TORUNUMA MEKTUPLAR 8/ Issız yerlerde kendin için bir evren ol...

Kendinize ışık olun. Dışınızda olan, dışınızdan gelebilecek hiçbirşeyden kim olursa olsun, kimseden destek dayanak aramayın. Kendinize yalnız gerçeği ışık yapın. (1)

Sara YANAROCAK Kavram
10 Kasım 2010 Çarşamba

Sevgili Guy’cığım, benim minik oğlum. Bu hafta herkese el sallamayı öğrendin. Babana ciddi ciddi “baba” diyorsun. Meyveli yoğurda bayılıyorsun, yumurtalı ekmeğini kendi ellerinle afiyetle yiyorsun.

En çok sevdiğim tarafın ise, kendini oyalamayı bilmen. Elindeki bir oyuncak ile uzun zaman oynayabiliyor, sıkılmıyorsun.

Güzel oğlum, bu yeteneğini hayatın boyunca kullanmanı gönülden diliyorum. Guy David “Issız yerlerde kendin için bir evren ol.” (2)

İnsan, ömrünün bütün zamanlarında kendine yetebilmelidir. Kimseden destek dayanak aramamalıdır. Bunu için iyi donanımlı olman gerekir. Ayakta dimdik durabilmek için gereken en önemli enstrümanlar, iyi bir eğitim, soğukkanlı bir duruş, isabetli ve hızlı karar verme yeteneği ile birlikte gelişmiş bir özgüvene sahip olmaktır.

Guy hayatta yapmak istediğin hiçbirşey için başkalarına sırtını dayama. Her zaman yapabileceklerini hedefle ve bunları elde etmeye çalış. Kendi gücünle elde edeceğin başarının tadına doyum olmaz.

Bu söylediklerim salt madde ile ilintilendirilecek birşey değildir. Mana anlamında da kendine yetmeyi ve kendini bireysel olarak mutlu etmeyi bil. Kimse sana, senden daha fazla deva olmaz. En yakınındaki kişiler bile. Hayatını içindeki ışık gücü ile aydınlat. Eğer içindeki ışık güçlü değilse, ruhun karanlıklarda kalır.

İçindeki ışık, gerçeklerin ışığı olmalıdır. Bunlar kayıtsız şartsız iyilik ve sevgiyle üreyen duygulardır. Kötülüklerin içini karartmasına izin verme.

Canım Guy, yaşamın boyunca edineceğin en önemli şeylerden bir tanesi hobilere sahip  olmandır. Hobisiz bir insan kıraç topraklar gibidir. Ne kadar yoğun bir iş yaşamın olursa olsun, etrafın ne kadar kalabalık olursa olsun, senin kendine ait, sana özel hobin veya hobilerin olmalıdır.

İnsanlar aslında yalnız yaratıklardır. Bu dünyaya yalnız gelirler ve yine yalnız giderler. Ana rahminden dışarıya çıkarken yaptığın yolculukta yalnızsındır. Bu kısa gibi görünse de oldukça zahmetli bir süreçtir. Nedir ki dışarıya çıkmak için verdiğin mücadele hep bir sır olarak kalır. Sadece yüzündeki, gözündeki şişlikler ve kırmızılıklar bu yolculuk hakkında bir fikir verir. Yani bu işi yalnız olarak becerirsin. Hiç ölmedim ama, sanıyorum ölüm de doğum gibi bir doğa olayıdır. Tanrının o anda sevgili kuluna zorluk çektireceğini ummuyorum. Ama etrafında kalabalıklar bile olsa, insan yine de yalnız gider. Yanında kimse olmadığı için de neler olup bittiği meçhuldur. Bu yalnızlık gelişten gidişe değin hiç durmaksızın devam eder.

An gelir etrafında kimse kalmaz, en çok sevdiklerini bile yitirebilirsin. Canından öte sevdiğin insanların ihmaline, ihanetine uğrayabilirsin. Hayatın ortasında aniden kendini ayrıkotu gibi yalnız hissedebilirsin.

Ordu halinde etrafında dolanan insanlar, aniden yok oluverirler, işte Guy o zaman sen kendinle, kendin de seninle başbaşa kalıverirsin.

Guy ıssız yerlerde kendin için bir evren olmalısın! Bu sözü aklında tutmaya çalış.

Kendine has özelliklerin olsun. En basitinden başlayabiliriz. İyi bir kitap okuyucusu ol. Kitaplar, gerçekten de okulda bizlere öğretildiği gibi hayattaki en yakın arkadaşlarımızdır. Onların kapağını açıp okumaya daldın mı vaktin nasıl geçtiğini anlamazsın bile. Sana uzun zamanlar bile kısa gelir.

Hobiler, sanata düşkünlük çok önemlidir. Ellerin her zaman işlesin Guy. Ellerinle birşeyler yarat. Yaz, çiz, boya, kes, biç. Ellerin yeteneksizse kulaklarınla dinle Guy. Güzel müzikler dinle. Fırsat bulduğunda bacaklarını uzat ve klasik müzikler dinle. Ruhun, şu zor yaşamda cenneti bulsun.

Mesela Tchaikovsky’nin Keman Konçertosu, yaralara merhem gibi gelir. İleride sana iyi bir liste hazırlamaya çalışırım.

Montaigne, ‘Denemeler’ adlı kitabında “insanın dükkanının arka odasında kendine ait bir dünyası olmalıdır” diye yazmıştır. “Bir gün kimsesiz ve çaresiz kalsa bile, arka odasına çekilir ve kendi evrenini aydınlatır.” Bu insana hayatını devam ettirme gücü verir. Derin kuyulardan dışarı çeker insanı. Kendine yetmesini ve mutlu etmesini bilirsen Guy, etrafındaki herkes merak edip yanına yaklaşır. Onları da kendi özelliklerinle sevindirir, senin pınarından su içmelerine sebep olursun.

Sevgili bebeğim çok yakında yanında olmayı, seni kollarıma almayı, mis kokulu yanaklarını öpmeyi iple çekiyorum. Seni seven babaannen Sara.

08.11.2010

(1) Buddha

(2) Tibellus