Diş hekimi kontrolünde sağlıklı diş beyazlatma

Dişlerin sararma nedenleri, dişlerimize zararlı maddeler, diş beyazlatma teknikleri… Bleaching hakkında bilmek isteyeceğiniz her şeyi Diş Hekimi Seyfi İşman anlatıyor

Sağlık
18 Ağustos 2010 Çarşamba

Diş Beyazlatma (Bleaching), dişlerin yüzeyindeki gözenekli mine yapısında  ve de onun altında bulunan dentin tabakasında oluşan renkli organik ve inorganik maddelerin diş beyazlatma jelleri ile giderilmesi işlemidir.

Yiyeceklerin ve içeceklerin boyar maddeleri, diş yüzeyine tutunabilir. Dış kaynaklı renklenmelerin en önemli sebebi, boyar madde içeren yiyeceklerin, çay, kahve, kola gibi içeceklerin ve sigaranın sık tüketilmesidir. Bu şekilde mine yüzeyinde açık kahverengi-siyah renklenmeler görülür. Sigara, pipo kullanımı ile daha çok dişetine yakın bölgelerde sarımsı kahverengiden siyaha kadar oluşabilen renkleşmeler oluşabilir. Tütün çiğnenmesi ise minedeki mikro çatlaklarda koyu renk oluşumuna ve yumuşak doku hasarlarına neden olur. Mikro çatlaklarda oluşan renklenmelerin giderilmesi hemen hemen imkânsızdır.

Bazen, dişler sürmeden önce renklenme oluşabilir. Boyar maddeler diş yapısını etkilemişlerdir ve bu renklenmeler, iç renklenmelerdir. İç renklenmeler dişlerin gelişimi sırasında alınan tetrasiklin, fluorür gibi bazı ilaçlardan, diş gelişimi döneminde geçirilen ateşli çocuk hastalıkları ya da genetik hastalıklardan kaynaklanabilir.

Bebeklik döneminde ağır bir sarılık geçiren çocukların dişlerinde mavi-gri veya kahverengi renklenmeler görülür. Ayrıca bebeklik döneminde, mine oluşumu sırasında geçirilen ateşli hastalıklar, kalsiyum ve fosfor eksiklikleri, minenin kireçlenme mekanizmasında bozukluğa sebep olur.

Ne şekilde olursa olsun renklenen minenin beyazlatılması bazı yöntemlerle yapılır. Beyazlatma yöntemleri genel olarak cansız dişlerde beyazlatma yöntemleri ve canlı dişlerde beyazlatma olarak sınıflandırılabilir.

Cansız dişlerde ortaya çıkan renklenme asimetriktir ve sıklıkla tek dişte görülür, nadiren birkaç dişin etkilenmesiyle travma sonucu ortaya çıkabilir. Dişte görülen renkleşmelerin ana sebepleri; Pulpa odasındaki endodontik materyaller (özellikle gümüş içerikli kanal dolgu maddeleri), travma sonucu oluşan nekrotik değişikliklerdir.

Pulpa dejenerasyonu sonucu oluşan bu renk değişikliğinin mekanizması çok açık olmasa da bakteriyel ve travmatik sebeplerle ortaya çıkan hemoliz ile serbestlenen kan yıkım ürünlerinin sebep olduğu düşünülmektedir. Dentin kanallarına uzanan bu maddeler bakteri ürünleri ile birleşerek sarı-kahverengi renklenmelere yol açabilirler. Bu renklenmeler, diş hekiminin uygulayacağı metotlarla giderilebilir.

Beyazlatma yöntemleri

Canlı dişlerde beyazlatma yöntemleri, kullanılan beyazlatma maddelerine göre hidrojen peroksit beyazlatması ve aşındırma beyazlatması olarak ikiye ayrılır. Ancak bazı durumlarda her iki yönteminde bazen sakıncaları olabilir.  Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Geniş pulpalı dişlerde

2. Diş eti çekilmesi durumunda

3. Ortodontik tedavi sırasında aşırı hassasiyet

4. Ağır mine kaybı

5. Hamilelik ve emzirme döneminde

6. Hidrojen peroksite alerjisi olan kişilerde

Bunların diş beyazlatması için size engel olup olmadığını muayene sonucu diş hekiminiz belirler.

