“Araplar İsrail’de yaşamayı tercih ediyorlar”

Arap ülkelerinde son dönem yaşananlar, Ortadoğu’daki bazı gerçeklerin daha iyi görülmesini sağladı. Şiddet, bölünmüşlük, vatan hainliği, belirsizlik, düşük öngörülebilirlik ve nefret eğitiminin hüküm sürdüğü bu ülkelerde, demokrasi ve güvenlik kavramlarının en alt seviyelerde olduğu tüm açıklığıyla meydana çıktı. Batı ülkeleri de İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki farkları ve siyasi hakları yakından gözlemleme fırsatı buldu.  Arap rejimlerinin yıkılması, Batı’nın hem siyasetine hem de kamuoyuna yön veren yüzeysel varsayımlarının da yıkılmasına sebep oldu. Tunus, Mısır, Yemen, Bahreyn, Umman, Libya ve Suriye’de, İsrail benzeri demokrasi özlemi çekildiğinin sinyalleri Batı’ya verilmiş oldu. Arap toplumlarında meydana gelen ayaklanmalar, İsrail’in demokrasisiyle Arap komşuları arasında ne kadar büyük bir fark olduğunu ortaya koyarken, Arap sokağının İsrail demokrasisinin özgürlüklerine ve faydalarına olan arzusunu daha da kuvvetlendirdi.

İsrail vatandaşlığı ve kimlik cüzdanı Hamas liderleri ve Filistin Özerk Yönetimi’ndekilerin (FÖY) aileleri arasında oldukça popüler.  Hamas lideri İsmail Haniye’nin üç kız kardeşi de İsrailli Araplarla evlenerek İsrail’in Negev bölgesindeki Tel Sheva’ya yerleştiler. İkisi dul kalmalarına rağmen İsrail’de kalmayı tercih ediyor. Üçüncü kız kardeş ise İsrail ordusunda görev yapıyor. 1993-2003 yılları arasında 150 bin Arap, İsrail vatandaşlığı olan Araplarla evlenip İsrail vatandaşlığına geçti. Ayrıca binlerce Arap, yasadışı olarak İsrail’de yaşamayı tercih ediyor. İsrailli Araplar, İsrail ve FÖY arasında toprak değişimini öngören, kendilerini İsrail vatandaşlığından çıkartacak ve Filistin tebası yapacak olan tüm çözümlere karşı çıkıyorlar.

Ocak 2011’de Beit Sahur’daki Filistin Kamuoyu Yoklaması Merkezi’nde Nabik Kukali tarafından yapılan bir ankete göre, İsrail içinde istedikleri gibi seyahat, çalışma hakkı bulunan, ayrıca İsrail’in sosyal sigorta, sağlık, emeklilik, maluliyet, işsizlik sigortası gibi hizmetlerinden faydalanabildikleri için, Arapların büyük bir kısmının İsrail vatandaşlığında kalmayı tercih ettikleri görülüyor. Bu araştırmaya göre, hiç Yahudi’nin yaşamadığı, sadece Arapların yaşadığı bir mahalle yeni kurulacak ‘Filistin Devleti’ne verildiği takdirde İsrail’in sınırları içinde bir bölgeye taşınacaklarını söyleyen Kudüslü Arapların oranı yüzde 40. 

1967 yılından bu yana, İsrail belediye sınırları içinde kalan Kudüslü Araplar İsrail kimlik kartlarına ve daimi oturma izinlerine sahipler.