Gençler Roma’da hem yarıştı, hem eğlendi

Toplum
13 Nisan 2011 Çarşamba

Her yıl Avrupa’nın değişik bir ülkesinde Yahudi gençlerine yönelik yapılan Jeurovision, bu sene 31 Mart- 3 Nisan tarihleri arasında İtalya’nın Roma şehrinde gerçekleşti. Avrupa’nın birçok ülkesinden 11 ayrı ekibin katıldığı yarışmada Türkiye’yi Talmud Tora’dan 15 kişilik bir ekip başarıyla temsil etti. Hazırlıkları aylar öncesinden yapılan gezi, seminer programları ve müzik yarışması ile organizasyon çok başarılıydı. Bu vesileyle gençler Roma’nın önemli mekânlarını tanıma fırsatını buldular.

Farklı ülkelerdeki gençlerin, birbirlerini tanıması, kendi farklı fikir ve sorunlarını karşılaştırabildikleri ortamlara olanak sağlayan Jeurovison’da, Talmud Tora gençleri çeşitli liderlik seminerlerine de katıldı. Yahudi kimliğini koruyarak dış dünyada aktif olabilen gençlerle geçirilen Şabat, belki de en anlamlılarından biriydi. Şabat’ın şarkılar ve danslarla, Tora’dan sözlerle ne kadar keyifli olduğunu, İtalya’ya gelen farklı birçok cemaat gençleriyle birlikte yaşayarak tadına vardılar.

İtalya’da geçirdikleri dört günün birçok açıdan verimli geçtiğini belirten gençler, yaşadıkları paylaşımların unutulmaz olduğunu ve bu rüyanın bitmemesini istediklerini söylediler. Tüm imkânlarını seferber eden cemaate teşekkürlerini belirten gençlerimiz bazı izlenimlerini paylaştılar.

Eslin Benhabip

İtalya seyahatinde yeni arkadaşlar kazandık. Birçok ülkede yaşıtlarımızın olduğu bu ortamda birlikte güzel bir Şabat geçirerek, Şabatın kutsallığını bir kez daha anladık. Son gün ise kendi yazdığımız şarkıyla katıldığımız Jeurovision adlı yarışmada eğlenme imkanı bulduk.

Reysi Haleva

Heyecanlıydık her birimiz uçağa binince. En fazla heyecanlı olan da bendim… Hayallerim de bindi Roma uçağına. Üç sene önce Talmud Tora’da kurulan bu grup şimdi onbeş kişiye ulaşmış ve uluslararası bir yarışmaya katılıyordu. Ne yapacağımızı, nereleri gezeceğimizi, kimlerle tanışacağımızı hepsini dört gözle bekliyorduk, bir merak vardı içimizde... Gezimiz çok kısaydı,  o kadar çok eğlendik ki geri dönmek istemedik. Dört gün, doksan altı saat bizim için su gibi akıp geçti. Unutulmayacak bir Şabat gecesi yaşadık. Dans ettik, şarkılar söyledik, dünyanın dört bir yanından yeni kişilerle tanıştık.. Gezdiğimiz yerler, yediğimiz yemekler, kurduğumuz arkadaşlıkları unutmayacağız ve eğer seneye  şansım olursa seve seve katılmak isterim. Bu gezide bize yardım eden herkese çok teşekkür ederiz.

Ronit Asa

Şabat bizim için hep ailelerimizle geçirdiğimiz bir akşam yemeğiydi belki, ya da herkesin bir yerde toplandığı ve yemek yediği bir gün, ya da annemizle yaktığımız bir mum belki de. Ancak hiç tanımadığınız kişilerle yabancı bir yerde  Şabat geçirdiniz mi? Duaların makamları farklı olsa da aynı sözleri söylediğiniz oldu mu hiç? Ya da tanımadığınız kişilere sarılıp ortak bir paylaşım için dans ettiniz mi? Tanımadığınız kişilerle ortak bir mutluluğu, eğlenceyi paylaşmak zordur aslında ama ben Roma’da bunu yaşadım.  El ele tutuşarak ağzımızdan aynı sözleri çıkararak dans etme duygusunu yaşadım. Onlarla aynı sofrayı paylaştım, yüzümüzde aynı mutluluk, içimizde aynı his. Dillerimiz, makamlarımız, kıyafetlerimiz geçmişimiz ayrı olsa da, o gün aynıydık eşittik. Çünkü dillerimiz artık ortak bir dil, şarkılarımız ortak bir şarkı, kıyafetlerimiz  özende aynıydı. Aynı anı paylaşmak, ailelerimizden uzak  tanımadığımız insanlarla o Şabat gününün kutsallığını hep birlikte içimizde hissettik Roma’da. Oradayken anladım ki,  aslında Şabat sadece ailelerimizle geçirdiğimiz bir akşam yemeği değil aslında Tanrı’nın bizlere verdiği bir hazineymiş.

