Genç yaşta yaşama veda eden Türk asıllı yazar Gentille Arditty Puller’i birçoğumuz tanımayız. Mükemmel Fransızcasıyla kaleme aldığı roman ve şiir kitapları ancak sahaflarda bulunabilen yazarın anavatanı Türkiye’ye dair yazdığı A l’ombre des minarets, Vent de Marmara, Paysages de Turquie ve Plaisir d’İstanbul adlı eserleri ön plana çıkarken, sonuncusunun kapak illüstrasyonu ünlü ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’na ait
O gün yeni evimize taşınıyorduk, annem geriye kalan son kitap kolisini toparlamamı rica etti. Kitaplarımızı kütüphaneye yerleştirmeye başlamıştım ki, aniden tozlu, eskimiş bir kitapla karşılaştım. İsmi ‘Plaisir d’Istanbul’ (İstanbul Keyfi), yazarının adı ise Gentille Arditty Puller idi. Kitap, 1941’de Nouvelles Editions Latines tarafından yayınlanmıştı.
Kitabı hemen okumaya başlayınca inanılmaz bir üslupla karşılaştım; yazarın Fransızcası o denli akıcıydı ki, içimden bir okuyuşta bitirmek geldi. Yazarın anlattığı İstanbul’u okurken, kendimi1940’ların bu güzel kentini keşfeder ve Kuledibi’nin eski sokaklarında gezer buldum. Sayfaları biraz daha çevirince bu kez kendimi Çamlıca’da hayal ettim. Yazar, İstanbul’un en güzel yerlerini bir rehber gibi anlatıyordu ve biz onun rehberliğinde gözü kapalı bu yolculuğa çıkabilirdik…
Kitabın sonlarına gelince, yazarı araştırmak ve başka romanlarını okumak istedim; hemen bilgisayarımda google’u tıkladım. Araştırınca birçok eserini buldum. Şiir kitaplarını ve romanlarını Nadir Kitabevi’nden online sipariş ederek okumaya başladım.
Peki, Gentille Arditty Puller kimdi? Selanikli, köklü ve zengin bir ailenin tek kızıydı. Ailesi, Saray ve İpek Sinemaları’nın sahipleriydi. Ne yazık ki, artık ne Saray ne de İpek Sineması mevcut. Gentille, 1913 yıllında İstanbul’da dünyaya geldi. Fransızca eğitim alan ve çok iyi piyano çalan genç kız, sanatla yakından ilgileniyordu. Rafael Puller ile dünya evine girdikten sonra Tünel’e yerleştiler. Evlerinde küçük bir ‘kültür salonu’ yarattıkları söylenir. Çocukları olmayan çift, sık sık Fransa’ya seyahat ederdi. Gentille Arditty Puller, uzun seneler boyunca Albert Karasu’nun Fransızca gazetesi ‘Le Journal de l’Orient’da günlük yazılar yazdı. Yazdığı birçok roman, Fransız ‘Nouvelles Editions Latines’ basımevi tarafından yayınlandı. Ne yazık ki, yazar 1957’de kansere yenik düşerek, erken yaşta vefat etti.
Yazın hayatı ve eserleri
Yazın hayatına şiirle başlayan Gentille Arditty Puller, daha sonraları roman yazmaya başladı. Benim ilgimi en çok çeken Gentille’nin romanları oldu. Bilhassa Chanteplainte adlı romanında, Yahudi cemaatinin kadınlarının yaşamlarını çok güzel bir dille anlatıyor. Romanın başkahramanı Rachel, 15 yaşlarında orta halli bir ailenin kızıdır ve Galata- Karanfil sokakta babasıyla tek başına yaşamaktadır. Fransız Okulu Saint Pulcherie’de eğitim gören Rachel’in tek hayali iyi bir piyanist olmaktır. Genç kız, Paris’te konservatuara gitmek üzere hazırlanırken babası ölür ve abisi Josef ile yengesi onu himayelerine alırlar. İlk yaptıkları onu okuldan alıp, piyanosunu satmak olur. Yengesi Suzanne’na göre, kadınların esas görevi evlerini idare etmektir; piyano ise yalnızca çok ses çıkartan ve çok yer alan bir alettir. Aradan yıllar geçer, Rachel benimsemediği bu hayatı kabul etmek zorunda kalır ve yeğeni Silvio sayesinde yaşama dört elle sarılır. Abisi Josef’in işleri büyür, ancak eşi Suzanne ile ilk tatillerini İtalya’da geçirirken bir kaza sonucu yaşamlarını yitirirler. Bunun üzerine Rachel ve Silvio, yeni bir hayatta adım atarlar. Silvio piyanoya başlar ve o kadar başarılı olur ki, Paris’te konservatuara girer. Aslında bilmeden halasının gizli kalmış hayalini gerçekleştirmiştir. Rachel ise Paris’te aşkı bulur ama seçim yapması gerekmektedir. Silvio’nun kariyeri için Paris’de mi kalmalıdır yoksa kalbini çalan Alain Lurgeres ile evlenip Arjantin’e mi gitmelidir?
Yazar, erkeklerin hâkimiyeti, gelenek ve göreneklerin baskısı yüzünden, 1930-1940 yılları arasında kadınların karşılaşmış oldukları zorlukları, mecburiyetleri, okuma isteklerini, sanata olan düşkünlüklerini konu almış; onların piyano çalarak, resim yaparak ve şarkı söyleyerek bütün bunları yalnızca kendi iç dünyalarında yaşadıklarını göstermiştir. Bu öyküde de yazar, kadınların seçme hakkı olmadığını ve yalnızca kadere baş eğdiklerini anlatmaktadır.
Aranızda Fransızca roman okumak isteyen varsa, Gentille Arditty Puller’i gönülden tavsiye ederim. Romanları tekrar basılmadığından şimdilik sadece sahaflarda bulunuyor.
Yasemin Yaeş M. KOHEN