İran tehlikesi durdurulabilir mi?

<p class="MsoNormal"><span>İran nükleer programı İsrail, Ortadoğu ve uluslararası güvenliği tehdit ediyor. İran’ın nükleer programına Saddam’a yani Irak tehlikesine karşı koymak üzere başladığı söyleniyor.</font></span></p>

Dünya
24 Şubat 2010 Çarşamba

Lara ABUT


Fakat bugün İran sadece ABD kontrolündeki Irak’a değil tüm bölgeye ve en önemlisi var olma hakkını tanımadığı İsrail’e karşı büyük tehdit oluşturuyor

İran’ın nükleer silah kapasitesi ile ilgili ABD ve İsrail ortak bir karara varmış değil. İsrail tehdidin çok daha büyük olduğunu savunuyor ve İran’ın silahları iki sene içinde geliştirip kullanıma hazır hale getireceğini söylüyor. ABD ise İran’ın nükleer programının altı seneden önce hazır olamayacağını ve önümüzdeki on sene içinde İran’ın başlattığı bir nükleer savaş olamayacağını ileri sürüyor.

Amerika ile İsrail’in bölgedeki çıkarları ve İran’a karşı tutumları da tam olarak örtüşmüyor. İran tehlikesi İsrail için hayati tehlike taşırken, Amerika İran’ın nükleer programından direkt olarak etkilenmiyor. Amerika’nın bölgedeki politikasını etkileyen faktörlerden bazıları şunlar: anti-terör politikası, Irak’ın durumu, uluslararası güvenliğe olan bağlılığı ve Amerika’daki Yahudi lobisinin de etkisiyle İsrail’in güvenliği. İran nükleer programının durdurulması, İran tehdidine karşı alınacak önlemleri düşünürken iki ülkenin farklı yerlerde durduğunu, çıkarlarının tam olarak aynı olmadığını ve tehdidin ciddiyetini aynı seviyede görmediklerini göz önünde bulundurmalıyız.

İran tehdidine karşı politikaları belirlerken seçenekleri gözden geçirmeliyiz. İran’a karşı daha sert politikalar geliştirip savaş durumuna bile hazır olunabilir ya da İran ve bu tehdit ile yaşamak öğrenilebilir. İsrail ilk seçenekte ısrar ederken; Amerika İran gerçeği ile yaşamanın olası olduğunu, bu yüzden de ikinci seçeneğin daha güvenli ve masrafsız olduğunu savunuyor.

İlk seçenek uygulanacak olunursa, amaca ulaşmak için izlenecek üç farklı yol var. Birincisi, politik ve ekonomik ambargo uygulamak. İran kendini köklü ve uluslararası toplumda çok önemli bir yere sahip olan bir parti olarak görüyor. İran’ın ekonomik ve politik ambargolardan etkilenmesi yüksek bir ihtimal olarak görünüyor. Eğer ambargo stratejisi işe yaramazsa ikinci yol olarak blokaj gösteriliyor. Tam bir askeri karşılaşmadan daha yumuşak bir seçenek olan askeri blokaja quasi-military deniliyor. Son çare ise tam anlamıyla bir askeri karşılaşma. Düşman topraklarında nükleer santralleri, altyapıyı ve destekleyen birimleri ortadan kaldıracak bir askeri operasyon.

İkinci seçenek ise Amerika’nın çıkarları ile büyük ölçüde örtüşen İran tehdidi ile yaşamayı  öğrenme politikası. Amerikan hükümeti, bölgede barış sağlanırsa (Suriye- İsrail barışı) İran’ın gücüne kaybedeceğini ve nükleer silahları kullanacak destek bulamayacağını düşünüyor.

İran durdurulabilir fakat Amerika ve İsrail’in daha derin ve güvenilir bir ortaklık kurmaları ve hangi politikayı seçeceklerine karar verip hazırlıklara başlamaları gerekir.