Barack Obama: “Meclis üyesi Giffords’a yönelik saldırı tüm ülkenin trajedisidir”

Arizona Meclisine seçilen ilk Yahudi Temsilci Gabrielle Giffords, bir marketin önünde başından vuruldu. Olay Amerikan Yahudi Cemaati’ni derinden sarstı. Saldırıda Giffords’un Yahudi kimliğinin önemli rol oynadığı düşünülüyor. Politikacılar ise ABD’nin politik havasının ülkeyi gerginliğe ittiğini belirttiler

Elda SEVEVİ Dünya
12 Ocak 2011 Çarşamba

ABD Temsilciler Meclisi Demokrat Parti Üyesi ve Arizona Meclisi’ne seçilen ilk Yahudi kadın olan Gabrielle Giffords (40), Arizona eyaletinin Tucson kentinde düzenlenen silahlı saldırıda başından vurularak yaralandı. Olayda 6 kişi hayatını kaybetti, 13 kişi yaralandı.

Demokrat Parti’nin yükselen yıldızı ve geleceğin Hillary Clinton’ı olarak anılan Giffords, ABD Başkanı Barack Obama’nın sağlık reformuna verdiği destek, Arizona’nın ağır göç yasalarına karşı çıkışı ve bireysel silahlanmayı savunması nedeniyle eleştiriliyordu. Ölüm tehditleri aldığı söylenen Kongre üyesi, sağlık reformuna desteği yüzünden muhafazakârların tepki gösterdiği isimler arasındaydı. Alaska eski Valisi Sarah Palin tarafından internet sitesine koyduğu bir haritada hedef gösterilmişti. Giffords, “İnsanlar bu tür eylemlerin vahim sonuçlar doğurabileceğini fark etmeli’’ diyerek Palin’i eleştirmişti

ABD Başkanı Barack Obama, Arizona Meclis Temsilcisi Gabrielle Giffords’a yapılan saldırı ile ilgili açıklamada bulundu. Konu ile ilgili yayınladığı mektubunda ‘Gabby’ olarak bahsettiği Gifford’un yakın arkadaşı ve sıra dışı kamu hizmeti ile andı. “Olay olduğunda Gabby’nin her zaman yaptığı gibi, komşularının yakınma ve umutlarını dinliyordu. Bu bizim demokrasimizin temelidir. İşte bu yüzden olay tüm ülkemiz için bir trajedidende ötedir.”

OBAMA’NIN 9/11’İ

Hastane yetkilileri Giffords’un ilk geldiği anlarda bilinci açık ve doktorların sorularına yanıt vermeye çalıştığını belirtti. Saldırıda 9 yaşında bir çocuk ve bir Federal yargıç da hayatını kaybetti.

Saldırıya tepkiler oldukça hızlı geldi. Farklı görüşlerden tüm politikacılar saldırıyı vahşet olarak nitelendirip kınadılar. Meclis üyelerine yönelik güvenlik önlemlerinin artırılması önerildi. Bazı politikacılar ise bu talihsiz olayın, politik havanın fazlasıyla duygular ile yüklendiği bu günlerde, ülkeyi uykudan uyandıracak bir alarm olmasını dilediklerini belirttiler.

NEO-NAZİ SUİKASTÇİ

Polis cumartesi günü yaptığı açıklamada 22 yaşındaki Jared Loughner adlı zanlının gözaltında olduğunu bildirdi. Lougher’e bunu yaptıranın ne olduğu tam olarak bilinmiyor. MySpace sayfasında olaydan dakikalar önce gizemli bir ‘Elveda dostlarım, lütfen bana kızmayın’ mesajı bulundu. Öte yandan güvenlik güçleri, Loughner’in önemli motivasyon kaynaklarından birinin Giffords’un Yahudi kimliği olduğu dile getirildi. Amerikan Rönesansı adlı, ABD’ye göç karşıtı radikal bir gruba üye olan Lougher’in kendi notlarında grubun ideolojisini ‘Antisemit, anti – ZOG (Siyonist İşgalci Hükümet)’ olduğunu belirtmiş. Tutarlı davranışlar sergilemeyen Loughner, ‘Mein Kampf’ ve ‘Communist Manifest’ı en sevdiği iki kitap olarak belirtiyor. Olaya yardımcı olduğu düşünülen orta yaşlı diğer zanlı ise halen aranıyor.

YAHUDİ KİMLİĞİ KAMPANYASININ ANA PARÇASI

Giffords 2006 Aralığı’nda meclise seçilmiş, Yahudi kimliğini kampanyasının bir parçası haline getirmişti.  Giffords kampanyası esnasında; “Eğer bir şeylerin yapılmasını istiyorsanız, bunun en iyi yolu Yahudi bir kadından istemektir. Yahudi kadınlar, yetiştiriliş tarzımız ve geleneklerimizden dolayı, bir isteğin gerçekleşebilmesini engelleyen tüm nedenleri yok edip, insanları başarılı olmak için bir araya toplayabilirler” şeklinde söylemler dile getirmişti. Gabrielle Giffords, Demokratların kan kaybettiği Kasım ayındaki ara seçimlerde yeniden milletvekili seçilmişti. Mart ayında ofisi yağmalanan Giffords’un, göçmenler ile ilgili kanunlarda aldığı tavırdan dolayı da sürekli tehdit telefonlarına maruz kaldığı belirtildi.

Hıristiyan bir anne ile Yahudi bir babanın çocuğu olan Giffords reşit olduğunda Yahudiliği seçmişti.  Bazı kesimler olayların bu raddeye varmasını ABD’nin genel politik havasına ve farklı fikirlere olan tahammülün azalmasına bağladı.