Anne – babamın sadece benimle olduğu zamana ihtiyacım var

Çocukların büyümesi için besinler kadar sevdiği ve ihtiyaç duyduğu insanlarla birlikte zaman geçirmesi gerekir. Çocukların bu yöndeki ihtiyaçlarına kulak verelim…

Gençlik - Eğitim
29 Haziran 2011 Çarşamba

Merhaba… İşte bu size ikinci mektubum. En büyük besin kaynağım da öyle sandığınız gibi süt, et, balık değil; “nedir?” derseniz cevabım tabii ki de “oyun” olacak. Neden mi? Durun anlatayım. Benim büyümek için sevgiyle bana iletilen besinler kadar, sevdiğim ve ihtiyaç duyduğum kişilerle geçireceğim özel zamanlara ihtiyacım var. Kim mi bu kişiler ?  Beni bu dünyaya getiren ve yüzlerine her baktığımda onların bana bakışından ve yaklaşımından kendimi göreceğim annem ve babam. Yuvada olmak iyi hoş da annemle ya da babamla hatta bazen üçümüz bir arada planladığımız yarım saatlik –bir saatlik zaman dilimleri de epey keyifli. Yalnız birkaç şartım var:

1- Bu ayrılan zaman dilimi mümkünse her gün değilse de sık aralıklarla ve düzenli olmalı çünkü ben düzen olduğunda ancak benimle geçirilen zamanı, öğretileri, sevgiyi içselleştirip, kendime bir düzen kurabiliyorum.

2- Benimle geçirdiğiniz zaman içinde yalnız benimle olun lütfen; yani aklınızla ve kalbinizle benimle olduğunuzu bilmem lazım. İşi, arkadaşlarınızı, telefonlarınızı bu zamanın dışında tutun. Aksini yaptığınızda ve bana belli etmediğinizi düşündüğünüzde bile ben hislerinizi kolaylıkla algılama yetisine sahibim, bu özelliğimi küçümseyin. Onun yerine bana dürüstçe işinizin çıktığını ve söz verdiğiniz zamanı telafi edeceğinizi söyleyin ve telafi etmeyi de unutmayın yeter. Böylelikle sık olmaması kaydıyla ben de sizin özrünüzü kabullenebilirim ve zaman içinde dürüstlüğünüzü kendime örnek alabilirim.

3- Geldik en heyecanlı kısma… Yani nasıl zaman geçireceğimize… Burada benim tercihlerime kulak verin ya da bana önerilerde bulunun, seçim hakkı tanıyın çünkü bazen içimde yaşadıklarımla baş etmeme seçeceğim oyunlar, oyuncaklar yardımcı oluyor ve o günkü ihtiyacım faklı olabiliyor. Üstelik benim için tüm oyuncaklar, eşyalar canlı. Merakım var, enerjim var; oyun yaratıcılığımı arttırıyor, ruhsal olarak beni besliyor, büyütüyor. Bunun için yaşıtlarımla olmaya da ihtiyacım var ki yuva burada bana büyük destek ancak benim ebeveynlerimle de en rahat iletişim kurma biçimim oyun üzerinden olabiliyor, sözler de oyunları takip ediyor.

Hatırlıyorum da iki yaşlarındayken daha çok saklambaç, oyuncak saklama, bulma, evcilik, arabalar hoşuma giderdi. Şimdi anlıyorum da saklambaç oynayarak, tıpkı bebekliğimdeki ce-e oyunu gibi sizin olmayışınızı kabullenmede kendime kolaylık sağlıyordum yani anne-babamın kendi içimdeki sürekliliğini oluşturuyordum. Oysa bilirsiniz ki epey bir yıl vücudum görünecek şekilde ortalık yerde saklanır sizin de hep aynı yerde saklanmanızı ister ve bekler, orada arardım. Böylelikle, ben kaybolunca aranıyor muyum, önemseniyor muyum ya da sizi istediğimde aynı yerde bulup, size olan güvenimi oluşturmama yardımcı olur musunuz gayretindeydim. Ama bu yaşta hatta 3 yaşında bile kolay kolay paylaşamaz, parkta herkesin oyuncağını ortak sanır, almaya kalkar, sadece kendime odaklı olup, grup içinde olmayı sevsem de bireysel olarak oynamayı sürdürürdüm. Sonraları büyüdükçe yap-bozlar- ki her iç düzenim değiştiğinde tekrar tekrar o düzeni kurmama yardımcı oldu- bebek giydirmeler, anne-baba-çocuk olmalar-size benzeme gayretim-, tırmanmak-büyüdüğümü ve başardığımı görmek çok keyifliydi-tamir araç gereçleri-yaptığım hataları onarmak- vb. de oyun dünyama eklendi. Bu arada her zaman hayatımda olan oyunlar da vardı hiç şüphesiz: resim yapmak, boyalar, hamurlar, parklarda olan o anne karnında annem hareket ettikçe güvenli bir şekilde sallanmamı hatırlatan salıncaklar, doğum anımda olduğu gibi beni hızla dışarı atan kaydıraklar, ana rahmi gibi olan tüneller de cabası-inanın bazen baş aşağı kaymayı o yüzden seviyorum tıpkı doğuma hazırlanırken baş aşağı duruşum gibi. Tabii bir de beni her yaşta geliştiren o renkli resimli enfes kitaplar. Sonra sonra 4-5 yaşlarıma geldiğimde grup oyunları oynamaya ve daha sosyalleşmeye başladım. Bu dönemlerde de cinsellik-çarpışan arabalar- tünellerden geçen trenler, doktorculuk- doğum, ölüm kavramlarını sorgulamalarım hiç şüphesiz ortadaydı.

Aslına bakarsanız çok fazla malzemeye de ihtiyacım yok benim. Evde benimle kurabiye yapabilir, top oynayabilir, bezlerden, artık malzemelerden ya da su, bakliyat vb. ürünlerden deneyler yapıp, müzik aletleri de yaratabiliriz birlikte çünkü hem büyüklerin yaptıklarını yapabilmek bana çok keyif veriyor hem de birlikte eğlenerek bir şeyler üretmek. Bunun için ne mi yapacaksınız sadece içinizdeki kendi çocukluğunuzla bağlantı kurun ve siz de keyif alarak benimle oyunlara dalın; yalnız UNUTMAYIN! Çocuk olan benim, ben istediğim anda da gene anne baba rollerinize dönerek, gerekli düzeni sağlayın yoksa siz çocuklaşıp, oyuncaklarımı alıyorsunuz ve kendiniz keyif alırken benim ihtiyaçlarımı gözden kaçırabiliyorsunuz. Denge nasıl mı sağlanacak? Kolayı var düzenli zaman ayrılınca ortak dil de kendiliğinden oluşuyor.

Ayşe ÖZALKUŞ ŞAHİN

Uzman Danışman Psikolog