Büyükada Sinagogu’nda geleneksel iftar yemeği

Büyükada Hesed le Avraam Sinagogu Yönetim Kurulu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen iftar yemeği 2 Eylül Perşembe akşamı gerçekleşti. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı yemek, SKY Türk kanalından canlı olarak yayınlandı

Ester YANNİER Toplum
15 Eylül 2010 Çarşamba

Büyükada Hesed Le Avraam Sinagogu’nda gerçekleşen iftar yemeğine Adalar Kaymakamı Salih Keser, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Adalar Cumhuriyet Savcısı Halit Koçak,  Adalar Emniyet Müdürü Levent Yapraklı’nın yanı sıra adanın kulüp başkanları, müdürleri ve ada esnafı katıldı.  İftarda ayrıca Hahambaşı Rav İsak Haleva, Cemaat Başkan Yardımcısı Moris Levi, geçmiş dönem Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya,  Bet-Din üyelerinden Rav Moşe Benveniste, Rav Naftali Haleva, sinagog vakfı yönetim kurulu üyeleri hazır bulundular.  İftar yemeği Kumsal Cami İmamı Rıfat Cömert’in okuduğu dua ile başladı.

Günün sunuculuğunu üstlenen Büyükada Hesed Le Avraam Sinagogu Vakfı Başkan Vekili Rafael Habib yaptığı konuşmada“ Bugün burada değişik dinlere ve inançlara bağlı  Büyükadalılar olarak, iftar ifa eden kardeşlerimizi bu mütevazi soframızda  konuk etmekten, onlarla lokmamızı paylaşmaktan onur duyuyoruz” dedi ve  daveti kabul ederek katılanlara teşekkür etti.

Habib sözlerini şöyle sürdürdü: “Üç semavi dinin ortak bir düşüncesi vardır; iyi insan oluşturmak. Konulan kurallar ile inanan, dürüst, çalışkan, yardımsever, doğruluktan yarılmayan, iyi insandır amaç.  İstanbul’umuzun en güzel mekanında, cennet adamızda, bazılarımız görevli olarak, bazılarımız yaz tatillerini geçirmek, bazılarımız ise sürekli ikamet ederek komşuluk etmekteyiz.  Farklı kültür ve farklı dinlerden olan insanların çok uzun yıllar, belki de bütün dünyaya örnek olacak şekilde dostça, kardeşçe ve barış içinde bir arada yaşadığı yerlerdir adalar ve özellikle Büyükada. İşte bu ifatr sofrası bu toprakların en güzel geleneklerin canlı örneğidir.

Zaman bazı şeyleri değiştirmiş olabilir ancak kalplerdeki birliktelik, anlayış ve dayanışmayı canlı tutmayı bildiğimiz sürece, bu dünyanın en güzel ülkesinde her zaman sevgi, hoşgörü ve uyum var olacaktır. Bu geleneğimizi hep birlikte yaşatalım”

Haham Akaal Rav Benveniste ise  Mezmurlardan örnekler vererek birlikteliğin öneminin altını çizdi.

 Cemaat idaresi adına söz alan Moris Levi ise; büyüklerin yıllar önce Balat Kuzguncuk gibi semtlerde mahallelilerin hep birlikte iftar hatta selihotlarda yedikleri sahur yemeklerini anlatmalarına değinerek konuşmasına başladı ve şöyle devam etti: “Musevi cemaatinin düzenlediği  iftar yemeklerine ilk kez katılanlar, duyardık, aralarında şunları konuşurlardı: ‘Yenilenler içilenler aynı, sohbetleri tatlı ve tanıdık, inançlarımız  çok benzer, aynı helal eti yiyoruz, dualarımız da benziyor, hepimiz Hz. Adem’in torunlarıyız, aynı bayrak altında birlikte askerlik yapıyoruz, aynı felakete ağlıyor aynı şakaya gülüyoruz- ya bu yahudiler bizim gibi ya’ Bizler de bu tepkiyi görünce kendimizi iyi tanıtamadığımızı farkettik. Kabahat kimde? Kabahat bizde. Dağ sana gelemiyorsa sen dağa gideceksin. 20 bin insanın kendini 70 milyona tanıtması kolay değil ama bir yerlerden başlamak lazım. Böylece iftar yemeklerine başladık. İşte hep birlikte bu mütevazi sofrada aynı Allaha ibadet eden komşularımıza dostlarımıza hemşerilerimize oruç ibadetlerinde katkı ve desteğimizi sunmaya, kendimizi anlatmaya çalışıyoruz.” Levi konuşmasını küçük bir hikâye ile tamamlarken “İnsanı; huzuru, inancı, ailesi dostları alışkanlıkları ile bir bütün olarak tutabilirsek bütün dünyayı da barış içerisinde tutabiliriz.” temennisiyle sözlerine son verdi.

