Oyun ve ögrenme

Oyun, çocuğun farkında olmadan etrafını keşfetmesini sağlar, konsantrasyonunu arttırır ve en önemlisi zevk alarak öğrenmesine yardımcı olur

Gençlik - Eğitim
6 Nisan 2011 Çarşamba

Çocuklar dünyayı, etraflarını oyunlar sayesinde öğrenir ve keşfederler. Dil öğreniminde de oyunların yeri çok büyüktür. Herhangi bir konuyu oyun çevresinde verdiğinizde öğrendikleri ile diğer klasik yöntemlerle öğretildiğinde, öğrenilenler arasında büyük fark vardır. En basitinden kendi çocuğumuza oyunla bir şeyler yaptırmanın çok daha kolay olduğunu hepimiz gözlemlemişizdir. Oyunlar, müzik dil öğretirken yararlanılan metotlardan en önemlileridir. Çocuklar, oyunla doğal bir şekilde öğrenirler, farkında olmadan alırlar; çünkü oyun yaş özelliklerine en uygun aktivitedir. Sık sık kullandığımız “oyun çocuğu” terimi de bunu doğrular. Oyunlar sayesinde çocukların konsantrasyon sürelerini bile arttırmak mümkün. Soru cevap tarzı bir çalışmayı yaparken sıkılan ya da sık sık dalan bir çocuk, aynı soruları oyun formatında yaptığınızda dikkatle ve heyecanla bu çalışmaya katılacaktır. Ufak bir değişiklikle hem çocuğun zevk aldığını hem de bir şeyler öğrendiğini görürsünüz.

Çocukların hareket etmesini sağlayan oyunlar özellikle kinestetik zekâ alanına sahip olan çocuklar için büyük bir fırsattır. Bu zekâ alanına sahip çocuklar oturarak yapılan çalışmalarda konsantre olmakta güçlük çekerler. Onların hareket etmesini sağlayan hem de öğretici özelliğe sahip oyunlar oynandığında bu çocukların daha katılımcı ve dikkatli olduklarını gözlemleriz. Gerçi hemen hemen bütün çocuklar hareket etmeyi severler. Hareket ederek hem enerjilerini sarf ederler hem de bir sonraki aktiviteye daha rahat konsantre olurlar.

Oyunlarda rekabet de çocukları tetikleyen, ilgilerini çeken faktörlerden… Tabii rekabet her alanda hayatlarında olacak; ama bunu belirli bir düzeyde tutmakta fayda var. Rekabet, kazanmak onların bu oyunlara daha bir şevk ve heyecanla bağlanmalarını sağlar. O anda o heyecanla farkında olmadan birçok şey öğrenirler ve daha sonra da rahatlıkla kullanırlar.

Oyunu her şeyin serbest olduğu bir etkinlik olarak görmemek gerek. Öncelikle oyun belli bir hazırlık gerektirir ve bu hazırlığın önceden yapılması daha sonra yaşanabilecek sorunları önceden görme çözme imkânı sağlar. Her oyunda mutlaka kurallar önceden belirlenmelidir ve bunlar paylaşılmalıdır. Oyun eğlenceli bir öğrenmenin yanı sıra bir disiplin ve kurallara uyma becerisini de gerektirir. Yani hem hedeflenen tema veya konu öğretilirken aynı zamanda sosyal beceriler de kazandırılır.

Okullarda da eğitici oyunlara yer verilmelidir. Ders içeriğine göre oyunlarda konuya uyum, çocukların yaş ve ilgilerine uygun olması göze alınmalı, rekabet düzeyi gibi kriterlere göre oyunlar seçilmelidir. Ama oyun sadece okulda, bilgisayar başında veya oyuncaklarla olmak zorunda değil. Anne babalar da küçük yaşlardan itibaren eğitici oyunlarla pek çok farklı beceriyi çocuklarına kazandırabilirler. Zihin gelişimleri kadar, sosyal alandaki becerilerini, hatta ev yaşamındaki temel bilgileri, alışkanlıkları da geliştirebilirler.

Gülben DEMİRKOL / Ulus Özel Musevi İlköğretimi İngilizce Öğretmeni