/ Bozcaada

İlk kez beş yıl önce gitmiştim rüzgârı bol Bozcaada’ya, ardından iki sene önce ve yine bu yaz... Böylesine otantik, böylesine kendine özgü bir ada için söylenecek çok şey varken ben size sadece bir ‘tadımlık’ doz sunacağım. Ve mutlaka gitmenizi önereceğim, ama dikkat edin buranın huzuru insanı müptela eder.

Aylin YENGİN Yaşam
1 Eylül 2010 Çarşamba

NEREDE KALALIM

Adada genelde otel konsepti, ‘butik’ düzeyinde sınırlı kalmış durumda. Merkezdeki otellerin büyük çoğunluğu 7’şer, 8’er odalı. (Hatta bir tanesinin adı 9 Oda) Eski Rum evleri stilinde inşa edilmiş, en fazla iki katlı binalar. Önlerinde küçük birer avlu var, kahvaltı orada ediliyor. Avluda hâlâ tek tük de olsa, siyahlar içindeki Rum Madam’lara rastlamak mümkün. İçlerinde en bilinenleri Hotel Katina, Gümüş Otel, Kaikias Otel, Rengigül Pansiyon ve Biz Otel. Bu kez orada konakladığım için Biz Otel’den biraz söz etmek istiyorum. Uzun yıllardır konuklarına adadaki eski Rum evlerinde konaklama fırsatı sunan Tuncer Ailesi, geçtiğimiz yıl yeni bir otel açtı. Evlerde sağladıkları sakin ve huzurlu ortam, otelde de sürüyor. Biz Otel’in konumu çok merkezi, üstelik kilisenin hemen karşısında yer alması otantik bir ortam sağlıyor. Sabahları kilise çanlarıyla uyanmak öyle nostaljik geliyor ki insana! Kahvaltı yan tarafındaki, yine otele ait Bordo Kafe’de veriliyor. Otelin odalarında her türlü konfor sağlanmış, küçük ama öylesine şık ki; sadelik ve kalite ön planda... Dilerseniz müstakil evlerini de kiralayabiliyorsunuz, içlerinde favorim: Gülibrişim (www.bozcaadabizotel.com)

 NEREDE YİYELİM

İnsan buraya kadar gelmişken, balıktan başka bir şey yer mi? Peki balık nerede yenir, tabii ki deniz kıyısında. 1967’den bu yana hizmet veren Koreli Restoran, adanın klasikleşmiş mekanları arasında. Üç kuşaktır aynı aile tarafından işletiliyor ve Kore gazisi büyükbabadan dolayı taşıdığı isimle balık restoranı olarak hizmet veriyor. Çok lezzetli mezeleri ve taptaze balıkları var. Mavi-beyaz dekorasyonu ile limana ayrı bir hava katan Tenedos Balıkçısı’nda, kale manzarasına karşı yemek yemenin keyfine doyamıyorsunuz. Rum evlerinin olduğu sokak küçük bir Asmalımescit görünümünde. İçlerinden, Simyon Geleneksel Meyhane adanın köklü ailelerinden birine ait. Simyon’da bir taraftan Rembetiko, diğer taraftan Müzeyyen Senar, eski meyhane şarkıları konuklara eşlik ediyor. Tipik bir sokak restoranı olan Lodos genelde Ege, özelinde Ada mutfağının tüm inceliklerini yansıtıyor. Zeytinyağını ana malzeme olarak kullanıyor. Adada bulunan mevsimlik taze otlar ve diğer yeşilliklerle yapılan ot salataları, zeytinyağlı başlangıçlar, özel mezeler menünün vazgeçilmez tatları.

