Kitapların ardından /Kadınların En Güzeli

Eşine az rastlanır başarıda bir roman… Rosa gibi “büyük”, esprili, “güçlü”, sağı solu belli olmayan ve gizem dolu…

Yaşam
21 Temmuz 2010 Çarşamba

Kudüs’ün en güzel kadını Rosa’nın efsanevi yaşamı, İsrail Devleti’nin altmış yıllık geçmişiyle örtüşür. Rosa’nın kaderi bir anlamda, İsrail’inkiyle birlikte çizilmiş gibidir.

1940’lı yıllarda, İsrail’in Bağımsızlık Savaşı sırasında doğan Rosa’nın ilgi çekici yaşam öyküsü biraz tarih, biraz peri masalı ve biraz da efsanedir. “Dört Anne”nin de yazarı olan Shifra Horn’dan müthiş bir hikâye...

“... 1948’de Ürdün orduları tarafından istila edilmiş olan Old City’deki Yahudi yerleşim bölgelerinden gelen mülteciler Katamon’un savaş sırasında boşalan evlerine yerleştirildiler. Bunlara ağır bombardıman ve Ürdünlü keskin nişancıların ateşi altında kalarak Old City surlarının dibinden Mamila sınırı boyunca kaçan insanlar katıldı.

Katledilen yakınlarının küllerini ve anılarını, mal ve mülklerini arkalarında, Avrupa’da bırakan soykırım kaçakları da kırgın yürekleri ve ruhlarıyla Arap ülkelerinden sürülüp herşeylerini geride bırakmak zorunda kalan diğerlerine karışarak buraya göçtüler. İşte Katamon’un terk edilmiş konaklarındaki odalara yerleştirilen bu mülteciler ölüm ve savaş görüntülerini kafalarından atmaya çalışarak buralarda oturdular ve yıkılmış yaşamlarını yeniden inşa etmeye çalıştılar...”

Shifra Horn / Apollon Yay. / 317 sf.

 

Bu kitabı Gözlem Gazetecilik’ten de temin edebilirsiniz...