Piyasalar Jackson Hole’den umduğunu bulamayabilir

Küresel piyasalar Euro Bölgesi bankacılık sektörünün oluşturduğu endişeler ve küresel ekonominin yavaş yavaş resesyona gidiyor olması sebebiyle sıkıntılı günler geçirmeye devam ediyor.

Ekonomi
24 Ağustos 2011 Çarşamba

AB’de bankacılık sektörüne güvence verilmeli

Özellikle Euro Bölgesi bankacılık sektörüne dair endişeler ve bu endişelerin getirdiği yerli yersiz spekülasyonlar finansal piyasalardaki volatilitenin çok yüksek seviyelere çıkmasına neden oldu. Geçtiğimiz hafta da düzenleyici kurumların ABD’de faaliyet gösteren Avrupa kökenli bankalar hakkında inceleme başlattığı haberiyle finans sektörü öncülüğünde borsalarda yeni bir satış dalgası yaşandı. İlerleyen günlerde Euro Bölgesi’nde bankacılık sektörüne dair yeni düzenlemeler ve devlet teşvikleri ve garantileri gündeme gelmedikçe bu tür spekülasyonlara daha uzun süre maruz kalmamız olası. Son iki haftadır yaşanan küresel türbülansın kalıcı bir krizi dönüşmemesi için atılacak en önemli adımlardan birinin Euro Bölgesi bankacılık sektörüne karşı yaşanan güven erozyonunun etkilerinin silinmesi ve güvenin yeniden tahsis edilmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle dünyanın geri kalanında işler nasıl giderse gitsin AB tarafında ülke borçları ve bu borçların bankacılık sektörü üzerinde oluşturduğu negatif baskı atlatılamadığı sürece geçtiğimiz iki haftaya benzer süreçlerin tekrarlanabileceğinden şüphe olmasın. Bu nedenle özellikle uzun vadeli alım yapmayı düşünenlerin aceleci olmasına gerek olmadığını düşünüyoruz.

ABD’de sorun resesyon endişesi

Euro Bölgesi’ndeki sorun ülke borçları ve bankaların taşıdığı riskin tam olarak hesaplanamaması iken ABD tarafında endişelerin büyüme üzerine kurulduğunu görüyoruz. Bu nedenle AB tarafında bütçe istatistikleri ve yeni borçlanma oranları izleyeceğimiz en önemli veriler haline gelirken, ABD tarafında üretim, istihdam gibi büyüme rakamları ile doğudan ilişkili veriler ön plana çıkacaktır. Bu süreçte FED’in nasıl bir politika izleyeceği ise ABD tarafındaki en önemli gündem maddesi. Bu nedenle bu hafta FED Başkanı Bernanke’nin Jackson Hole’de ekonomi üzerine yapacağı açıklamalar çok önemli olacaktır. Cuma günü TSİ 17.00’de başlayacak bu konuşma FED’in önümüzdeki aylarda izleyeceği politikalar hakkında ipuçları vereceği için piyasaların bu konuşmaya reaksiyonu çok sert olabilir.

Asya büyümeyi desteklemeli

Euro Bölgesi ve ABD bir taraftan tasarruf tedbirleri uygulamak zorunda kalırken diğer taraftan küresel ekonomik büyümeye muhtaç durumdalar. Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesinin tek yolu ise başta Asya olmak üzere AB ve ABD dışında kalan ülkelerin büyümeyi teşvik edici politikalar izlemesi. Bu hafta Jackson Hole’de gerçekleştirilecek olan maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının katılacağı toplantıların ardından yapılacak açıklamalar iyi analiz edilmeli. Bu açıklamaların piyasalar üzerindeki etkisi büyük oranda önümüzdeki hafta hissedilecekken, Türkiye’de piyasaların Ramazan Bayramı dolayısıyla büyük ölçüde kapalı olacak olması Türkiye’deki yatırımcıların yaşanabilecek sert dalgalanmalardan uzak kalmasını sağlayabilir. Fakat dış piyasalarda yaşanacak hareketlerin ve oluşan fiyatların içeride tatil ardından tek seferde açılışta fiyatlanacak olması nedeniyle yatırımcıların kaldırabileceklerinden fazla pozisyon bulundurmamaları gerektiğini düşünüyoruz.