Erol Azuz

TT ile yaptığımız Roma gezisi ve yarışması belki de hayatımızda karşımıza bir daha çıkamayacak bir olaydı. Büyüklerimizle yaptığımız provalar bizi şarkı konusunda iyi bir noktaya getirdi. Tüm bu birikimleri sergilemek ve birazcık da Roma’yı gezmek için yapılan bu gezi uzun süre hatırımızda kalacak gibi duruyor. Bu yarışmayla şunu gördük ki: aklınızın ucundan geçmeyecek ya da adını bilmediğiniz ülkelerde bile bizim gibi bir Yahudi gençliği var. Belki çok belki az ama sonuçta dünyanın her yerinde bizler gibi Yahudi olan ve Yahudiliği yaşatan kişiler var. Tüm Roma’yı baştan aşağı dolaştık, belli bir noktadan sonra hepimiz yorulduk ama birbirimize destek vererek güçlerimizi yeniden topladık. Roma’da gezmek, daha doğrusu sürekli birlikte olduğun insanlarla gezmek gerçekten müthiş bir keyif. Tur boyunca insanlarla anlaşmak için sürekli İngilizce konuştuk ancak gördük ki Avrupalı Yahudiler İngilizceden çok İbranice konuşuyor. Yapılan Jeurovision Yarışması’nın amacını şimdi daha iyi anlıyorum. Tüm dünyadaki genç Yahudilerin birbirlerinin arasındaki farkları ve benzerlikleri tanımak insanı hayrete düşürüyor.

Refi Chaban

İtalya… Roma… Rüya şehirde, rüya gibi dört gün…

Yaşadığımız günler anlatılıp değerinin düşürüleceği zamanlar değil maalesef. Bu tecrübeyi, birlikteliği herkesin yaşaması gerekir. Biz TT gençleri 4 günde Roma’yı fethettik ve geldik. Amacımıza ulaştık; Avrupa’daki bizim yaşımızdaki Yahudi arkadaşlarımızla, tanıştık, kaynaştık ve en sonunda arkadaş olduk. Çok güzel aktivitlere katılıp, şarkımızı sergiledik. Şarkımız her zamanki gibi muhteşemdi. 15 genç Roma’yı ayağa kaldırdık. Aşk Çesmesi’ne para attık, İspanyol Merdivenleri’ni tırmandık. Collezium’da şarkılar söyledik ve dans ettik. Bize yardımcı olan herkese teşekkür ediyor ve her sene tekrarlanmasını  tavsiye ediyoruz.

Klerissa Koen

Roma ‘da yapılan Jeurovision bizim için güzel bir fırsat oldu. Roma’yı gezdik, Avrupa ülkelerinden gelen pek çok yaşıtımızla tanışma, arkadaş olma fırsatımız oldu, birbirimizin farklı ve benzer özelliklerini gördük, eğlendik aynı zamanda öğrendik. Yahudi mahallesinde yemek yedik,  okulu ve oradaki en büyük sinagogu gördük. Birkaç ülkeyi gruplaştırıp çeşitli etkinlikler yaptırdılar. Jeurovision yarışması son gün yapıldı. Oldukça güzel geçti. Birinci, Roma’dan katılan grup oldu. Kısacası bizim için unutamayacağımız bir deneyimdi. Bize bu fırsatı sunan, yardımcı olan herkese çok teşekkür ederiz.

Roysi Patramilo

Hepimiz gitmeden önce günleri, saatleri, dakikaları sayıyorduk. Heyecanlıydık. Yeni insanlar tanıyacaktık. Bunun en güzel ve önemli tarafı ise hepimizin yaşıt olmasıydı. Onlarla karşılaştığımızda hepimiz, hemen kaynaşmak istedik. Herhalde kalpler bir ki; otelde tanışmadan önce, sokakta fark ettik birbirlerimizi. O kadar cana yakınlardı ki. Sanki en başından tanışıyorduk. 11 farklı ülkeden oluşmuş kocaman bir aile olmuştuk.. Elbette herkes aynı dilde anlaşamıyordu. Ama inançlarımız, düşüncelerimiz hep aynıydı. Arkadaş olduk, şarkı söyledik, dans ettik. Prova aralarında tartıştık, kaynaştık. Kimimiz kazandı, kimimiz kaybetti. Ama önemi yoktu. Gezdik, eğlendik, en önemlisi de çok şey öğrendik. İnançları yeterli. Bizi bu şekilde birleştiren herkese gerçekten çok teşekkür ederiz.