Duygularıma kulak verin lütfen…

Sevgili anneciğim ve babacığım,

Biliyorum ki beni her şeyden çok seviyorsunuz ve benim hayatımda her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak istiyorsunuz. Yanımda olduğunuzu bilmek, bu güveni hissetmem benim için de inanın çok önemli. Ancak ben de bazen üzülebiliyorum, kaygılanıyorum, şaşırıyorum, korkuyorum, seviniyorum ya da kızıyorum.

Gençlik - Eğitim
13 Temmuz 2011 Çarşamba

Sizlerden tek farkım bu duygularımı bazen ben de anlayamıyorum ya da onları nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Bu konuda desteğinize ihtiyacım var.

Nasıl mı?

Sevincimden başlayalım isterseniz    Çok güzel geçen bir yuva gününün ya da hafta sonunun ardından beni çok sevindiren, coşturan duygularla kendimi yatıştıramadığım anlarda benle zorlanmanızda olduğu gibi. “Gel bakalım senle bu hafta sonu neler yaptığımızı konuşalım. Anlaşılan çok eğlendin ve şimdi bu mutluluğun bitecek olması sana zor geliyor ve kendini yatıştırmakta zorlanıyorsun”  gibi cümlelerle duygumu ifade etmemi kolaylaştırmanız beni anladığınızı düşündürecektir. Ama çoğu kez bu sevincimi doğru ifade edememem azarlanmama yol açabiliyor 

Üzüntüme bakmaya ne dersiniz  İşte bu konuda büyükleri çoğu kez yanıltabiliyorum. Ben büyükler gibi üzülünce kenara çekilip, süklüm püklüm oturmak yerine bu üzüntüye katlanamayıp, hiç yapmadığım kadar hareketlenip, yaramaz çocuk etiketini alabiliyorum çoğu kez. Aslında her zamanki halimden farklı davranıyorsam bilin ki bir şeyler beni üzmüş olabilir ama bu üzüntü ve acıya dayanmak zor geldiğinden hissetmemek adına daha fazla hareket etmeyi seçebilirim. “Sana ne oldu böyle? Dur bakalım galiba senin canın bir şeylere sıkılmış, sen böyle yapmazdın” diye beni durdurup, üzerinde konuşma imkânı tanımanız bana iyi gelecektir.

Öfkeme gelince… Galiba anne babamı en zorlayan duygularımdan biri de bu. Bazen tepinirim, bazen etrafı dağıtır, hıncımı oyuncaktan alırım bazen de tutturur, sizi zor durumda bırakır, hissettiğim öfke duygusunu sizde hissettirene dek devam ederim. Çok enerjik göründüğüme bakmayın bu duyguyu böyle hareketlerle ifade etmek benim için de oldukça yorucu. Beni böyle durumlarda durdurun ve “kendine ve başkasına zarar vermene izin veremem” deyip, biraz sakinleşince “sen kızmışsın gel beraber düşünelim neye kızmış olabilirsin” diye konuşursanız, öfkeme de ifade yolunu açmış olursunuz. Tabii bir de kızınca ne yapmam gerektiğini öğretmeniz lazım bana, kızdığımı başta size olmak üzere beni kızdıran kişilere söyleyebilmem, konuşamıyorsam bu duygularımın resmini yapabilmem, üzerine düşünebilmeyi öğrenmem gibi.

Daha birçok duygum var hiç şüphesiz. Beni korkutan canavarlar da bunlardan bazıları. O canavarı benle konuşur, ona isim vermemi sağlar, resmini yaptırırsanız korkumu ifade yolunu da açarsınız zira o canavar çoğu kez belki de benim için sizin bana öfkelendiğiniz anlardaki görüntünüz ya da benim kendi öfkem kimbilir…

Kaygılarım, çaresizliklerim ve hayal kırıklıklarım. Evet hayal kırıklığı yaşamama da tahammül edin lütfen çünkü istediğim bir şey olmayınca tuttursam da o isteğimi gerçekleştirmek yerine benle onu konuşur, hiç olmazsa istediğim olmasa bile resmini yapmama imkan tanırsanız, belki o isteğime sahip olamam ama hem elimdekilerin kıymetini bilirim hem de eksiklerle başa çıkmayı öğrenir, eksikleri konuşup, onlara iç dünyamda anlam verip, yerine farklı şeyler ikame ederek iç dünyamı zenginleştirebilirim.

Sizden tek istediğim bana duygularımı ifade etmemi öğretmeniz, bunun için de duygularınızı ifade etmekten kaçınmamanız. Tabii ben de duygularımı dile getirdiğimde beni dinleyip, o duyguma aile içinde yer açmanız yani görmezden gelmemeniz, konuyu değiştirmemeniz. Aksi durumda bu benim güvenimi sarsar ve beni daha büyük öfkeye, üzüntüye, hayal kırıklıklarına, şaşkınlığa, kaygıya sürükler.

Duygularımı anlattığım bu yazıyı okuduğunuz ve anlamaya çalıştığınız için teşekkür ederim. 



Ayşe ÖZALKUŞ ŞAHİN

Uzman Danışman Psikolog

Musevi Okulları Minix Anaokulu