Affediliş ve sevgi günü TU BEAV

Av ayının 15’i anlamına gelen Tu BeAv, Yahudi takvimindeki en neşeli bir günlerden biridir. Yahudiler’in Sevgi Günü olarak da kabul edilen Tu BeAv, bu yıl, 26 Temmuz Pazartesi günü kutlanıyor

Nazlı DOENYAS Kavram
21 Temmuz 2010 Çarşamba

Tora’da bahsedilmeyen, takvime hahamlarımız tarafından eklenen Tu BeAv, İsrail Devleti’nin kuruluşundan sonra gün geçtikçe daha çok rağbet görmeye başlayarak, günümüzde ‘Valentine’s Day’ gibi coşku ve neşeyle kutlanan bir bayram haline geldi.

İsrail’de bu güne özel müzik ve dans festivalleri düzenlenir, sevgililere kart ve çiçek yollanır. Ayrıca, üç haftalık yas dönemi ve Teşa BeAv’da düğün yapılmadığından ve günün yüksek enerjisi nedeniyle, İsrail’de Tu BeAv, düğünler için de çoğunlukla tercih edilir.

Tu BeAv

Sözlü Tora Mişna, Tu BeAv’dan bahsederken Rabi Şimon Ben Gamliel’in şu sözlerine yer verir: “İsrailoğulları için hiçbir gün, Tu BeAv ve Yom Kipur kadar hayırlı ve güzel olmamıştır.”

Yom Kipur’da, günahlarımızın Tanrı tarafından affedilip Tanrı’ya her yıl biraz daha yakınlaşmamız tarifsiz bir sevinçle kutlarız. Tu BeAv da, benzer şekilde bir affediliş, yakınlaşma ve kutlama günüdür. Yahudi kanunlarının yazılı olduğu Talmud, bu tarihte meydana gelen hayırlı olayları detaylı olarak anlatır.

Tu BeAv - 15 Av’da neler oldu?

1) Casusların kurguladığı rapor üzerine verilen ceza son buldu ve bu sebeple meydana gelen ölümler sona erdi. Kenaan’ı (İsrail Toprakları) incelemeye giden on iki casustan on tanesi, ülkede yaşayanların “bizden daha güçlü” devler ve savaşçılar olduğu ve bu toprakları fethetmenin imkânsızlığı konusunda rapor vererek, İsrailoğullarını yanıltmış ve umutsuzluğa düşürmüştü. Bu ümitsizlikle bütün gece sızlanıp ağlayan halk, Tanrı’yı kızdırmış ve o günün tarih boyu bir ağlama günü olarak sabitlenmesine sebep olmuştu (Teşa BeAv). Buna ek olarak, Musa Peygamber dahil, 600.000 erkekten oluşan nesilden hiç kimse, Kutsal Topraklar’a giremeyecekti. (Vaat edilen toprakların ne kadar iyi olduğunu ısrarla savunan Kalev ve Yeoşua hariç).

Bu şekilde, çölde geçen yaklaşık kırk yıl boyunca, her yıl Teşa BeAv günü, 15.000’den fazla kişi ölüyordu. O yıl kimlerin öleceği bilinmediğinden, günahın işleniş yıldönümü olan Teşa BeAv günü, halk mezarlar kazıp içlerine yatıyor, ertesi gün, o yıl içinde ölmesi gerekenler ölü olarak bulunup mezarında kalıyor, diğerleri çıkıp yaşamlarına devam ediyorlardı. Her sene bu şekilde devam ettikten sonra, kırkıncı yıl, herkes mezarlardan canlı olarak çıkınca, halk tarihi yanlış olarak hesapladığını düşünerek ertesi gün tekrar mezara girdi. Herkes yine canlı kalınca, bir ertesi gün, yine mezarlara girildi. Bu düzen 15 Av’a kadar devam etti. Dolunay görülünce hesapta bir hata olmadığı kesin bir şekilde ortaya çıktı ve İsrailoğulları Tanrı’nın kendilerini affettiğini ve ölümlerin sona erdiğini anladılar.

2) Toplumdan aforoz edilen Binyamin kabilesi, tekrar cemaate kabul edildi.

Hakimler Kitabı olan Şofetim Kitabı’nda anlatılan bir olay, İsrailoğullarının on iki kabilesinden biri olan Binyamin kabilesinin sınırları içinde geçer. Bu sınırlara gelen bir misafirin cariyesi, eşkiyalar tarafından kaçırıldı ve tecavüz edilerek evin kapısına bırakıldı. Cariyenin bu olay sonucu ölmesi, diğer kabileler ve Binyaminoğulları arasında büyük bir iç savaş çıkmasına sebep oldu. Binyaminoğulları kabilesinin büyük bir kısmı savaş sonunda yok oldu, kalan kısmının da diğer kabilelerden kızlarla evlenmeleri yasaklandı. Bir Tu BeAv günü, Binyaminoğulları kabilesinin tamamen yok olması engellemek için bu yasağın sadece olayın geçtiği nesli bağladığı, sonradan gelen nesillerin istedikleri gibi davranmakta serbest oldukları ilan edildi. Bu şekilde Binyamin kabilesi tekrar İsrailoğulları arasına kabul edildi ve halk tekrar bir bütün haline geldi.