Diş beyazlatma (bleaching)hemen hemen herkese uygulanabilir. Ancak, tedavinin etkili olamayacağı bazı durumlar vardır. Diş hekiminiz tam bir ağız içi kontrol ve teşhisi ile dişlerin bu işlem için uygun olup olmadığını belirleyecektir. Dişleriniz sağlıklıysa daha beyaz ve doğal gülümseme için ideal bir çözümdür.

Ağız sağlığı teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde dişleriniz çok kısa bir sürede, güvenli ve etkin olarak beyazlatılabilmektedir.

Yapılan araştırmalara göre, dişlerin beyazlatılması diş hekiminizin gözetimi altında yapılırsa son derece etkin ve güvenlidir. Dişler ve dişetleri hiçbir şekilde zarar görmez.

Dişler her zaman için eskisinden daha beyaz olacaktır. Ancak, hastaların alışkanlık ve ağız bakımına bağlı olarak yılda bir - iki kez pekiştirme tedavisi gerekebilir.

Şu anda uygulanan iki değişik diş beyazlatma yöntemi vardır.

Bunlardan ilki hastanın kendi başına uygulayabileceği bir yöntemdir, aşamaları şöyledir:

Hekim ağızdan ölçü alıp, dişlerinizin üzerine takabileceğiniz ince lastik kalıpları hazırlar. Hastanın kendisi için hazırlanmış özel kalıbın içerisine ilaç yerleştirerek bu kalıbı beyazlatılacak dişlerin üstüne günde en az 6 - 8 saat takması gerekir (tercihen uykuda). Tedavi, ortalama 1 - 4 hafta içinde sonlandırılır.

İkinci diş beyazlatma yöntemi ise klinikte bir hekim tarafından yapılan beyazlatmadır. Genellikle 40-50 dakika kadar süren tek seanslık bir işlemle uygulanır. Yöntem, hidrojen peroksitin ısı ya da ışık ile aktive edilmesi temeline dayanır ki aşağıdaki şekilde uygulanır:

Beyazlatıcı ilaç, gerekli tedbirler alındıktan sonra diş hekimi tarafından diş üzerine yerleştirilir. İlgili dişin üzerine beyaz renkli ışık kaynağı belli bir süre tutulur. İşlem bittiğinde sonuç hemen gözlenir.

Her iki yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renklenmenin derecesine, diş beyazlatma tedavisinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve hekimin görüşüne bağlıdır

Klinikte diş beyazlatmanın dezavantajları diğer yönteme göre daha pahalı olmasıdır. Bu şekilde yapılan beyazlatmanın başarısı, renklenmenin nedenine ve miktarına bağlıdır. Yaşlanma ile olan renklenmelerde, fluoroz renklenmesinde çoğunlukla bir seans yeterli olmaktadır. Tetrasikline bağlı renklenmelerde ise üç, hatta dört seans gerekli olabilir.

Diş macunları

Konuyla ilgili olarak diş macunlarından da bahsedecek olursak; şöyle söylemek uygun olur:  Beyazlatıcı diş macunlarının uzun süreli kullanımı dişlere ve diş etlerine zarar verir. Beyazlatıcı diş macunları, içinde aşındırıcı partiküller barındırır ve devamlı kullanımda dişlerde aşınma meydana getirebilir.

Dişlerinde çeşitli nedenlerle sararma olanlar ve sigara tiryakilerinin, dişlerinin beyaz bir görünüme kavuşmasını sağlamak için beyazlatıcı etkili diş macunu kullananlar, dişlerde tahribata sebep olabilir. Bir süre sonra da diş mineleri zarar görebilir. Bu nedenle dişlerinde sararma olanlar uzun süre beyazlatıcı macun kullanmamalıdırlar.

Çok sert ve agresif diş fırçalama da dişlerde aşınmaya neden olur. Ayrıca, kılları sert diş fırçalarıyla yapılan agresif fırçalama diş etlerinde çekilmeye sebebiyet verir.

Çekilen diş etlerinin bir daha yerine gelmeyeceğinden “Fırçalama, orta sertlikte bir diş fırçasıyla, etten dişe doğru olmalı. Diş etlerinde kanama olanlar da kanama nedeniyle fırçalamayı bırakmamalı. Kanama olsa bile yumuşak hareketlerle dişler fırçalanmaya devam edilmeli ve hemen bir diş hekimine başvurulmalı”dır.