Adalar Belediye Başkanı Farsakoğlu birliktelikten duyduğu memnuniyeti dile getirdikten sonra, bu dostluk ve birlikteliğin daha uzun yıllar devam etmesi temennilerini iletti.

Kaymakam Yapraklı, iftar yemeğinin düzenlenmesinden ötürü teşekkür etti ve dayanışmanın önemini vurguladı.

Hahambaşı Rav Haleva ise “Yazdan yaza da olsa İstanbul’un bence bu en güzel ilçesinin yıllardan beri oturanı olarak, yani kıdemli bir adalı olarak; Büyükada cemaatimizin düzenlediği iftar sofrasında adalarımızın sizler gibi mümtaz şahsiyetleriyle bir arada olmaktan çok büyük bir onur ve zevk duyuyorum.

Türkiye Musevilerinin Hahambaşısı olarak size hoş geldiniz demek isterdim ama görüyorsunuz,  burada ben de sizler gibi misafirim.

Öyleyse hep beraber hoş geldik. Hoşluklar, hoşnutluklar getirdik. Sizleri en derin saygılarımla, en samimi sevgilerimle ve en iyi dileklerimle selamlıyor, tuttuğunuz oruçların, ettiğiniz duaların Tanrı katında makbul olmasını diliyorum. Yüce Tanrı birlikteliğimizin ahengini, ağzımızın tadını bozmasın. Dilerim ki burada görülen şu kardeşlik duygusu yurdumuzun hemen her tarafına yayılsın, din, dil, ırk, cinsiyet ve inanç farklılıkları gözetmeksizin ülkemizin en ücra köşelerinde bile gönüllerdeki yansımasını bulsun.

Bunu hemen her fırsatta tekrarlıyorum: Aslında dostluk ve kardeşlik duyguları içinde birlikte yaşama, bu toprakların ve bu topraklar üstünde yaşayan halkın genlerinde var, doğasında var, yapısında var. Ülkemizin başka birçok ülkede rastlanmayacak boyuttaki bu çoğulcu kültür yapısının oluşturduğu zenginliğin kıymetini bilmemiz ve bunu ne pahasına olursa olsun korumamız gerekir diye düşünüyorum. Bu bir yönüyle atalarımıza karşı borcumuz, bir yönüyle de gelecek nesillerimize karşı ödevimizdir. Bundan tarih önünde de, tanrı önünde de sorumluyuz kardeşlerim. Dinimiz, diyanetimiz, akidelerimiz farklı olsa da, bizler hep birlikte ülkemiz ve ulusumuzun bütünlüğünü oluşturan unsurlarız. Asırlardır aynı özlemleri paylaştık, aynı dilekleri diledik, aynı duaları terennüm ettik. Dahası aynı hedefleri amaçladık, aynı gayelere baş koyduk. Kimsenin kimseyi ötekileştirmeye, berikileştirmeye hakkı da yok, geçerli bir gerekçesi de yok diye düşünüyorum. Eminim sizler de öyle düşünüyorsunuzdur.” dedi ve Ramazan Bayramı’nı kutladı.

İftar yemeği Hamidiye Cami İmamı Hilmi Gölükçü ve Hazan Rıfat Romi’nin okudukları şükür dualarıyla sonlandı.