3) Kabileler arası evlilikler yapılmaya başlandı.

Erkek varis bırakmadan vefat eden bir babanın toprakları kızları arasında bölüşülüyordu. Kızlar başka kabileden kişilerle evlenirlerse bu topraklar da evlendikleri kabileye geçecekti. Bu nedenle, bu durumdaki kızların sadece kendi kabilelerinden kişilerle evlenmeleri gerekiyordu, bu da kızların üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu. Dönemin yöneticileri, bir Tu BeAv günü, bu kuralın sadece İsrail topraklarına ilk giren nesil için gerekli olduğunu ve kızların diğer Yahudi kabilelerle de evlilik yapabileceğini duyurdu. Böylece bekar kızlar, artık sadece kendi kabilelerinden kişilerle değil, gönüllerinin seçtiği kişiyle evlenebileceklerdi. Bu şekilde Tu BeAv, bekar kızlar için coşkuyla beklenen, sevinç dolu bir kutlama günü oldu. 

4) Betar’da ölenlerin gömülmesine yıllar sonra izin verildi.

Teşa BeAv’da yas tutmamızın bir sebebi de Bar Kohba isyanı sırasında Yahudi direnişinin son kalesi olan Betar’ın, Romalılar’ın eline geçip 100.000’den fazla Yahudi’nin katledilmesiydi. Romalı yetkililer, Yahudilerin itibarını zedelemek ve üzmek için, bu şehitlerin gömülmesine izin vermedi. Sonunda İmparator Adrian’ın ölümünden sonra, bir Tu BeAv günü, şehitlerin gömülmesine izin verildi. Cesetler, bir mucize eseri, gömülene kadar, yıllar boyu, çürümeden, aynı şekilde kaldılar. Hahamlar, bu mucizenin anısına, yemeklerden sonra söylenen teşekkür duası Birkat Amazon’a “Atov Veametiv-İyi Olan ve İyilik Yapan Tanrı” kısmını eklemişlerdir.

5) Halkın Bet Amigdaş’ı ziyaret etmesini engelleyen birlikler kaldırıldı.

Kral Şlomo’nun ölümünden sonra ülke bölünmüştü. İsrail, kötülüğü ile ünlü Yarovam Ben Nevat tarafından yönetiliyordu. Nevat, tahta geçtikten üç yıl sonra İsrail’in kuzey ve güneyine altın buzağılar yerleştirmiş ve halkın Bet Amigdaş’ı ziyaret etmelerini engellemek için oraya çıkan yollara engelleyici askeri birlikler yerleştirmişti. Kendisinden sonra gelen Kral Oşea Ben Ela, bir Tu BeAv günü bu birlikleri kaldırdı ve halk Bet Amigdaş’a serbestçe ulaşma imkânına tekrar kavuştu.

6) Yom Tabar Maagal-Döngünün son bulduğu dönem.

II. Bet Amigdaş zamanında, Mizbeah’ta (Sunak) kullanılan odunların kurtsuz olmasını garantilemek için, odunlar güneşte kurumaya bırakılırdı. Odunların bu şekilde kurtlardan tamamen arınma işlemi, her yıl Tu BeAv gününden itibaren sona erdirilirdi. Bunun sebebi, güneşin bu tarihten sonra istenilen sonucu vermemesiydi. Bu mitzvanın her yıl bittiği tarih olan Tu BeAv, törensel bir tarih olarak ilan edildi.

Tu BeAv’ın önemi

Teşa BeAv ile bağlantılı olan, çölde ölümlerin durması (1), ve Betar şehitlerinin gömülmesine izin verilmesi (4), İsrailoğullarının en kederli günü olan Teşa BeAv’dan sadece altı gün sonra gerçekleşmişti. Bu da, bize olayların en kötü anında bile umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini, Yüce Tanrı’ya güvenin hiçbir zaman elden bırakılmaması gerektiğini, her şeyin sona ermediğini, en beklenmedik bir anda, birden yeni bir kapı açılıp işlerin düzelmeye başlayacağını anlatır.

Binyaminoğullarının cemaate tekrar kabul edilmesi (2), kabilelerarası evlilikler (3) ve Bet Amigdaş’a giden yolların açılması (5), İsraloğullarının birliği ve bütünlüğü açısından büyük anlam taşır. Bunlar gerçekleşmeseydi, İsrailoğulları, tek bir devlet değil, birbirinden kopuk bir devletler birliği olacaklardı. Tu BeAv’da, Yahudilerin tekrar bir bütün olması kutlanır.

Tu BeAv, Av ayının 15’inde güneşin ve ayın konumu ve enerjisiyle, yeni başlangıçlar, yeni ilişkiler, yeni ortaklıklar kurulması çok hayırlı bir gündür.

Eski tarihlerde Tu BeAv günü, Kudüs’teki bekar kızlar, kıyafet alacak imkânı olmayanları mahcup etmemek için, birbirlerinden ödünç aldıkları beyaz kıyafetlerle bağlara gidip dansederlerdi.

Av ayının 15’inde, dolunay eşliğinde yapılan bu dans, romantik bir ortam yaratarak, yeni ailelerin kurulmasına vesile olurdu.

Bu yüzden bu gün, bir sevgi, çöpçatanlık ve ruh ikizini bulma günü olarak kabul edilir.