Konuşmacılar Limmud hakkında ne dediler?

Toplum
11 Kasım 2010 Perşembe

Prof. Dr. Barbara Vacarr

Çok etkilendim, tasvir edecek kelime bulamıyorum. Bu kadar çok sayıda kişinin, böyle bir tutku ile kültürel bir etkinliğe katılmasını fazla göremezsiniz. Türkiye’ye ilk gelişim ve Limmud’a ilk katılışım. Ancak Yahudi sayısının azaldığını bildiğim Türk Yahudilerini burada böyle bir katılımla görmek, burada süregelen Yahudi yaşamının en güzel kanıtı.

Michael Vacarr

Herkes bizi çok iyi karşıladı ve burada harika bir cemaatle karşılaştık.

Prof. Dr. Jael Silliman

Burada olmak ve Türk Yahudi Cemaati’nin bu kadar güçlü olduğunu görmek çok güzel. Bu insanların sadece eğlenmek için değil, aynı zamanda öğrenmek için bir araya geldiği görmek çok etkileyici.

Prof. Dr. Nahum Rakover

Çok görkemli, tek kelimeyle inanılmaz. Kudüs’ten buraya bunu görmek için geldim.

Clive Lawton

Yaklaşık 30 yıl önce; İngiltere’deki Limmud’un kurucularından biriydim. O zamandan beri Limmud dünya çapında yayılıyor. Bizim için Türkiye Limmud, en heyecanlılardan biri, sefarad cemaatleri arasında gerçekleşen tek Limmud. Türk Yahudileri’nin yaklaşık yüzde beşi Limmud’a katılıyor ve bu oran da dünya Limmudları arasındaki en yükseklerden biri. Organizasyonun kalitesi ve programın çeşitliliği açısından da Türkiye mükemmel bir örnek. Cemaat için hem öğrenciler hem de eğitmenler yaratıyor. Güneşli bir pazar sabahı, 1000’in üzerinde bir Türk Yahudi topluluğunun, iyi bir para ödeyerek buraya gelmesi harika bir şey… İnsanlar gerçekten bir şeyler kazanmaya, kendilerini geliştirmeye geliyorlar. Bu Türk Yahudi Cemaati’nin geleceği için iyi bir şey. Hem eğlenceli hem de ciddi bir atmosfer…

Zülfü Livaneli

Çok güzel bir etkinlik. İstanbul’da bu kadar kültür dolu, düşünce dolu bir etkinlik yapıldığı ve bu kadar büyük kabul gördüğü için çok mutluyum. Yaptığım konuşmadan ve dinleyicilerle olan sohbetten de çok mutluyum. Bu organizasyonu yapanları tebrik ediyorum.

Sunay Akın

Ben ilk defa katıldım, programı da buraya geldiğim zaman gördüm ve çok etkilendim. Şaşırmadım, çünkü bu kültürün aydınlamaya, bilgiye, demokrasiye nasıl değer verdiğini çok iyi biliyorum. Böylesine dolu bir programın 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olduğumuz bir dönemde neden bir yıl içinde bütün kentte yaşamadığımızı da sorgulamamız gerekiyor. O kadar nitelikli, o kadar güzel bir program ki bu… Keşke, bu toplumun içinde kapalı kalmasaydı. Bu bir kültür politikası, kendi içinde de kültür politikası üretiyor toplum.

Kapıdan içeri girerken o kadar koruma polisi görünce ise çok üzüldüm. Buna hiçbir zaman anlam veremiyordum ancak bu gerekli olarak görülüyor ve gereklidir. Ama ne var içerde? Aydınlanma kültürü var. Bu günü aydınlanma günü, bu günü insanın beynindeki duvarları yıkma günü olarak görüyorum. Böyle bir günü kapıda polisle korumamız gerekiyorsa, burada düşünmemiz gerekiyor.

Organizatör Gina Alkaş;

Her sene çok yorulduğumuz ama gerçekten çok mutlu olduğumuz bir gün ve gece yaşıyoruz. Bu senenin bir artısı, cumartesi gecesi bizlerle olan ve engellilerden oluşan grubun sunumu idi. Kimimiz gururla, kimimiz gözyaşı ile, kimimiz de alınacak dersleri almış şekilde çıktık gösteriden. Bizim bu seneki sloganımız ‘Hayallerimizin Peşinde’ idi. Bu sene bu bize onlar da gösterdi.

Biz iki haftada bir toplanan 30 kişilik bir hanımlar topluluğuyuz. Buna ek olarak bugün için yardımcı olan gençlerimiz var. Bize konu, konuşmacı bulmakta yardımcı oluyorlar ve bütün gün boyunca cansiperane bir şekilde bizim yetişemeyeceğimiz yerlerde oluyorlar.