Akran zorbalığı

Bazen şaka gibi başlayan; bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan akran zorbalığı, okullarda birçok yaş grubunda rastlanabilir. Önemli olan, bunu zamanında fark etmek ve çözüm için emek vermektir

Gençlik - Eğitim
16 Mart 2011 Çarşamba

“Öğretmenim ben sadece şaka yapmıştım!” diyen öğrenci bir yanda, yapılan davranıştan rahatsız olduğu belli olan öğrenci diğer yanda…

Okullarda çok sık karşılaşılan bu tablo, sınırlarını öğrenmeye çalışan ergenin tipik davranışlarından biridir. Şaka hassas bir konudur; özen gösterilmesi gerekir. İki taraf da şakadan keyif almalıdır aksi halde yanlış anlaşılma sonucunda kırgınlık hissedilir ve arkadaşlık zedelenir. Davranışının şaka olarak algılanmaması, içinden geldiği gibi davranan şakacıyı şaşırtır. Hoş olmayan şakaların önünü almak için, rahatsız olan kişinin duygu ve düşüncelerini kontrollü bir ortamda şaka yapan kişi ile paylaşması; diğerinin de empati kurması ve farkındalık kazanması ile şakaların tekrarlanmaması sağlanır.

Ancak bazen benzer şekilde şaka gibi başlayan; bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve mağdur olanın kendini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türü ile - zorbalık - karşılaşılır. Belirtiler

Uzmanlar okul zorbalığının 8-15 yaş arasında görüldüğünü ancak 10-14 yaş arasında daha yoğun yaşandığını belirtmekteler. Eğer çocuk;

- Okula gitmek istemiyor, devamsızlığı artıyorsa,

- Okul başarısında anlam verilemeyen bir düşüş varsa, dikkatini toplayamıyorsa,

- Kendine ait eşyaları kaybediyorsa, okul malzemelerinde eksik varsa,

- Arkadaşları ile daha az görüşüyorsa,

- Tenefüslerde yalnız ise,

- Kaygı, korku, endişe duygularında artış varsa, içine kapanmışsa,

- Alay ediliyor, isim takılıyor, hakkında hikâyeler uyduruluyorsa,

- Korkulu rüya görüyor, uykusunda ağlıyorsa,

- Psikosomatik baş ve karın ağrısı varsa, gece altını ıslatıyorsa,

- Okuldan üstü başı kirli, yırtık geliyorsa,

- Vücudunda açıklayamadığı yara, çürük, kesik, tırnak izi varsa,

- Tutum ve davranışlarıyla ilgili sorulara akla yatmayan, yalan söylüyor duygusu yaratan cevaplar veriyorsa,

- Başka çocuklara/kardeşine karşı zorbaca davranıyorsa,

- Öfke patlamaları yaşıyorsa,

- Evde odaya kapanma davranışında artış varsa,

- Dinlediği müzikte, yazdığı yazıda, çizdiği resimde şiddet içeren, cinsel tacizi andıran unsurlar varsa,

- Cinsellik ve şiddet içerikli oyunları tercih ediyorsa,

- Aile bireylerine düşkünlükte ani bir artış varsa ya da aile bireyleriyle iletişime geçmekten kaçınıyorsa, zorbalığa maruz kalıyor olma ihtimalinin yüksek olduğu düşünülür.

Sanal zorbalık

Zorbalık davranışları sözel, fiziksel, duygusal, sosyal, cinsel zorbalık başlıkları altında gruplanır. Siber zorbalık, gelişen teknoloji ile ortaya çıkan ve hızla yaygınlaşan yeni bir zorbalık türüdür. Hayatın olmazsa olmazları arasında ilk sıraları alan cep telefonları ve bilgisayar aracılığıyla yapılan siber zorbalığa; Facebook, MSN gibi sosyal paylaşım sitelerinde, sohbet odalarında uygunsuz içerikli mesajların yollanması, karşıt gruplar oluşturulması, kişinin adı kullanılarak sahte adresler açılması, cep telefonlarına gelen sessiz aramalar, isimsiz ve rahatsız edici mesajlar örnek olarak verilebilir. Cinsiyet farkı zorbalık konusunda da kendini belli eder. Genel olarak erkeklerin fiziksel; kızların ise sosyal, duygusal zorbalık davranışlarında bulundukları gözlenir.

Zorbalık yapan ve zorbaca davranışlara maruz kalanlar ayırt edilmeden anlaşılmaya ve desteğe ihtiyaç duyarlar. Zorba da bir bakıma mağdurdur; onu böyle davranmaya iten sebeplerin araştırılması, giderilmeye çalışılması; zorbalığa maruz kalan kişiye destek olunması, sosyal becerilerini geliştirmesi hedeflenmelidir.

