Beyaz bileklikli adam

Bazı futbolcular vardır; insanların hayatlarında teknik özellikleri ve becerileri ile yer tutar. Bazı futbolcular vardır, baktığınızda değişik bir ışıkları vardır;gözlerinizi kamaştırırlar. Ona futbolda karizma derim. Vialli, benim için ‘Beyaz Bileklikli Adam’ idi, buram buram karizma kokan.

Spor
30 Aralık 2009 Çarşamba

Selim ÇİPRUT


Gianluca Vialli, 9 Temmuz 1964 yılında Cremona- İtalya’da dünyaya geldi. Çocukluğundan beri futbola çok büyük sevgisi vardı. Babasının gençliğinde futbolculuk hayallerini gerçekleştiremediği için burukluk yaşadığını bilen Vialli, babasının da teşviki ile 16 yaşında Cremonese Takımı’nda futbola başladı. İlk futbola başlama sebebini kız tavlamak için olduğunu söyleyen Vialli, yavaş yavaş içindeki yeteneği de yeşil sahalara taşımaya başlamıştı. Cremonese’de yıldızı parladıktan sonra 1983-1984 sezonu için yeni kulübünün adı belli olmuştu bile: Sampdoria. Ve 1992 yılına kadar Sampdoria ile başarıdan başarıya koştu. O dönem İtalyan futbolunun altın çağıydı. Klinsmannlar, Brehmeler, Van Bastenler’in olduğu bu lig tek kelime ile göz kamaştırıcıydı. Ve benim de nerdeyse uzmanlık alanım. Sampdoria o zamanlar oldukça ilginç bir takımdı; Lombardo, Vialli ve Mancini’nin sırtladığı Sampdoria. Mancini son zamanlarda İnter’i çalıştıran Mancini dersem, sanırım hepiniz daha iyi anlarsınız. Benim için dünyanın en öldürücü santraforlarından biriydi Vialli. Topu alışı, driplingi ve ne zaman, nerede, ne yapacağı belli olmayan sert şutlarıyla kalecilerin korkulu rüyasıydı. Hele hele yanında Mancini ile oynadığında seyri ve golü bol maçlardan büyük zevk alırdım. İkisi İtalya’nın efsaneleri arasına girmişti. Onlara ‘gol ikizleri’ adını vermişlerdi. Ve 1990-1991 yılında İtalya ligi şampiyonu olduklarında, Vialli de 19 golle gol kralı olmuştu.

O zamanlar Avrupa Sampdoria efsanesi ile tanışmaya başlamıştı. Vialli, kıvır kıvır saçları ve o bilekliği ile bir başka büyülüyordu. Ve onunla beraber ben de futbol oynarken bileklik takmaya başlamıştım. Ama karizma sahibi olan oydu ve milyonlarca hayranı ile başarıdan başarıya koşmaya devam ediyordu. 1990 yılında o zamanlar ismi Kupa Galipleri olan kupayı Anderlecht’i 2-0 yenerek kazanıyorlardı. İki golde de imza Gianluca Vialli idi. İtalya kupasını üç kez kaldırdıktan sonra Vialli için hayatının en büyük hayal kırıklığı 1992 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Barcelona’ya yenilmeleriydi. Kendi tabiri ile, dünya başına yıkılmıştı. İki hafta kimselerle konuşmadı. Boş kaleye kaçırdığı o golü her gece rüyasında görmekten delirmek üzereydi nerdeyse. Aşık olduğu Sampdoria’ya ihanet ettiğini düşünüyor ve kendini bu formaya yakıştıramıyordu. Son kararını vermişti artık. Bunu basın toplantısı ile açıkladığında Genoa halkı nerdeyse isyan edecekti. Kulübü basan taraftarlar, kalması için açlık grevine başlamış, hatta Papa’ya bile gidip aracı olmasını isteyen fanatikler bile vardı. Çok gururlu bir kişi olan Vialli, kararından dönmeyeceğini açıkladığında, artık devrede Torino’nun Siyah-beyazlı kulübü Juventus vardı. Hiç düşünmeden imzalamıştı. Artık o bir Juveliydi. Sampdoria da 223 maçta 85 gole imza atan Vialli’yi, Juventus’da nelerin beklediğini herkes çok merak ediyordu. 1992-1996 seneleri arasında 102 maçta 38 gole imzasını attı.1993 Kupa Galipleri Kupası’nı ve 1996 yılında Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu Kupalarını kaldırdı. Son olarak en büyük hayali olan İngiltere’ye transfer olduktan sonra futbolu bırakmaya karar verdi.1996 yılında Chelsea’ya transfer oldu. 1998 yılında menajer futbolcu olarak Chelsea’de kariyerine devam etti. Burada da başarıdan başarıya koştu:1997’de FA kupası,1998 yılında lig kupası,1998’de UEFA Kupası ve aynı yıl süper kupayı kazanan takımın başındaydı.

Her futbolcunun hayallerini süsleyen kupaları kaldırmış bir adamdı Vialli. O kupaları kaldırırken de bileğinde beyaz bilekliği asla eksik olmazdı. Şimdilerde Sky İtalia Televizyonu’nda yorumculuk yapan Vialli’nin en sevdiği ikinci spor golf. Hatta golf oynarken de bileklik taktığını gördüm. Ben bu adamı cidden çok seviyorum…