 NEREDE YÜZELİM

Bozcaada’nın denizi o kadar güzel ki, nerede yüzerseniz yüzün aynı keyfi alacaksınız. Beach Club konsepti adayı henüz sarmamış, zaten imar yasağı nedeniyle, kolay kolay saracağa da benzemiyor. Adanın tek ‘havalı plajı’ Habbele Koyu’ndaki Mitos. Biraz derme çatma görünse de, şezlongları plastik ve şemsiyeleri hasır olsa da, halk plajlarına oranla oldukça konforlu. Önceden mutlaka rezervasyon yaptırın, aksi halde kesinlikle yer bulamazsınız. Mitos’un hemen bitişiğindeki Corvus Plajı, inşaat izninin azizliğine uğramış gibi görünüyor. Rahat şilteli şezlongları ve kumdan huzursuz olmamanız için yerlere kaplanan tahta döşemeleri dışında ne yazık ki herhangi bir tesise sahip değil. Yemek, duş ve tuvalet ihtiyaçlarınızı hemen bitişindeki Mitos’ta karşılıyorsunuz. Gelelim Bozcaada’nın meşhur Ayazma Plajı’na: türkuaz renginde denizi ve incecik kumu insanı şaşırtacak güzellikte bir kumsal burası. Adanın en popüler, dolayısıyla da en kalabalık plajı. Şemsiye ve şezlong kiralamak mümkün. Ayrıca deniz bisikleti, banana, hamburger ve jet ski kiralayan bir yer de bulunuyor. Plajın en keyifli yanlarından biri tahta sandalyeli, ekose örtülü plaj restoranları. Bir de ‘acur’ ve ‘beze’ satan plaj satıcıları…

 NE TADALIM

Bozcaada denince akla ilk gelen şarabıdır. 1900’lü yılların başlarından itibaren üretim yapan 3 eski şarap fabrikasına (Yunatçılar, Ataol, Talay), 2002 yılında kurulan yeni fabrikanın (Corvus) eklenmesiyle dört büyük şarap üreticisi bulunuyor adada. 2008 yılında açılan imalathane (Gülerada) ile toplam üretici sayısı beşe çıktı. Bu beş üreticinin çok çeşitli şarapları bulunuyor. Adanın yerel üzümleri olan Karalahna, Kuntra, Vasilaki ve Çavuş şarap yapımında yüzyıllardır kullanılıyor zaten. Son yıllarda Cabarnet, Syrah, Merlot gibi yabancı uyruklu üzümlerin de adada yetiştirilmeye başlandığı görülüyor. Şarap yapımında adada yetiştirilen üzümler dışında, ada dışından alınan Boğazkere, Öküzgözü gibi farklı iklim üzümleri de kullanılıyor. Şarap üreticilerinin, tadım yaparak damak zevkinize uygun şarapları keşfedebileceğiniz şarap satış mağazaları da bulunuyor.

 NEREYE UĞRAYALIM

Şarapla ilgili aklınıza gelebilecek her türlü fonksiyonel ve dekoratif eşyayı Şarap Takıları dükkânında bulmak mümkün. Rum mahallesinde yer alan mekân, şarap sevenler için bir oyuncak dükkânını anımsatıyor. 2010 yılında açılan Sade, adaya ve yöreye özgü doğal ürünleri bir araya toplamış bir çeşit aktar. Ev yapımı reçeller, kekik ve biberiye suyu, gelincik şerbeti, ev tarhanası, pekmez kendi ürünleri. Yöreye özgü zeytin, zeytinyağı, sabun çeşitleri, ada balı, bitki çayları bulmanız da mümkün. Masal adlı hediyelik eşya dükkanı size kendinizi gerçek bir masal aleminde hissettiriyor. Tablolardan dekoratif biblolara, peştamallardan şilebezi elbiselere kadar, her şey çok zevkli – biraz da pahalı tabii! Son olarak size günün 24 saati herkesin uğrak yeri olan Polente’den söz edeceğim. Gündüzleri café, geceleri ise ‘bar’ olarak hizmet veren Polente, merkezi konumu itibarıyla tüm tatilcilerin gözbebeği. Akşamları muhteşem müzik çalıyorlar ve güzel bir sohbet eşliğinde içeceğiniz mohito’nun tadı damağınızda kalıyor.