Golden Age hanımlarının geleneksel dayanışma günü

Düzenledikleri gezi ve renkli faaliyetlerle cemaatimizin ileri yaş grubunun hayatına renk katmak amaçlayan Golden Age Komisyonu geçtiğimiz hafta, Rozet Hubeş’in konuk olduğu bir dayanışma günü düzenledi

Dora NİYEGO Toplum
6 Nisan 2011 Çarşamba

Golden Age Komisyonu’nun gönüllü hanımları, 29 Mart Salı günü geleneksel dayanışma gününde, dernek kurum ve kuruluşların hanım başkanlarını, güne özgün özel bir faaliyet ve çeşitli ikramlarla ağırladılar.

Başkan Meri Maya, açılış konuşmasında, 27 Mart’ın Dünya Tiyatro Günü olması vesilesiyle, bu yılki dayanışma gününün faaliyetini tiyatro konusuna ayırdıklarını ve bu konu ile ilgili görüşlerimizi ünlü tiyatro sanatçısı Rozet Hubeş ile paylaşacağımızı belirtti.

Maya, bu yıl Golden Age Komisyonu’nun kuruluşunun onuncu yılı olduğunu,  yola birkaç gönüllü üye ve 65 yaş üstü elli katılımcı ile başladıklarını, bugün ise Anadolu Yakası’ndakilerle birlikte, katılımcı sayısının 250’yi aştığını söyledi. Yaşlıları evlerinde ziyaret ederek dertlerini dinlediklerini, evlerinden çıkmalarını sağlamak ve el becerilerini geliştirmek için onları belli günlerde bir araya getirdiklerini ve en önemlisi hayatlarını aktifleştirmek için onları sık sık sanatsal etkinliklere ve öğle yemeklerine götürdüklerini sözlerine ekledi.

Başkan konuşmasında, “Tiyatro toplum kültürünün bir göstergesidir. Biz de Golden Age Komisyonu olarak, yaşlılarımızı özel tiyatrolara, Şehir Tiyatroları’na ve zaman zaman da derneklerimizde sergilenen tiyatrolara götürüyoruz. Yaşlılarımızın bundan büyük bir haz aldıklarını görmek bizi memnun ediyor” dedi. Ardından da, Rozet Hubeş’i tanıtmak üzere, Lida Sarfati’yi  davet etti.

Rozet Hubeş konuşmasının başında, Golden Age Komisyonu’nun kurulduğu ilk yıl gönüllü hanımlar ordusuna mensup bir üye olduğunu, ancak mesleğinin gerektirdiği yoğun çalışma temposu nedeni ile komisyon çalışmalarına katılamadığını, emekli olduğu zaman tekrar aralarına katılmak istediğini söyledi.

Hubeş “İlk toplantılardan bu yana on yıl geçti, ama şimdi burada tanıdığım, sevdiğim, saygı duyduğum yüzlere bakıyorum da, yıllar onlara pek de dokunmamış” derken, birlikte çalışarak bazı şeyleri paylaşmanın, en önemlisi bir şeyler üretmenin, hanımları genç ve zinde tuttuğunu ima ediyordu şüphesiz.

Tiyatro sanatçısı Hubeş, gençlik yıllarının hepimiz gibi ‘hay huy’ içinde geçtiğini, kırk yaşına geldiğinde ise birden ‘yaşlandım’ duygusuna kapıldığını, ancak hocası Yıldız Kenter’in bitmek tükenmek bilmeyen enerjisinin ona her zaman yol gösterici olduğunu ve geçen yılların yaşlanmak değil de ‘büyümesine ve olgunlaşmasına’ yardımcı olduğunu söyledi ve  “Hatta çoğu tiyatro ödülünü kırklı yaşlarımda aldım” diye ekledi.

Rozet Hubeş, “Şimdi elli yaşındayım, yakın gözlüğü takıyorum, aynaya baktığımda da yüzümde kırışıklıklar ve sarkmalar görüyorum. Ancak bu izler, deneyimlerim, gözyaşlarım, acılarım, heyecanlarım ve kahkahalarım, kısacası yaşamımın bendeki izdüşümleridir” dedi. “Bugün seksen yaşında olan Yıldız Kenter hala sahnede ve oynadığı oyunun her anının tadına vararak oynuyor” diye ekledi.

Ardından, sanatçı bize, kendisini çok etkileyen, Nancy Baker adındaki Amerikalı bir yazarın, ‘Tadını Çıkar’ başlıklı bir hayat hikâyesini okudu. Yaşam felsefesinin, hayatın her anının tadını çıkarmak, en küçük fırsatları değerlendirerek hayatı dolu dolu yaşamak olan hikâye kahramanının kızına tavsiyelerini dinlerken, konuk hanımların gözlerindeki parıltıdan ve yüzlerindeki gülümsemeden, bu güzel gününün gerçekten ‘tadını çıkardıklarını’ görebiliyordunuz.

Geçtiğimiz günlerde, Caddebostan Sinagogu kompleksinde, Golden Age yaşlıları için düzenlenen faaliyette, Rozet Hubeş birkaç arkadaşı ile birlikte hazırladıkları bir skeçte oynadığını, oyunda oynarken bir yandan da yaşlıları izlediğini, yaşlıların ‘yaşadıkları anın mutluluğu ile adeta başka bir boyuta geçtiklerini’ gözlemlediğini söyledi.

Yazdığı bir kitapta “İyimser ve neşeli mizaca sahip yaşlı hastaların, kötümser mizaçlı genç hastalardan daha çabuk iyileştiklerini gözlemledim” diyen Dr. Mehmet Öz’ün,”Yaşlılık yaşta değil, yaşanılan hayatın nasıl yorumlandığında” sözü gerçekten de bunu kanıtlamıyor mu?’ diyordu Hubeş.

Cemaatimizde, bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri ve çalışmaları ile her zaman genç kalmasını bilen, hepimizin hayran olduğu, birlikte çalıştığım sevgili Klara Perahya, Silvia Filiba ve Beki L. Behar’ın, tüm cemaat hanımlarımız gibi Rozet Hubeş’in de örnek aldığı canlı portreler olduğunu bilmek gerçekten çok sevindirici oldu benim için.

Rozet Hubeş’in konuşmasından sonra, Lida Sarfati’nin moderatörlüğünde sanatçıya sorular yöneltildi. Konuklar arasında bulunan Nedim Saban’ın annesi Doli Saban, oğlunun tiyatro mesleğini seçişi ile ilgili anılarını bizlerle paylaştı. Faaliyetin sonunda, Golden Age hanımları hazırladıkları teşekkür plaketini Rozet Hubeş’e vermek üzere, sanatçının annesini kürsüye davet ettiler. Günün sonunda, çaylarını yudumlarken ve aralarında sohbet ederken, dernek hanımlarının keyfili saatler geçirmenin memnuniyeti gözlerinden okunuyordu.

Bize bu güzel felsefeyi bir kez daha hatırlattığın için teşekkürler Rozet Hubeş!

Ve her şeyden önemlisi, yaşlılarımızı evlerinden çıkarttığınız, düzenlediğiniz güzel faaliyetlerle onların hayatına renk kattığınız, ve hayata bağlanmalarını sağladığınız için, sizlere binlerce kez teşekkürler Golden Age’in çalışkan hanımları!