Geçtiğimiz hafta sonu Çanakkale’deydik…

Güneş-Albert  Penso çiftinin genç yaşta kaybettikleri oğulları Yosi Penso anısına bu yıl 7.sini organize ettikleri Çanakkale gezisi geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti. 

Ester YANNİER Toplum
20 Ekim 2010 Çarşamba

15 Ekim Cuma günü başlayan geziye Hahambaşılık Bet- Din üyeleri Rav Yeuda Adoni ile  Rav Moşe Benveniste,  Çanakkale Cemaat Başkanı Sami Kumru, Penso ailesi   Çanakkale kökenlilerin yanı sıra İzmir’den ve yurt dışından katılım oldu.

Çanakkale Mekor Hayim Sinagogu’nda okunan Şabat duasının ardından hep birlikte Şabat yemeği yenildi.

16 Ekim Şabat Tefillası, bir düğün varmışçasına süslenen sinagogda okundu. Dua sırasında cemaat başkanı olarak son kez seslenen Sami Kumru, 1977 yılında Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiğimde 27 yaşında bir gençtim. Bu gün 60 yaşında olduğuma göre hayatımın yarısından fazlası bu görevde  geçti. Tam 33 yıl… Koltuk sevdası dedikleri herhalde bu olsa gerek” dedikten sonra 5 Aralık’ta gerçekleşecek Yönetim Kurulu seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı. Kumru sözlerini şöyle sürdürdü; “Başkanlığım süresince her dönemde yanımda görev alan Sabetay Kohen’e, farklı dönemlerde yönetim kurulunda beraber çalıştığımız Pepo Azuz, Roza Levi ve İda Halyo’ya, yönetim kurulu arkadaşlarım Moiz Penso, Sinto Levi, Hayim Azuz, Moni Varon ve Jojo Estroti’ye teşekkür ediyorum. Yine bu uzun dönem içinde Türkiye Musevi Cemaati’nin değerli başkanları Rıfat Saban, Bensiyon Pinto, Silvyo Ovadya ve Sami Herman’a, Cemaatler Masası Başkanları, İzak Faraci, rahmetli Robert Abudara ve şimdiki Başkan Davit Elhadef’e cemaatimiz ve şahsım adına verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum.”

Daha sonra haftanın Peraşasını Rav Benveniste açıkladı ve bu geziyi her yıl hayata geçiren Çanakkale kökenlileri kutladı.

Şabat duası, Rav Moşe Benveniste, Rav Yeuda Adoni, Hazan Moiz İyigör ve genç hazanlarımızdan Moti Duenyas’ın okuduğu dualarla sürdü, katılımcıların birlikte seslendirdikleri Mizmor Le David eşliğinde Sefer Toralar gezdirilirken üstlerine kırmızı gül yaprakları atılması, ilginç bir manzara oluşturdu.

Otelde verilen seudada yaşamını halen Çanakkale’de bir geleneği sürdüren Sabetay Kohen’in  hazırladığı bulemas ve fırında yumurta ikram edildi.

Konuklar öğleden sonra Kent Müzesi’nde “Kentte Museviler” başlıklı sergiyi izleme şansını yakaladılar.  Sararmış fotoğraflarda arkadaşlarıyla birlikte kendi çocukluk halini görenler heyecanlandı.

Akşam yine birlikte yenilen yemekte eğlenceli saatler yaşandı.

Pazar günü aile büyüklerine yapılan ziyaradan sonra dönüş yoluna geçildi.

Sabetay Kohen

Çanakkale’de Yahudi olmak “mutlu olmak” demek. İnsanlarla ilişkim gayet iyi.  Sadece Pesah ve Kipur için İstanbul’a gidiyorum.  Sinagogumuz ancak bu ziyaret zamanında ibadete açılıyor. Çocukluğumun Çanakkalesi çok güzeldi, arkadaşlarım da vardı. İstanbul’a göç ettik. Ancak intibak edemeyince geri döndük. Cemaatin fırınını işletiyorum. Fırında yaptığımız  yumurta olsun, börekler olsun yerel halkın da sevdiği bir yiyecek oldu. Çanakkale’den İzmir’e giden Yako Usta vardı. Babam tarifi ondan aldı, 1960’dan beri lezzet değişmedi..