Zorbalık davranışı gösterenlerin ortak özellikleri arasında, empati kurmakta zorlanan, etrafını ve olayları kontrol etme ihtiyacı olan, sosyal becerileri zayıf, atak, saldırgan, sert disiplin yöntemleriyle yetiştirilen, dürtülerini kontrol etmekte zorlanan, yenilgiyi kabullenemeyen, davranışlarının nedenlerini başkalarına atfeden, olumsuz yaklaşımlar nedeniyle düşük olan benlik algılarını telafi etmek için dikkat çekmek isteyen kişiler olmaları sayılabilir. Bu çocukların aile yapıları incelendiğinde;

 - Yoğun aile içi anlaşmazlık ve çatışma yaşandığı,

 - Duygusal destekten yoksun, cezalandırıcı, sert kurallı ebeveynlik stili olduğu,

 - Kontrolsüz, sınırların belli olmadığı, göz yumucu bir ortamın olduğu,

-  Doğru ilişki modellerinin, sosyal pekiştirmenin eksik kaldığı gözlenmektedir.

Mağdur olan çocukların ortak özellikleri arasında, çekingen, içine kapanık, pasif, güvensiz, utangaç, benlik algısı düşük, kaygılı, hakkını arayamayan, sosyal iletişim becerisi zayıf, ailesinin beklentilerini karşılayamayacağına inanmaları sayılabilir. Aile yapılarına bakıldığında ise;

 - Sınırları belli olmayan, iç içe geçmiş bir yapı,

 - Ebeveyn ve çocuğun ayrışamaması, yoğun duygusal yakınlık olması,

 - Aşırı koruyucu, eleştirel ebeveynlik stili öne çıkar.

Neler yapılmalı?

Zorbalık davranışı ile karşılaşan aileler kızgınlık, suçluluk, hayal kırıklığı gibi duygular hissedebilirler ancak çözüm, olaylara sakin yaklaşmalarında gizlidir.

Mağdur çocuğun ailesi neler yapabilir?

 Olaylarla ilgili farkındalık artırılmalı,

 Olumlu iletişim kurulmalı,

 Çocuk duygularını ifade etmesi için cesaretlendirilmeli,

 Ona her koşulda sevildiği, yanında olunduğu hissettirilmeli ve güven verilmeli,

 Yaşadıklarının onun suçu olmadığı, utanmaması gerektiği anlatılmalı,

 Sosyal beceri eğitimine odaklanılmalı,

 Çocuğun olaylar karşısında uygulayabileceği alternatif davranış modelleri rol canlandırma teknikleriyle pekiştirilmeli (güvenli beden dili ve ses tonu çalışmaları, tepki vermemek, mekandan uzaklaşmak, yardım istemek, olumlu iç konuşma yapmak vb.)

 Çocuk, güçlü yönlerini öne çıkarabileceği etkinliklere yönlendirilmeli,

 Okul idaresi ve rehberlik servisi ile işbirliği yapılmalı,

 Gerekirse profesyonel yardım alınmalıdır.

 Zorbalık davranışı gösteren çocuğun ailesi neler yapabilir?

 Aile içi iletişimi iyileştirmeli, etkin dinleme becerisi kullanılmalı,

 Empati kurularak çocuğu anlamaya çalışılmalı,

 Kaliteli zaman geçirilmeli,

 Aile bireyleri arasında yakın ve tutarlı ilişkiler oluşması hedeflenmeli,

 Sert disiplin yöntemlerinden uzaklaşarak davranışına odaklanılmalı ve çocuğa nasıl yardım edilebileceği düşünülmeli,

 Okul idaresi ve rehberlik servisi ile işbirliği yapılmalı,

 Gerekirse profesyonel yardım alınmalı,

 Kurallar koyup, tutarlı davranılmalı ve ilgilenilmeli. Kısa süreli hedefler belirlenmeli,

 Adil olma davranışı ile ilgili rol çalışmaları yapılmalı,

 Sosyal beceri eğitimine odaklanılmalı,

 Gerekirse öfke kontrolü ile ilgili çalışılmalı,

 Çocuk, güçlü yönlerini öne çıkarabileceği etkinliklere yönlendirilmeli.

Akran zorbalığını önlemek amacıyla ailelerin ve okul yönetiminin birlikte hareket etmesi önemlidir. Bu konuda okul politikası oluşturulmalı, ortak dil ve tutum sergilenerek yapılacak bireysel ve grup çalışmalarıyla her öğrenci kazanılmaya çalışılmalıdır.

Reci BAROKAS / Danışman Psikolog