinci kâtip düzeyine indirilmesi, yapılan askeri anlaşmaların askıya alınması, seyrüsefer için gerekli görüldüğünde önlemlerin alınması, Gazze’ye uygulanan ablukanın uluslararası adalet divanında incelenmesinin sağlanması için gerekli girişimlerin yapılması, Mavi Marmara olayında mağdur olanların haklarının aranması adına her türlü desteğin verilmesi olarak açıkladı.

Ne dediler?

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türk İsrail ilişkilerinde gelinen noktanın sorumlusunun İsrail hükümeti olduğunu vurgulayarak, “İsrail hükümeti, gereken adımları atmadıkça geri dönülmesi söz konusu olmayacaktır” dedi. İsrail’in hukuk dışı eylemine karşı Türkiye’nin tutumunun ilk andan itibaren çok net ve ilkeli olduğunu belirten Davutoğlu, “İsrail hükümetinin kendini uluslararası hukukun üstünde gören, insanlık vicdanını hiçe sayan, gayri meşru eylemlerinin sonuçlarına katlanmasının ve bir bedel ödemesinin vakti gelmiştir. Bu bedel her şeyden önce Türkiye’nin dostluğundan mahrum kalmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, “İleride bugünkü İsrail Hükümeti’nin tavrı belki başka kararları da aldırabilir. Bugünkü İsrail ülkesini kendi halkı için de bir yüktür. Türkiye sadece kendi halkının değil, bölgesindeki bütün mazlumların hak ve hukukunu koruma gayretinde,” diyerek Palmer raporunun Türkiye için ‘yok hükmünde’ olduğunu açıkladı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Mavi Marmara olayı beklenen sonucu doğurmadı. BM’den çıkan rapor Türkiye’yi ve bizi tatmin etmedi. O rapora bakıp Türkiye Cumhuriyeti tarafından değerlendirirseniz sıfır elde var sıfır. Hatta negatif. (…) BM raporuyla ortaya çıkan şudur: Türkiye ayağına kurşun sıkmıştır. Faturayı Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları ödeyecektir” yorumunu yaptı.

Haberin devamı için tıklayınız:

https://www.salom.com.tr/news/detail/20841-Iste-unlu-Palmer-Raporu.aspx