UZMANLAR ‘okulda yenilenmeyi’ masaya yatırdı...

Türkiye Özel Okullar Birliği’nin düzenlediği sempozyumda, yerli ve yabancı uzmanlar, eğitimin önemli konu ve başlıklarını masaya yatırdılar. Sempozyumun bu yılki teması ise ‘Okulda yenilenme’ oldu

Gençlik - Eğitim
17 Şubat 2010 Çarşamba

Türkiye Özel Okullar Birliği’nin geleneksel sempozyumlarının dokuzuncusu bu yıl 28-30 Ocak tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşti. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun da katıldığı sempozyumun bu yılkı başlığı “Okulda Yenilenme-Rebuilding The Education System” idi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan üst düzey kadrolarının da hazır bulunduğu etkinliğe ayrıca özel öğretim kurumlarının dernek başkanları, yabancı akademisyenler, üniversitelerden bilim adamları, bürokrat ve işadamları da katıldı. Sempozyumda, Türkiye çapında yaklaşık 650 okul, kurucu, yöneticisi ve öğretmenleri tarafından temsil edildi.

Sempozyum boyunca, değişen dünya dinamikleri altında okulların yeniden yapılandırılma süreci, eğitim metodolojileri ve nano teknolojinin eğitim süreçlerinin her aşamasında entegrasyonunun sağlanması üzerinde duruldu.

Yapılan konuşmalarda çocukların yeteneklerini ve tutkularını hep birlikte keşfedebilecekleri bir eğitimin gerçekleştirilebileceği belirtildi. Belçika ve Hollanda’da uygulanan Dalton ve Fröne örnekleri ile böyle bir okul yaratmanın yolları tartışıldı. Okullarda iş/yaşam dengesinin kurulması gerektiği vurgulandı.

NELER KONUŞULDU?

President of the 21. Century Learning Initiative (21. Yüzyıl Öğrenme Girişimi Başkanı) John Abbott “Okullu Fakat Eğitilmemiş: eğitimdeki kriz gençlerimiz nasıl tehlikeye atıyor” başlıklı konuşmasında gençlerin yaratıcılıklarının, içgüdüsel ihtiyaçlarının karşılanmasının öneminden bahsetti. İngiltere eğitim sisteminden örnekler verdi. Amerika’da geliştirilen ve bugün dünyada birçok ülkede var olan Dalton Okulları, sempozyumun en ilginç konularından biriydi.  Dalton eğitim planı üç temel ilkeye dayanıyor; sınırlandırılmış özgürlük, bağımsızlık ve dayanışma. Bu seminerin sonunda okul yöneticileri ve öğretmenler tarafından Türkiye’deki okulların sınav odaklı çalışması ve velilerin sınav sonucu beklentilerinin okulların çalışmalarını kısıtladığı, çocukların yaratıcılıklarını öldürdüğü gerçeği bir kez daha dile getirildi.

Prof. Dr.Ömür Akyüz’ün konferansında da “Sınav odaklı olmaktan nasıl kurtuluruz? Dersleri günlük yaşamla ilintili olarak nasıl işleriz” konusu tartışıldı. Diğer bir konuşmacı ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’dı. Yeni üniversite giriş sistemini tüm ayrıntılarıyla anlattı.

Sempozyumun son günü ise ilköğretimde kurulla geçme sisteminin lisede ne tür zorluklara neden olduğu tartışıldı. Öğrenciler tek zayıfla yılsonuna geldiğinde tek zayıfı olduğu için sınıfta bırakılmıyor. Fakat bu zayıf matematikse her yıl aynı dersten başarısızlıkla üst sınıfa geçe geçe eksiklerle liseye başlıyor. Tabii orada da lise 1’de zorlanıyor. İlköğretim 6,7,8’de de bütünleme sınavları olması önerildi. Öğrencinin eksiklerinin farkında olarak ve onları tamamlamaya çalışarak üst sınıfa geçmesinin önemli olduğu vurgulandı.

Wim De Baets, Hugo Verkest, W. Frederik Schmale ve Jeff Thompson’un ardarda yaptığı sunumlarda ise Belçika, Amerika, Finlandiya, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerdeki çağdaş dünyaya ayak uydurmak için günümüz ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenen farklı eğitim sistemleri tanıtıldı. Sunumlarda özellikle üzerinde durulan noktalar; bağımsız bireyler yetiştirebilmek için çocukları belli sınırlar içerisinde sorumluluk alan ve kendi kararlarını verebilecek şekilde yetiştirmenin önemi, akranlardan öğrenmenin kalıcılığı, içinde yaşadığımız dünyaya ve insanlara duyulması gereken saygı, hayatı sadece sınav ve test olarak algılamamanın ve çocukların çok yönlü, farklı alanları keşfederek yaşamalarının gerekliliği, okulların öğrencilerin zihinlerini geliştirmelerinin yanı sıra bedenlerini ve ruhlarını da zenginleştirebilecek ortamlar olmaları gerektiği idi.

Röne KASPİ /UÖMO Eğitim Koordinatörü

Ceni KANDİTAN /UÖMO Anaokulu Müdürü

Emel LEVİ /Minix Anaokulu Müdürü