Asal ve Ventura’nın kaleminden İzmir semtleri

Toplum
21 Nisan 2011 Perşembe

Heyamola Yayınları’nın gerçekleştirdiği, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında, İstanbullu 40 yazarın 40 semti anlatan kitaplarından sonra, şimdi de İzmirli 41 yazar, kentin son 40 yılını anlatan bir proje gerçekleştirdi. Her yazarın İzmir’in bir semtini ele aldığı “İzmirim” kitap dizisinin sergisi, 16 Nisan’da Kültürpark’ta açılan İzmir Kitap Fuarı’nın en gözde projesi olarak kitap stantlarında yerini aldı. Kitap dizisi, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ve bazı milletvekillerinin katıldığı açılış töreninden sonra bir kokteyl ile basına ve halka tanıtıldı. 

Şairlerin, gazetecilerin, tiyatro ve kitap yazarlarının, arkeologların, tarihçi akademisyenlerin yer aldığı 41 İzmirli yazar arasında Avram Ventura ve Raşel Rakella Asal’ın yer alması İzmir Yahudi Cemaati’nin gurur kaynağı oldu. Seriyi oluşturan kitaplar, kentin tarihini, coğrafyasını, geçirdiği değişimleri, yaşam tarzını, eğlence hayatını ve daha nice özelliğini bir yazar- edebiyatçı duyarlılığıyla okuyucuya aktarıyor. Her semtin hikâyesi anılar, yaşam öyküleri aracılığıyla şekilleniyor, adeta can buluyor. 

Avram Ventura “Belleğin Tozlu Sayfalarında Karataş” adlı kitabında bakın nasıl anlatıyor bir dönem İzmirli Yahudilerin yaşam merkezi olmuş Karataş semtini şöyle anlatıyor:

“Karataş’ta yaşayan bizler, uzun yıllar yazlık nedir bilmedik. Poyraz evimizde, deniz ayaklarımızın altındaydı. Karataş’tan Güzelyalı’ya kadar, bütün kıyı hepimizin denizle iç içe yaşadı yerlerdi.

Bizimki kara tarafında olmasına karşın, kıyıda oturan aile yakınlarının, arkadaşların evlerinden hiç ayrılmaz, neredeyse günün çoğunu, onların denize uzanan, çoğunlukla tahta iskelelerinde geçirirdik. İskele deyip de geçmeyelim, içlerinde öyle güzel olanları vardı ki kimi ailenler akşam sofrasını onların üstünde kurarlar, yazın sıcak günlerinde geç saatlere kadar orada oturturlardı. Evlerden iskeleye kadar bir elektrik kablosu uzatılır, ucuna da bir ampul kondu mu, gel keyfim gel! Hele ayın denizi aydınlattığı, yakamozların oynaştığı, görsel bir şölene dönüşmüş gecelerde, bu keyifler daha katlanarak sürerdi.

Raşel Rakella Asal’ın “İşte Bizim Gül Sokak” adlı kitabında Alsancak’ın ünlü Gül Sokağı üzerine yazdıkları da şöyle:

Gül Sokak’ta hele Gül Sokak’tan içeri Plevne Bulvarı’na çıkarsanız orada favori kafelerden Sir Winston Tea House’a, Bonjour’a, Sevinç’e, Reyhan Pastanesi’ne yolunuz düştüğünde İzmirlilerin ne kadar şanslı olduğunu bir kez daha fark edersiniz. Sokaklarında hep bir tanıdıkla karşılaşma umuduyla dolaşır, kendinizi saklambaç oynarken sizi keşfeden ve sobeleyen ebeye yakalanmış hissedersiniz. Sokak insanlarının yüzü güler. Biraz kulak kabartırsanız hepsinin fısır fısır konuştuğunu sürekli kahkahacıklar attıklarını duyarsınız. Yaşayan, nefes alan, nefesin kesildiği noktada soluklanacak bir an yakalamış insanlardır bunlar. Hazların, tutkuların, aşkın, heyecanların bir arada yaşandığı bir dünyadır.  Yakalanamayacak kadar hızlı gelişen, akıp giden, anlık da olsa yakalandığında büyüsüne kapılıp kendinizden yansımalar bulacağınız bir dünyadır.  Gül Sokak… Gündüz düşleri de gecenin büyüsü de oradadır.  Hayat oradadır işte! Tebessümleri hiç eksik olmaz.

Bu kitapları okurken bir kentin zamanın içinde yer altı ırmağı gibi akışını hissediyorsunuz. Tarih sayfalarının kederli izinde, sesini ve yüzünü yitirmiş İzmir insanlarına rastlıyorsunuz. Bizi biz yapan, duygudan düşünceye evrilen yaşantıları okudukça kentin ruhunu hissediyorsunuz.

Yaşayanların belleklerindeki bu anıların kâğıda dökülüp bir seri içinde bir araya gelmiş olması, İzmir’in bugününü ve geçmişini ölümsüz kılmak açısından da çok önemli bir çalışma.

24 Nisan’a kadar açık olan İzmir Kitap Fuarı’nda 18 Nisan’da Raşel Rakella Asal, 21 Nisan’da ise Avram Ventura kitaplarını imzaladılar. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bu kişisel tarih ve edebiyat projesinde yer alan yazarlarımızı kutlarız.

Rafael Algranati