Yaşayarak öğrenenlerden misin?

Oyunların sonunda elde edilen deneyimlerde çalışanların iletişim gücündeki artışı, organizasyon ve planlama becerisinin geliştiği, hedefe ulaşmada izlenilen yoldaki ayrıntıların daha net seçilebildiği ve sonuca ulaşıldığında başarının ekip çalışması olduğu açıkça görülmektedir.

Ekonomi
23 Haziran 2010 Çarşamba

Öğrenme, bireyin doğduğu andan itibaren dış dünyayı ve çevresini algılaması ile başlar. İletişim araçlarını tanıması ve kavraması, oyuncakların ne anlama geldiğini çözmeye çalışması ve büyüdükçe birlikte oynanan oyunların gelecekteki yaşamında bireysel veya ekip başarısını doğrudan etkilemektedir.

Oyunlar, basketbol ve futbol gibi grup çalışmalarına yönelik spor dalları, bir ekipte var olan her bir oyunculunun hareketleri sonucu başarının veya başarısızlığın oluşmasını sağlar.

Son on yıldır yaygınlaşan şirket eğitimlerine oyun bazlı eğitimler de eklendi.

Yaşayarak öğrenme metodunun kullanıldığı oyunlu eğitimlerde çalışanlar birlikte eğleniyor.

Oyunlar üzerinden büyük resmi görerek hataların ekip içindeki sonuçlarını anlayan çalışanların motivasyonu hızla yükseliyor.

Şirket içi eğitimlerde eğlence ve takım çalışmasını bir arada sunan ‘yaşayarak öğrenme’ metoduyla özellikle ekip olma, motivasyon, zaman ve öncelik yönetimi, kriz yönetimi iletişim gibi pratikleri güçlendiren eğitimler oluşturuluyor.

Tüm dünyada ‘experiential learning’ yani yaşayarak öğrenme olarak bilinen bu eğitimler, şirket çalışanlarının görerek öğrenmelerini sağlıyor. Takım halinde verilen bu eğitimlerde birlikte hareket etme, küçük parçalardan bütünü oluşturma motivasyon gibi konuların şirket başarısına olan katkıları kurgulu oyunlarla gözler önüne seriliyor. Eğlendirirken öğreten, bir şeyleri farkına vardıran, yaşayarak öğrenme eğitimlerinde şirketlere özel olarak yaratılabilen senaryolar sayesinde çalışanların günlük hayatta fark edemedikleri hataları ve eksikleri algılamaları sağlanıyor.

Peki, bu tarz oyunlar ne öğretiyor?

Takım oyunu bazlı eğitimlerimizde temel hedef ekibin hep birlikte ortaya anlamlı eserler çıkarabilmesidir. Bu çalışmalar sırasında şirket çalışanları birbirlerini iş dışında tanıma fırsatı da buluyorlar.

Çalışanlar arasındaki ilişkiler gelişiyor, en küçük taşın dahi büyük resmi nasıl etkileyebileceği somut bir şekilde ortaya çıkıyor.

Son yıllarda Türkiye başta bankalar ve ilaç firmaları olmak üzere, inşaat sektörü, finans kuruluşları, telekomünikasyon firmaları bu konunun önemini farkındadır.

OYUNLAR NE ÖĞRETİYOR?

Domino: Güven duyma ve işbirliğini geliştirme ortamını oluşturan bir eğitim. Katılımcılar planlı olabilmeyi büyük resmi görmeyi, zaman ve krizleri yönetmeyi yaşayarak öğreniyorlar.

Mozaik: Hedef odaklı bir eğitim. Belirlenen hedef doğrultusunda takım çalışmasıyla taşların doğru yere yerleştirilmesi ve hedeflenen mozaik görüntüsünün elde edilmesini amaçlıyor.