Moiz Varol 

1979’da İsrail’e göç ettim. 1964’ten beri ilk kez Çanakkale’ye geldim. Sima olarak insanları hatırlıyorum. Hepimiz aynı muhitte oturur, birbirimizi tanırdık. Müslümanlarla kaynaşmıştık, bizi korurlardı. Bir aile gibiydik. Bu hayatı hiçbir zaman unutamam. Bu kadar birlik beraberlik ahenk dünyanın hiçbir yerinde yaşanmamıştır.

Mois Penso

Minyanı olmayan bir sinagogun gabaylığını yapıyorum. Senede bir defa gelip, sinagogu açıyoruz. Cumartesi günü tarifi anlatılamaz bir mutluluk duyduk. Çanakkale’de ikamet eden tek bir aile kaldı. Arada sırada sinagogu kontrol ederler, yapılacak bir iş var ise İstanbul’a bildirirler.

Albert Penso

18 senedir bu geziyi gerçekleştiriyoruz.Çanakkale için dünyada belki de benzeri olmayan bir şey yapıyoruz. İstanbul-Çanakkale arası 350 km. cemaatle birlikte gelerek, duamızı yapıyoruz. Her sene olduğu gibi mezarlığa giderek aile büyüklerimizi ziyaret edeceğiz. Bütün ailemiz burada…

İshak Demirkapılı

1950 Çanakkale doğumluyum. Liseye kadar burada okudum. 1975 yılında ailemle İstanbul’a göç ettik. Buradaki okul arkadaşlarımla görüşmeye devam ediyorum. Nitekim dün akşam, üç çift geldiler. Yeniden buluşmaktan büyük keyif aldık.  Fırsat buldukça buraya gelerek onlarla beraber oluyorum. İstanbul’da olsam bile kalbim Çanakkale’de…

Yılmaz Penso

1968’de 19 yaşımda buradan ayrıldım. Sık sık geliyorum. Çocukluğum burada geçti, geçmiş unutulamaz… Burada olan arkadaşlarla kimse bizi tanıştırmadı. Kendi adımla birlikte onlarınkini de öğrendim. Bunu “kutsal bir arkadaşlık olarak nitelendiriyorum”

David Karaoğlan

1968’de Çanakkale’den ayrıldık. burada huzur buluyorum. Çocukluk yılları  unutulmaz, iz bırakır. Çocukluk arkadaşlarımızla buluşmak insana huzur veriyor. Ömrümüz vefa ettikçe yeniden geleceğiz.

Mordo Varon

1968’de ayrıldım. Aklım hep Çanakkale’de, arkadaşlarımın da dile getirdiği gibi burada huzur buluyoruz. Eski hatıraları anmak çok güzel. Anımsanan anılar kimi zaman çok güldürüyor, kimi zaman hüzün veriyor. Allah bize her sene bu keyfi yaşamamızı nasip etsin diyorum.

Moiz Kaspi

1966’da liseden mezun olduktan sonra mecburiyetten İstanbul’a göç ettik. Çok güzel bir çocukluk yaşadım. Çanakkale’yi çok seviyorum. Fırsat buldukça sık sık geliyorum.

Başkan Sami Kumru

Ben arkadaşlarım gibi değilim sık sık buradayım, onları da en azından üç ay da bir getirmek istiyorum. Ancak söz konusu ekim gezilerine mutlaka katılıyorlar. 1992’ye kadar buradaydım. Çanakkale’den 1948’de bir de 1967-69 yıllarında ciddi göçler yaşandı. 1967 yılında komşular gidince, insanlar da gitti. Burada evlenecek kız veya erkek bulmakta zorluklar yaşandı. Buradan daha çok sosyal düzen için gidildi, iş için gidilmedi.

Janet Bardavid

18 yaşımda Çanakkale’den İsrail’e göç ettik. Buraya her geldiğimde ilkokul arkadaşlarımı buluyorum, büyük keyif alıyoruz. Yeniden beraber olmak çok güzel…

Dr. Mordo Bardavid

Bu geziye her yıl geliyorum. Çok keyif alıyorum. Çocukluk hatıralarımı, gençliğimin en güzel yıllarını anımsatıyor. Her yıl da gelmeye devam edeceğim.