'360 Derece'de bu hafta

Ünlü fütürist Ufuk Tarhan, silah sanayinin yarattığı iki yüzlülüğü kaleme alıyor

Ufuk TARHAN Şalom
10 Şubat 2010 Çarşamba

Parti ve gündem açma-kapatma faaliyetlerini en iyi anlatan ifade, ünlü armatür reklamının sloganına ne kadar uydu! Aç-Kapa…

Habire partiler, gündemler açılıyor, kapanıyor, isimler ve liderler değişiyor, ancak temelde değişen bir şey olmuyor. Olamaz da.

Oyuncular, sahne, dekor farklılaşsa da oyun özünde hep aynı kalıyor, kalacak.

Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız; dünyanın ‘servet, güç paylaşım modelleri’ gereği olması gereken şeyler…

Üstelik sadece bizlere, ülkemize özgün değil. Tüm dünya vatandaşları, diğer ülkeler için de aynen geçerli.

Çünkü;

Dünyanın en büyük sanayisi, en para eden ürünü; ‘silah’

Geliştirilen tüm teknoloji ve sistemlerin kaynağı; ‘savaş’ kökenli 

Tüm ülkelerin bütçeden en çok pay ayırdığı konu; ‘savunma’

Milyarlarca insanın çalışıp, para kazandığı en büyük iş sahası; ‘savaş, savunma alanlarında’

Bu sektörlere hizmet ederek, onlarla mal-hizmet alım satım ilişkisiyle, insanların ekmek parası kazandığı en gelişmiş yan sanayi, türev dallarda yine savaş-savunma alanlarında

Durum böyle iken ne olmasını bekliyoruz?

Yaşananların altında derin sosyal, siyasi, politik, bilimsel, tarihi, psikolojik, insani, duygusal vs meseleler aramaya gerek yok. Aslında herkes, her şeyin farkında. Ancak kitleler birbirine bağımlılık içinde, çaresizlik ‘mış’ gibi davranmayı seçiyor.

Seçmek zorunda kalıyor.

Nasıl kalmasın?

Milyarlarca insan evine savaş-savunma sanayinin yarattığı işlerden para götürüyor, çocuğunu okutuyor, ev, üst –baş, yemek alıyor. Kısacası yaşamını, savaştan beslenerek sürdürüyor.

Analar, babalar ve çocukları… Bazıları savaştan besleniyor.  Bazıları da savaş yüzünden ölüyor.

Olay bu kadar yalın!

Milyarlarca insan, silah üreten fabrikalarda, orduda, tasarım atölyelerinde, eğitim merkezlerinde, medyada, teknolojide, hükümette,  siyasette, sağlıkta, ulaşımda, inşaat şantiyelerinde, finans kuruluşlarında, gıda-içecek, tekstil vs fabrikalarında kısacası, hemen her alanda; harıl harıl dünya daha çok silah üretsin, satsın diye çabalıyor. Kitleler, bu hizmetlerinin karşılığında ücret, ödenek, proje bedeli, bonus vs alıyor. Ve bunlarla yaşıyor… Düşünsenize savaş olmasa o kadar insan ne iş yapacak? Savaş olmazsa üretilen milyarlarca silah nerede tüketilecek? Üretilen onca teçhizat, mühimmat, uçak, araba, kamyon, alet edevat ne yapılacak?

Silahın kullanım yeri çatışma, çatışmanın olduğu yer savaş, savaşı çıkarmanın yolu da gerginlik, provokasyon ve birbirine düşman olduğunu zanneden kitleler yaratmaktır.

Yani bu olup biten basitçe bir dizi, ‘’pazarlama-satış’’ faaliyetidir. Ürünleri satmak için pazar, müşteri olması gerekir. Yeni pazarlar açılması, müşterilerin ihtiyaç hissetmesi, talebin kışkırtılması en temel piyasa kuralıdır.

Bize söylenilen onlarca ‘sorun’! Hepsi kılıf, hepsi boş, hepsi kendi yarattığımız illüzyonlardan ibaret yanılsamalar…

Tüm olan biten silah-savaş sanayinin pazarlama stratejilerinin uygulamaya konmasıdır. Algılama yönetimidir. Ali Saydam Hoca’nın kulakları çınlasın. Hem milyarlarca insanı yaşamını savaş sanayinden kazanır hale getireceğiz, Hem de sonra ‘’savaş olmasın, insanlar ölmesin, analar ağlamasın!’’ diyeceğiz. Büyük samimiyetsizlik ve aptallık!

İnsanlık olarak bu yaptıklarımızın bende tetiklediği tek duygu; beceriksizliğimiz, aymazlığımız yüzünden mideme giren sancıdır!

Bu kadar basit ve yalın bir satış-pazarlama faaliyetine çok karmaşık anlamlar yüklemeye çalışmak, bu sanayinin ekmeğine yağ sürüyor. Başarılarını, satışlarını katlayarak arttırıyor.

İşsiz, çaresiz, eğitimsiz insanların iştahını kabartıyor…

Başka iştah açıcılar bulsak?

Aç-kapa işlerini daha yararlı şeyler için yapsak?

Aklımızı başımıza almamız lazım.

Böyle giderse güzelim dünyayı iyice çekilmez, hayatlarımızı yaşanmaz hale getireceğiz.

Ben daha akıllı olabileceğimize inanıyorum…

Ufuk TARHAN kimdir?

Türkiye’nin önde gelen Fütüristlerinden olan Ufuk Tarhan, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldu. 1982 yılından bugüne, bilişim, telekomünikasyon, tarım ve hayvancılık, ilaç dağıtım gibi sektörlerde ve çeşitli şirketlerde üst düzey yönetici, genel müdür, başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı. Türkiye’nin ilk fütürist şirketi M-GEN Gelecek Planlama Merkezi kurucu ortağı olarak çalışma yaşamına devam eden Tarhan, bunun yanı sıra Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP Direktörlüğü görevini yürütmektedir. Tarhan aynı zamanda Fütüristler Derneği başkanıdır.