DÜNYA SAATİ Gezegenimizin geleceği için 60 dakika karanlık

<p class="MsoNormal"><span>Earth Hour kampanyası gezegenimize sahip çıkmak ve bir birey olarak değişim yaratmak için eşsiz bir fırsat sunuyor. 26 Mart Cumartesi günü saat 20:30-21:30 arasında dünyamızın geleceğini aydınlatmak için karanlıkta otururken, ışıklar geri geldiğinde günlük hayatınızda ne gibi kalıcı değişikler yapabileceğinizi planlamaya başlayın<?xml:namespace prefix =" o" ns =" "urn:schemas-microsoft-com:office:office"" /></font></span></p>

Çevre
23 Mart 2011 Çarşamba

Talya ENRİQUES ROMANO


Geçtiğimiz hafta Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrasında, bütün gözler nükleer enerji konusuna çevrildi. Bazı ülkelerde nükleer karşıtı gösteriler düzenlenirken, hali hazırda nükleer enerjiyle elektrik üreten ülkeler, nükleer santrallerinin güvenlik tedbirlerini gözden geçirmeye başladı. Avrupa’daki birçok ülke yeni başlatılacak olan santral inşaatlarını bir süre için askıya aldı. Türkiye’de ise Mersin Akkuyu’da yapması planlanan yeni nükleer enerji santrali tartışmaların odak noktası oldu. Kimi vatandaşlar Japonya örneğinden yola çıkarak deprem riski taşıyan bir bölgede nükleer santral yapmaya karşı çıkarken, hükümet Rusya’yla işbirliği çerçevesinde yapılacak nükleer enerji santrali konusundaki kararlılığını sürdürdü.

Dünyanın dört bir yanında nükleer tartışması devam ederken, Japon hükümeti yaşanan afetin etkilerini ve nükleer felaket riskini azaltabilmek için aynı anda üç cephede mücadele ediyor. Japon yetkilileri bir yandan, artan soğuk ve kar yağışına rağmen deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarını yürütürken; diğer yandan Fukuşima nükleer tesislerinde arızalanan sistemleri tamir edip radyoaktif sızıntıyı azaltmaya çalışıyor. Buna ek olarak, bölgedeki vatandaşların yüksek radyasyona maruz kalmasını engellemek için Fukuşima santrali yakınında 20 kilometre çapındaki alan boşaltıldı. Bölgeye 30 kilometre yakındaki vatandaşlar ise evlerinden çıkmamaları için uyarılıyor. Başta radyasyon bulutlarından ilk etkilenme ihtimali olan Çin ve Amerika olmak üzere birçok ülke vatandaşlarını Japonya’dan tahliye ediyor. 450.000’den fazla Japon vatandaşının tsunami sonrası deprem bölgesini terk ettiği belirlenirken, Japonların bir kısmının da ülkenin güneyine ve hatta ülke dışına gitmek için yola çıktığı belirtiliyor. Çin’in doğu sahilindeki Şangay şehrinde yaşayan yabancıların bir kısmı da çocuklarını alıp geçici bir süre için ülkelerine giderek, radyasyon tehlikesinden kaçınmaya çalışıyorlar.

Dünyada yaşanan pek çok doğal felakette görebileceğimiz en temel tablolardan biridir bölge halkın evlerini terk etmesi. Yaşanan afetin şiddetine bağlı olarak, insanlar kimi zaman sadece evlerini geride bırakmakla kalmaz, Japonya örneğinde olduğu gibi afet bölgesinden veya ülkelerinden kaçmaya başlarlar. Peki ya, radyoaktif sızıntı gibi küresel felaketlerde bu kaçışın bir sonu var mıdır? Uzmanların belirttiği gibi reaktörlerden sızan radyasyon doğruca atmosfere karışıyor ve tüm yerküreyi risk altında bırakıyorsa, insanlık olarak Dünya’dan kaçıp başka bir gezegene sığınmaya mı çalışacağız?

Geleceğin ve hızla ilerleyen uzay teknolojilerinin ne getireceği tabii ki belli olmaz... Kısa vadede başka bir gezegende yaşamayı öngöremediğimize göre, ev sahibimiz Dünya’ya hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor. Bu noktadan yola çıkarak, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) gezegenimizin geleceğine olan bağlılığımızı göstermemiz için hepimizi Earth Hour (Dünya Saati) etkinliğine davet ediyor. Bu sene beşincisi gerçekleşecek olan Earth Hour etkinliğinde, tüm katılımcılardan 26 Mart 2011 Cumartesi Günü 20:30-21:30 saatleri arasında bir saatliğine ışıklarını kapatmaları isteniliyor. Her yıl Mart ayının son Cumartesi günü düzenlenen kampanyaya, gönüllü tüm bireyler, firmalar ve şehirler, ışıklarını bir saatliğine kapatarak katılabiliyorlar.

