Nobel Barış Ödüllü Holokost kurtulanı Elie Wiesel bu sene üçüncüsü düzenlenecek olan ve nefret, hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ile birlikte anılan Durban Konferansı'na karşı bir konferans başlatıyor
Birleşmiş Milletler’in sponsorluğunda bu sene üçüncüsü düzenlenecek olan Durban Konferansı, sözde ırkçılık karşıtı olması gerekirken, genelde İsrail karşıtlığı ile biliniyor. Adını Güney Afrika’nın Durban şehrinden alan konferans ilk olarak 2001’de düzenlenmiş ve daha ilk seferinde İsrail’e saldırma platformuna dönüştürülmesiyle tartışmalı hale gelmişti.
Touro Koleji İnsan Hakları ve Holokost Enstitüsü Başkanı Anne Bayefsky “Durban Konferansı küresel ölçekte yasallaştırılmış bir nefret söylemi haline geldi” sözleri ile konuyu özetliyor. 22 Eylül’de düzenlenecek “Küresel Hoşgörüsüzlüğün Tehlikeleri: BM ve Durban III” konulu tam gün sürecek konferans Touro Koleji dışında Hudson Enstitüsü tarafından da destekleniyor. Bayefsky “Durban konferansları, BM’nin kuruluş amacı ve politikalarına tamamen ters olarak küresel bir saldırı platformu sunduğunu görmek üzücü. Durban Deklarasyonu’nda hukukun önyargıların arkasında kaldığı yadsınamaz” dedi.
Eli Wiesel dışında konferansta Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder, İngiliz gazeteci Douglas Murray, İsrail BM eski Elçisi Dore Gold, New York Şehri eski Valisi Ed Koch ve Harvard Üniversitesi Hukuk Profesörü Alan Dershowitz de yer alacak. Konferansta ayrıca Jerusalem Post Gazetesi’nin ödüllü muhabiri Khaled Abu Toameh, ABD’nin BM eski Elçisi John Bolton, Arkansas eski valisi Mike Huckabee ve Princeton Üniversitesi’nden Bernard Lewis de oturuma katılacak.
Durban I Konferansı 11 Eylül 2001 terörist saldırısından sadece üç gün önce bitmişti. Durban II ise Cenevre’de 2009’da düzenlenmiş ve tek katılan lider İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad olmuştu. Ahmedinecad konuşmasında Holokost’u inkâr etmiş ve Yahudi Devleti’nin haritadan silinmesi gerektiğini söylemişti.
BM’ye üye 193 ülkeden ABD, Kanada, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Hollanda ve İsrail Durban III’e katılmayacaklarını bildirdi. Almanya ise İsrail’in güvenlik çıkarları ulusal güvenliği ile doğrudan alakalıdır açıklamasını yaparken Dışişleri bakanının konferansa katılacağını bildirdi. Anne Bayefsky “Almanya’nın BM’nin Durban III Konferansı’na karşı olan tutumu onların modern antisemitizm ile mücadelelerine karşı ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Nefret şölenine dönüşen ve dünyadaki tek Yahudi Devleti’ni hedef alan böyle bir etkinliğe katılması, çekilen altı ülke ile beraber hareket etmemesi şok edicidir” değerlendirmesini yaptı.
