Ders çalışmak ama nasıl?

Birçok çocuk için ‘ders çalışmak’ çok zordur. Peki, çalışanlar nasıl çalışıyor? Bu sorunun cevabı aslında çok basit…

Gençlik - Eğitim
24 Kasım 2010 Çarşamba

Hepimiz birçok kere kendimizi “Hiç sevmiyorum şu ders çalışmayı” derken bulmuşuzdur. Gerçekten de ders çalışmayı sevmek zordur. Bize keyif veren birçok şeyi bir kenara koymak ve bir masanın başına geçmek… Düşüncesi bile sıkıcı. Peki, çalışanlar nasıl çalışıyor, üstüne üstlük bir de haz duyuyor bu çalışmadan. Cevap basit aslında… Sevilen şey çalışmak değil, çalışmanın sonucunda elde edilen başarıdır. Başarının tadı bir kez alındı mı, insan yeniden ve yeniden bu duyguyu tatmak ister. Demek ki önce başarı hedefini seçmek gerek. Herkes kendi kapasitesine göre önce kısa vadeli sonra uzun vadeli gerçekçi hedefler belirlemelidir. İlk sınavlardan hiç kırık not almamak gibi. Birinci dönemi zayıf ders getirmeden kapatmak gibi.

Sonra iş masanın başına geçmeye gelir. Başlangıçta zor olur, ama neyse ki insan şartlanabilen bir varlıktır. Eğer hep aynı saatte aynı masanın başına geçip çalışırsanız, bir süre sonra o masanın başına geçtiğinizde çalışma isteği de gelecektir. Bu masanın düzenli olmasında ve fazla uyarıcı barındırmamasında da fayda vardır.

Bir diğer önemli iş ise nasıl öğrendiğinizi keşfetmektir. Yüksek sesle okuyarak, yazarak, görsel yöntemler kullanarak ya da dokunarak… Hangisi size en uygun yöntem belirlemelisiniz. Görsel öğrenen biri mutlaka şemalarla, haritalarla çalışırken işitsel öğrenen kişinin yüksek sesle okuyarak çalışması daha verimli olacaktır. Ne kadar çok çalışırsanız çalışın yanlış yöntem başarısızlığı getirir.

ÇALIŞIRKEN CEP TELEFONUNDAN UZAK OLUN

Dahası da var. Çalışma ortamında sizi engelleyen dış uyaranlar mı var? Masanızdaki bilgisayar size sürekli “Facebook’a gir, MSN’e gir” gibi mesajlar mı veriyor? Odadaki televizyon “Beni seyret, beni seyret” mi diyor? Eğer durum buysa gerekirse bu araçları odanızdan çıkarın. Bir de cep telefonu var tabii. Siz çalıştığınız süre içinde telefon sessize alınmalı ya da mümkünse odanın dışında bırakılmalı.

Ders çalışmanın önemli kurallarından biri de plan yapmaktır. Ders programı ya da çalışma planı yapmak da sanıldığı kadar zor değildir. “Zamanım yetmiyor, çok fazla yapılacak iş var, bir yığın ödev var” gibi söylemler aslında ertelemelerin bir sonucudur. Çünkü zamanında yapılmayan çalışmalar birikip önümüze yığıldığında oldukça ürkütücü olabilir. Bu yüzden planlı olmanın temeli şudur: Verilen ödevi gününde yapmak. Böylelikle hem ödevler birikmemiş olur, hem de henüz taze bilgiyle yapıldıkları için anlaşılmayan, gözden kaçan noktalar ortaya çıkar. Neyi öğrenip neyi öğrenmediğinizi de keşfetmiş olursunuz. Planlı çalışmanın ikinci aşaması da ertesi gün işlenecek derslere bir göz atmaktır. Özellikle sözel dersler okula gitmeden önce bir kez okunduğunda, çok kolaylıkla öğrenilmektedir.

TEKRAR ÖNEMLİ

Tekrarın önemi üzerinde de durmak istiyorum. İnsan beyni öğrendiklerinin %70’ini 24 saat içinde unutur. Eğer onun için bir önemi yoksa ya da tekrar etmezse… Böylece beyin söz konusu bilginin çöp olmadığına ve saklanmaya değer olduğuna karar verir. Bu nedenle eve geldiğimizde o gün öğrendiklerimizi kısaca hatırlamak, tekrar etmek, o konuyla ilgili ödevleri yapmak önemlidir. Böylelikle unutmayı da geciktirmiş oluruz. Ödev yoksa bile bu gerçeği göz önünde bulundurarak, günün kısa bir tekrarını yapmak, okulda ders dinleyerek geçirdiğimiz onca saatin boşa gitmemesini sağlar.

Son olarak şunu söylemek isterim ki önemli olan çalışmanın süresi değildir. Bilinçli ve motive olarak yapılmasıdır. Kendimizi rahatlatmak ya da dostlar alışverişte görsün mantığıyla facebook bir yandan, TV bir yandan, mesajlar eşliğinde yapılan dört saatlik bir çalışmadansa bir saatimizi ayırdığımız nitelikli bir çalışma çok daha yararlıdır.

Çalışmalarınızın uzun ve sıkıcı değil, verimli olması dileklerimle…

 

Berkay DELİGÖZ / Ulus Özel Musevi Lisesi Rehberlik Servisi Koordinatörü