Riskler hâlâ çok yüksek

Teknik olarak görünümü aşağıda değerlendirecek olmakla birlikte, piyasalarda son iki hafta yaşanan türbülansın nedenlerine baktığımızda bu sorunlara çok kısa vadede çözüm bulunabileceğini düşünmüyoruz. Benzer şekilde hisse senetlerindeki şu anki fiyatları düşük bulmakla birlikte taban oluştuğu konusunda ciddi endişelerimiz var. Bununla paralel olarak borsalarda geçen hafta görülen diplerin çok daha altında yeni diplerin oluşma olasılığının da en az % 40 olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de gün içi ya da birkaç günlük vadede portföyün tamamını riske atmadan cüzi bir tutarla trade edilmesinde bir sakınca görmemekle birlikte, orta ve uzun vadeli alım için uygun ortamın oluşmadığını düşünüyoruz.

İMKB 30

İMKB’de yüksek volatilite geçtiğimiz hafta da devam etti. 60,350 ile 66,500 aralığında hareket eden spot İMKB 30’da gün içinde dahi 3-4 bin puanlık hareketler görmeye başladık. Bu yüksek volatilite yatırımcının kararlarının ve beklentilerinin de sürekli değişmesine neden oluyor. Sık değişen beklentiler de yanlış kararların alınmasına neden oluyor. Bu nedenle bu gibi öngörülemeyen hareketlerin yaşandığı dönemlerde izlemede kalınması ya da portföylerin çok düşük oranlarıyla işlem yapılması daha sağlıklı olacaktır. Teknik olarak görünüme baktığımızda ise henüz net bir dip oluşumu görmüyoruz. Geçtiğimiz hafta gerek haftalık gerekse günlük bültenlerimizde sürekli olarak 65,500 civarına kadar bir tepki beklentimiz olduğunu dile getirmiş ve bu seviyelerden nakde geçerek yeniden alım için 61,000 civarına kadar beklenmesi gerektiğini dile getirmiştik. Haftanın son günü ise beklediğimiz bu gerileme olsa da alım için aceleci olunmaması yönünde tavsiyelerde bulunmuştuk. Bu görüşümüzü bugün de koruyoruz. Piyasalardaki volatilite düşmediği sürece öngörülebilir bir tahmin de bulunmanın çok zor olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de İMKB 30’da yeni diplerin oluştuğunu görmeden ya da 66,500 üzerinde kapanışları teyit etmeden yeni alım yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu şartlar sağlanmadığı sürece de aşağı yönlü baskıların devam edeceği kanaatindeyiz.

İMKB 30’a baktığımızda aşağıda yönlü hareketlerde 51,500 civarına kadar yeni bir gerileme yaşanma olasılığının ciddi oranda arttığını düşünüyoruz. Endeksin 60,000 altında yapacağı kapanışlar bu süreci başlatabilir. Bu nedenle yukarı yönlü pozisyonlarda 60,000 altında riskin çok daha fazla artacağını düşünüyoruz. Yukarı yönlü hareketlerde ise 66,500 geçilip bu seviye üzerinde kapanışlar görmediğimiz sürece yükselişleri sadece tepki olarak görmeye devam edeceğiz. 66,500’ün aşılması durumunda ise alınacak yukarı yönlü pozisyonların riskinin daha az olacağını ve 72,000 civarına kadar bir çıkış gerçekleşebileceğini düşünüyoruz.        

USD/TL

Geçtiğimiz hafta hisse senedi piyasalarında yaşanan sert hareketlere karşın, Dolar/TL kurundaki hareketlerin göreceli olarak daha dar bir banda gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Dolar/TL kuru geçtiğimiz haftanın büyük çoğunluğunda 1,7650 ile 1,7950 aralığında dalgalanırken, geçtiğimiz hafta da dile getirdiğimiz üzere özellikle orta ve uzun vadeli pozisyonlarda 1,80 civarından kademeli olarak TL’ye geçiş öneriyoruz. Kurun 1,80 üzerinde kapanışlar yapması durumunda 1,85’e kadar bir hareket potansiyeli daha olsa ada yıl sonuna kadarki süreçte yeniden alım için çok daha uygun seviyelerin görülebileceğini düşünüyoruz. Geçen hafta da dile getirdiğimiz gibi kurda teknik olarak ilk etapta 1,72 civarına kadar bir geri çekilme bekliyoruz. Önümüzdeki birkaç aylık dönemdeki beklentimiz ise bu gerilemenin 1,62-1,66 aralığına kadar devam etmesi yönünde.

Yıl sonu hedefi olarak kurda bu seviyeleri öngörüyor ve bu seviyelerin de altına sarkma olasılığını düşük görüyoruz.  

Eli ERGÜN