Torunuma mektuplar -14/ Birbirinizi Sevin

Sara YANAROCAK Kavram
9 Şubat 2011 Çarşamba

 “Birbirinizi sevin ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın.

Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gelgit çalkalanan bir deniz olsun sevgi.

Birbirinizin kadehini onunla doldurun; ama aynı kadehle eğilip içmeyin ekmeğinizi bölüşün, ama aynı lokmayı, dişlemeye kalkmayın.

Şarkı söyleyin, dans edin, eğlenin birlikte ama ikinizin de bir yalnız olduğunu unutmayın.” *

Merhaba Guy’cığım, babaannesinin yakışıklı torunu özlemlerin en büyüğü, evlatların en lezzetlisi… Nasılsın? Bugün fotoğraflarına bakarken, ömrünün ilk busesini ölümsüzleştiren bu kare bana sevgi, sevgili, aşk, arkadaşlık, paylaşım esinini verdi.

Sevgili Guy; bu yaşamdaki en önemli olgu sevgidir. Sevgi olmadan hayatını sürdüremezsin.

Yaşadığın en iyi günün dahi tadını çıkartamazsın.

Sevgi olmazsa hiçbir işte başarılı olamazsın. En iyisi bu işe hayatın en başından başlayalım.

Bir bebek dünyaya geldiği ilk andan itibaren sevgi görmeye başlar veya başlamalıdır. Çok iyi gıdalarla beslenmesine rağmen sevgi görmezse o bebek çorak topraklar kadar duygusuz ve mutsuz bir insan haline gelir. İleride ise hem kendine, hem de dünyaya zarar verecek olan bir yaratık haline dönüşür.

Yetişme çağına geldiğinde eğitim ve öğretim aldığı kişileri ve okulları severse, orada kendini mutlu hissederse çocuk, başarılı, çalışkan ve verimli olur. Nefret ettiği ortamda eğitim gören bir insan, sert, acımasız, tembel, isyankâr olur. Ruhu güdük kalır. Hem kendini hem etrafını mutsuz eder. Sonra yetişkinlik dönemi başlar. Farklı zaman ve yerlerde insanların karşısına yüreğini heyecanlandıran, dünyayı ona ışıl ışıl parlak gösteren aşk duygularının yaşandığı birliktelikler çıkar. İnsan hayatının en verimli, en başarılı zamanlar çok aşık olduğu dönemleridir. O duyguları yaşarken insanın sevgileri, duyguları, üretkenliği artar, enerjisi yükselir. Bütün dünyayı fethedebilecek gücü hisseder kendinde.

Sonra anne ve baba olma dönemi başlar. Evlat sevgisi hiçbir kelime ile, cümle ile, kitap ile, destan ile anlatılamaz. Hiçbir kalem ile yazılamaz, hiçbir maddi meta ile kıyaslanamaz, hiçbir müzikle bestelenmez. Evlat sevgisi evrenler üzeri bir sevgidir ki tadılmadan değeri anlaşılamaz. Bunun yanında da diğer kutsal ve evrensel sevgiler vardır.

Tanrı sevgisini tümünden ayrı tutmak en doğrusu olur, çünkü TANRI sevgisi, evlat sevgisinden daha ileri düzeyde, tamamen içsel, sezgisel ve tartışılmaz bir sevgidir.

Canım Guy, bir de günlük hayatta yaşanan evrensel ve kişisel sevgiler vardır. Bunların en yücesi ana, baba, kardeş sevgisidir. Sonra merdivenin diğer basamaklarında arkadaş, dost, insan sevgisi, çiçek, hayvan yani doğa sevgileri, hep var olan sevgilerdir. Bunlar türlerine ve biçemlerine göre aklının ve gönlünün saraylarında kendilerine barınacak irili, ufaklı odacıklar bulurlar.

İşte Guy David, ömrünün ilk anından itibaren tüm yaşam serüvenin boyunca, sana verilecek en önemli tavsiyem, hiç kimseyi aşırı sevginle boğmamandır. Sevdiklerine karşı olan duygularında ve davranışlarında aşırıya kaçarsan onları boğarsın. Sevdiklerine tapulu malın gibi sahip çıkma.

Onların boğazına sevgi tasmaları takma, bırak tatlı tatlı, sıkıntı vermeden, patronluk taslamadan akıp gitsin bu sevgi. Sevdiklerinle hayatı paylaş ama her an, her dakika aynı çatalla bir yemeği yer gibi, aynı kadehle şarap paylaşmak gibi olmasın bu sevgi. Herkes bu birlikteliği, baskısız, özgür yaşasın. Herkes ortak sevgi sofrasını kendi çatalı ve kadehiyle tadımlasın. Aşırı baskı, sevgiyi bitirir Guy!

Birlikte yaşadığın, hayatını paylaştığın insanlarla, kazandıklarını bölüş, paylaş, fakat sakın sevdiğine egemen olmaya, onun üzerine saltanat kurmaya çalışma. Onun haklarına saygı göster ki, aynı saygıyı sen de gör. Onun lokmasını sakın dişleme, kişilik haklarını sevgi kisvesi altında çiğneme.

Hayatını sevdiğin kişilerle paylaş, eğlen, gül, ye, iç, dans et, gez, toz... Ama sevdiğin insanın da sadece kendine ait bir mahremiyetinin, özelinin olduğunu unutma. Yanındaki en sevdiğin de olsa, anan baban bile olsa, onun bir birey olduğunu, iç dünyasında kendine ait irili ufaklı sırlarının da bulunabileceğini,  zaman zaman bazı duygusal, kişisel ayinlerini tek başına yapmak isteyebileceğini bil. Ona zaman ve fırsat tanı. Zaten sen kendin de aynı ihtiyaçlara sahip olacağından onu daha iyi anlayabileceksin.

Guy’cığım, her şeyde olduğu gibi sevgini de dengeli, uyumlu, takıntısız yaşa.

Mektubumu çok sevdiğim bir şiirin dizeleriyle bitirmek istiyorum:

“Seni seviyorum demek, değil ki marifet,

Önemli olan, o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek” **

Seni hasretle öpüyorum tatlım

Babaannen Sara / 8 Şubat 2011

*Halil Cibran / **Can Yücel