Genç kalemler/ Ne desen, MSN…

Gençlik - Eğitim
3 Kasım 2010 Çarşamba

Ne düşündüğünüzü biliyorum, “artık devir Facebook devri, MSN mi kalmış?” diyorsunuz, ama günümüze gelmeden, sizi biraz geçmişe götürmek istiyorum. Geçmiş dediğim de yaklaşık on yıl öncesi… Bilgisayarlar yaygınlaşmış, her evde artık birer tane var; internet dünyaya dağılıyor, yani 21. yüzyıl başlıyor. İnternetin evlerimize girmesiyle yeni teknolojiler ortaya çıkıyor; ICQ, Kazaa ve tabi ki MSN Messenger. Belki MSN’in yayılması çok hızlı olmadı, ama insanlar onu keşfettikçe, ‘sanal iletişimde’ farkına varmadan yeni bir çağ başladı. İnternet üzerinden yazışma, büyük ilgi topladı ve yaşlı genç herkesi sardı, 4-5 sene öncesinde ise popülerliğinin doruğuna ulaştı. Bu yeni teknolojiyle, ‘chatleşme’ kavramı ortaya çıktı ve tabi ki beraberinde ‘msn dili’. Önce sesli harflerimizi yitirdik teknolojiye, “Nasılsın?” oldu “Nslsn?”; sonra alfabemiz tümden tepetaklak ettik, “Ne yapıyorsun?”dan geriye “Nps” kaldı. Kayıplarımız birkaç harfle sınırlı kalsa iyiydi, ama teknolojiye bağlandıkça, duygularımızı yitirdik; artık gönderdiğimiz mesajlarda sevgimizi iletir, kavga eder, barışır hale geldik. Ama yazı insanın duygularını nereye kadar aktarabilir ki? Cümlesini sonuna iki nokta ve parantez koyan insan mutlu, ünlem koyan şaşkın, kalp yollayan aşık oldu. Hele bir de hareketli ifade mi yolladı, keyfinden geçilmez demekti bu. Çocuklar okuldan eve gelir gelmez ilk iş bilgisayar başına oturup MSN’e giriyordu, MSN dilinin de cezasını ilkokul öğretmenleri çekiyordu. “Evladım, birinci sınıftan beri öğreniyorsunuz ya, Türk alfabesinde 29 harf vardır, ‘W’ ile ‘Q’ bunların arasında değildir; evet ‘V’ ile yazılır, ‘W’ ile değil. ‘I,Ö,Ü’ harflerimizi de unutma. Artık sen 3. sınıf oldun ama!” Hatırlıyorum, 6. sınıftayken MSN ne kadar da önemliydi hatırlıyorum… Kişi listendeki insan sayısı popülerliğin ölçütüydü, isminin, yani nick’inin yanında ise mutlaka arkadaşlarının ismi yazmalıydı. Online olduğun anda 3 kişi aynı anda sana “Nbr cnm?” demiyorsa vay haline… Anlaşılacağı gibi, MSN müthiş bir ilgi odağı, trend, hatta fenomen halini aldı, gün geçtikçe üyeleri artmaya devam etti. Hal böyle olunca, teknoloji şirketleri boş durur mu? Sistemi gördüler, deyimi yerindeyse modifiye edip farklı biçimlerde piyasaya sürdüler: Ebuddy, Yahoo Messenger ve günümüzün belki de en gözde teknolojisi Blackberry Messenger.

Herhalde şimdi neden MSN’den bahsettiğimi anlamışsınızdır; aslında bugünkü alışkanlıklarımızın o zamandan çok da farkı yok. Sadece şekil değiştiren ve büyüyüp insanları gittikçe içine çeken bir ‘sanal kara delik’ söz konusu; ne kadar inkâr etmeye çalışsak da ister istemez hepimiz ona doğru sürüklemiyoruz. On beş yıl önce yüzyılların geleneği mektup yerini maillere bıraktı, bundan on yıl sonra ise mailleşme yerini ‘chatleşme’ye devretti. Gelecek nasıl iletişim teknolojilerini doğuracak bilemiyorum ama her geçen gün, sanal alemde geliştikçe, gerçek dünyada gerilediğimizi üzülerek farkına varıyorum.

Lorin RAZON