22 terör kurbanını andık

1986 yılının 6 Eylül günü Neve Şalom Sinagogu’nda Şabat duası sırasında yabancı uyruklu teröristler tarafından gerçekleştirilen saldırıda yaşamalarını kaybeden 22 dindaşımız 1 Eylül günü Aşkenaz Mezarlığı’ndaki törende anıldı

Toplum
7 Eylül 2011 Çarşamba

25 yıl önce 6 Eylül günü Şabat duası sırasında Neve şalom Sinagogu’na düzenlenen saldırıda yaşamlarını yitiren Yuda Levi Atalay, Aşer Ergün (hazan), İbrahim Ergün, Robert İsrael Özfins, Salamon Ancel, Sefanya Şenkal, İsak Gerşon, Leon Levi Musaoğlu, Albert Eskenazi, Davit Behar (Hazan), Moiz Levi, Mirza Babazadeh, Jozef Alhalel, Bensiyon Levi, Binyamin Ereskenazi, Daniel Daryo Baruh, Dr. Moiz Şaul, Eliyezer Hara, İsak Barokas, Rafael Nesimi Selim Şalom Çİtone, Yako Matalon ve Avram Eskenazi için Ulsus Aşkenaz Mezarlığı’nda bir anma töreni düzenlendi.

Duada yaşamlarını kaybedenlerin aileleri başta olmak üzere Hahambaşı Rav İsak Haleva, Bet-Din üyeleri, Cemaat Başkanı Sami Herman, Aşkenaz Cemaati Başkanı Binyamin Poluman, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Aşkenaz Cemaati Onursal Başkanı Mario Frayman, İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi, cemaat idarecileri ve dindaşlar hazır bulundu. 

Hahambaşının okuduğu duanın ardından Limud mumlarının cemaat ileri gelenleri ve kurbanların yakınları tarafından yakılma törenine geçildi.

Törende konuşma yapan Cemaat Başkanı Herman, saldırının nasıl gerçekleştiğini bir kez daha hatırlattıktan sonra” (…) Tanrı’nın evi, dua yeri, kötülük bekleyebileceğiniz en son mekândı. Dünyadaki, ülkemizdeki tüm sinagoglar gibi kapıları ardına kadar açık. İsteyen gelsin dua etsin veya izlesin. Ancak, dünya iyi insanlardan oluşmuyor. Bazıları kötü doğuyor veya koşullar onları kötü yapabiliyor. Yüce Allah’ın tüm insanları yarattığını kale almıyorlar. “Öldürmeyeceksin” emrini hiçe sayıyor veya kendilerine göre yorumlayabileceklerini düşünüyorlar”. “ (…) Bu kanlı terör yüzünü cemaatimize ilk kez 6 Eylül 1986 Cumartesi sabahı saat 9.17’te Neve Şalom Sinagogu’muzda gösteriyor. Kamuoyuna açıklanan bilgilere göre, Abu Nidal grubuna bağlı iki terörist, o tarihlerde hiçbir emniyet tedbiri bulunmayan Neve Şalom Sinagogu’na ellerinde bombalar ve makineli tüfeklerle giriyorlar. Sinagog içinde, dini ve idari görevliler dahil 28 dindaşımız bulunuyor. Birkaç dakika süren kanlı saldırıda, benlikleri Şabat sabahı dualarının manevi rahatlığı içindeki 22 dindaşımız, neye uğradıklarını dahi anlamaya fırsat bulamadan hayatlarını kaybediyorlar. O sabah orada dualarını yapmak için bulunan, masum insanlar, sadece ve sadece Musevi oldukları için çılgın ve nefret dolu bir terör saldırısına uğruyorlar”. “(…) Bugün, saldırının 25. yılında o gün kaybettiklerimizin yakınlarının yaşadıkları acıların ne derece hafiflediğini, unutulduğunu söylemek mümkün olabilir mi?”. “(…) O gün yakınlarını kaybedenlerin dışındakiler, o gün henüz çocuk olanlar, doğmamış olanlar. Onlara, bu terör saldırılarına, sadece Musevi olduğumuz için hedef olduğumuzu nasıl nakledeceğiz? (…)Bunun en iyi cevabı herhalde kendi çocuklarımız ve tüm dünya çocukları için eğitimdir.

Onlara ayrımcılık yapmaksızın, hemcinslerini sevmelerini, önyargı ile hareket etmemelerini, ırk, millet veya din esasına göre peşin hüküm vermek yerine, kişiyi tanımaya gayret etmelerini, iyi veya kotu izlenimlerinin de sadece o kişi ile sinirli kalması, bir veya birkaç kişiden esinlenerek genelleme yapmanın hata olacağını öğretmeliyiz.

Bugün, onlara sunulan dünyadan daha iyi bir dünyaya doğru gelişme kaydedebilmeleri için geleneksel düşmanlıklar yerine, dünyanın ve insanların gerçek sorunlarını çözebilmek üzere nasıl işbirliği ve dostluk içinde çalışmak üzere zihin değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu anlatabilmeliyiz.

Gençlerimize, çocuklarımıza bunları aşılamaya çalışırken, toplumun tüm kesimlerindeki yetişkinler, özellikle kamuoyunu etkileme durumunda olanlar hareketlerine, yazılarına, yorumlarına daha fazla özen göstermeli, kin ve nefret tohumları ekebilecek sözlerden mutlaka kaçınmalı, insanların birbirini daha fazla sayıp, sevebileceği bir ortamın hümanist yapıcıları olmalıdırlar” dedi.

Tören Anıt Mezar ziyareti sonrasında verilen seuda ile sonlandı.

Türk Yahudi Cemaati’nin ilk kez bir terör eylemiyle karşılaştığı katliamda teröristler önce kapıdaki görevliyi, sonra iç kapıda duran diğer bir kişiyi öldürdükten sonra sinagogda her cumartesi olduğu gibi Şabat ibadetlerini yerine getirenler dindaşlarımızın üzerine yaylım ateşi açışlardı.

Saldırıda 21 dindaşımız ve iki saldırgan ellerinde bombalarının patlamaları sonucu olay yerinde yaşamlarını kaybetmiş, dört kişi de yaralanmıştı. Ağır yaralı bir kişinin de sonradan ölmesiyle yaşamlarını kaybedenlerin sayısı 22’ye çıkmıştı. Acı haber çok kısa sürede yayılmış ve başta vefat edenlerin aileleri olmak üzere tüm Musevi Cemaati hiç beklenmeyen bu vahşet dolu olay karşısında tarifi imkânsız bir acı ve üzüntü yaşamıştı.

Sinagog kısa zamanda tamir edilerek 20 Mayıs 1987 Çarşamba günü, aralarında Devlet Bakanı Kazım Oksay, İstanbul Valisi Nevzat Ayaz, diplomatik erkân ve İstanbul Müftüsü Selahattin Kaya’nın da bulunduğu davetlilerin katılımı ile görkemli bir törenle tekrar hizmete girdi. Sinagog’da tarihi saat hep saldırı anı 9:17’yi gösterirken saldırı kurbanlarının isimlerini gösteren bir mermer levha sinagog iç girişine takıldı. Ayrıca bomba ve kurşun izlerini belirten iki köşe de acı günün anısına aynen bırakılarak sarı çerçeve içine alındı.

Saldırıdan 14 sene sonra olayda hayatlarını kaybedenlerin naaşları, 1999 yılında Ulus Aşkenaz Mezarlığı’nda oluşturulan Anıt Mezar’a nakledilmişti.