Avustralya’da doğan kampanya

2007 yılında WWF-Avustralya tarafından iklim değişikliğiyle mücadele için başlatılan Earth Hour etkinliği, takip eden üç sene içinde küresel bir kampanyaya dönüştü. 2010 senesinde 128 ülkeden, yüz milyonlarca insanın ve 4500’den fazla şehrin katılımıyla insanlık tarihinin en büyük gönüllü katılımlı çevre hareketi oldu. Son dört sene içinde Fransa’daki Eyfel Kulesi’nden San Francisco’daki Golden Gates Köprüsü’ne, Mısır Piramitleri’nden Sidney Opera Binası’na, İngiltere Kraliçesi’nin yaşadığı Buckingham Sarayı’ndan Brezilya’daki Koruyucu İsa Heykeli’ne kadar birçok tarihi eser ve ünlü bina küresel ısınmayla mücadele için ışıklarını kapattı. Geçen yıl, Türkiye’de de Boğaziçi Köprüsü’nün ışıkları kapatıldı ve 50 kurum, 7 belediye, İstanbul Valiliği ve binlerce ev kampanyaya destek verdi.

Geçtiğimiz yıllarda, aralarında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun, Cate Blanchett, Nicole Kidman, Kylie Minogoue, Edward Norton ve Yoko Ono’nun da bulunduğu birçok ünlü sanatçı ve devlet adamı Earth Hour elçiliğini üstlenerek küresel kampanyaya destek verdi. İsrail’de Şabat’la çakışmaması için tüm dünyadan iki gün önce düzenlenen Earth Hour’a, 2008 yılında Devlet Başkanı Şimon Peres, Azrieli Kulesi’nin ışıklarını sembolik olarak kapatarak öncülük etti. Peres’in ışıkları kapattığı gecede, Tel-Aviv’deki Rabin Meydanı’nda bisiklet dinamosundan alınan enerji ile, 40.000 kişinin katıldığı bir rock konseri düzenlendi.

Bir saatin ötesi

Bu sene, “Bir saatin ötesi” sloganıyla düzenlenen Earth Hour 2011 kampanyası, katılımcılarının ışıkları kapattıkları bir saatin ötesine geçerek gezegenin sürdürülebilir geleceği için kendi yaşamlarında kalıcı değişimler yaratmalarını hedefliyor. Earth Hour Direktörü Andy Riley, her bir bireyin katılımının önemli olduğunu belirtiyor ve ekliyor, “Değişim için gerekli güç hepimizde mevcut. 7 yaşındaki bir öğrenci sınıfını, bir genel müdür firmasını, bir devlet başkanı ülkesini değiştirebilir”.

Ülkemizde Earth Hour hareketinin liderliğini WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) üstleniyor. Türkiye’nin dört bir yanından değişimin öncüleri olan il, firma ve bireyler de kampanyaya destek veriyor. Hâlihazırda, Kocaeli, Sivas, Batman, Eskişehir, Nevşehir, Çankırı, Karabük, Batman, Hakkari, Isparta, Manisa, Erzincan ve Kırklareli Valiliklerinin katılımıyla, Türkiye’den 13 il uluslararası Dünya Saati şehirleri listesinde yerini almış durumda. Başta İstanbul, Bursa ve Gaziantep Belediyeleri olmak üzere pek çok büyükşehir, il ve ilçe belediyesi kampanyaya destek olacaklarını açıkladılar. Geçtiğimiz senelerde olduğu gibi Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, İş Bankası’na ek olarak bir çok banka ve Philips, Unilever, BSH gibi önde gelen firmalar Cumartesi akşamı saat 20:30’da ışıklarını söndürüyor. İstinye Park, Kanyon ve Akmerkez gibi alışveriş merkezleri de güvenliklerini tehdit etmeyecek şekilde ışıklarını kapatarak bu küresel harekete katılıyorlar. Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Boğaziçi Köprüsü ve Ankara Opera Binası’nın ışıkları da Earth Hour için bir saatliğine söndürülüyor.

Deprem, tsunami, volkanik patlama gibi doğal afetler veya Japonya’dakine benzer nükleer felaketlerden sonra insanlar genellikler kendilerini çaresiz ve güçsüz hissederler. “Küresel bir felaketin karşısında ben tek başıma ne yapabilirim” duygusu, çoğu zaman harekete geçmek yerine yerimizde durmamıza neden olur. İşte bu noktada Earth Hour kampanyası gezegenimize sahip çıkmak ve bir birey olarak değişim yaratmak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Bu cumartesi günü saat 20:30-21:30 arasında dünyamızın geleceğini aydınlatmak için karanlıkta otururken, ışıklar geri geldiğinde günlük hayatınızda ne gibi kalıcı değişikler yapabileceğinizi planlamaya başlayın.