Lita Russo’nun hayal dünyasının kahramanları: KUKLALAR

Kukla deyince aklıma hemen Collodi’nin masal kahramanı, yaramaz tahta çocuk Pinokyo gelir. Onu, Susam Sokağı sakini Kurabiye Canavarı takip eder. Ancak kuklaları sadece çocuk dünyasına ait bir kavram olarak düşünüp, geçmemek gerek. Tasarımı, kullanılan malzemeleri ve harcanan el emeği ile kukla yapımı gerçek bir sanat dalı. Bu özel uğraşın uygulayıcılarından biri de, her parmağında bir marifet olan Estel Lita Russo…

Tuna SAYLAĞ
19 Ağustos 2009 Çarşamba

Lita Russonunkuklalarıyla, devam ettiği Su Sanat Atölyesi’nin bir süre önce Nişantaşı City’s de açtığı karma kukla sergisinde karşılaştım. Birbirinden sevimli ve renkli kuklalar o denli gerçek gibiydiler ki, bir an için Lita ile gerçekleştirdiğimiz sohbete katılacaklar zannettim.

 Kukla yapımı ile ilgilenmek nereden aklına geldi; seni bu hobiye çeken neydi?

Çok komik aslında… Kukla kursuna gitmeye başlamam tamamen rastlantı. Bambaşka bir şey için internette hobi merkezi araştırıyordum, karşıma Su Sanat’ın sitesi çıktı. Kukla fikri çok ilginç geldi, telefon ettim ama saatleri bana uymuyordu. Fakat kafamın bir köşesine yazılmıştı çünkü değişik karakterler yaratma fikri çok ilginç gelmişti. Ertesi sene tekrar aradım. O dönemde bir firmada sabahları çalışıyordum ve maalesef kurs yine sabahtı! Telefondaki ses “Peki sizin için öğleden sonra da kurs açabilirim” deyince o kadar sevindim ki, “Süpersiniz!” demişim, Asuman Hanım (hocam) bunu hâlâ anlatıyor. “Hah” demiş “İşte kuklaya gönül verecek birini buldum.” İşte böylece başladım…

 Yapılan kuklalar daha çok ne gibi amaçlarla kullanılıyor?

Kuklalar bu seneye kadar genellikle çocuk tiyatrolarında ve anaokullarında kullanılıyordu, ama bu sene ilginç bir kukla furyası başladı. Büyükler için yazılmış bazı piyeslerde, reklamlarda ve daha birçok yerde kullanmaya başladılar. Hani bir ara Muppet Show furyası vardı ya, yine öyle bir döneme giriyoruz sanırım. Kukla yapıyorum deyince birçok kişinin gözlerinin parladığını fark ediyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.

 Peki, sen kuklalarını nerelerde kullanıyorsun?

Benim kuklalarım şimdilik salonumu süslüyor… Ama meşhur olmalarını çok istiyorum.  Bir arkadaşım kendi yazdığı bir piyesin provalarında Abdi ile Müzoş’u kullandı ama maalesef daha genç karakterlere ihtiyacı vardı onun için piyeste kullanamadı.

 Kuklalar ne gibi malzemelerden yapılıyor ve bir karakter ortalama ne kadar zamanda ortaya çıkıyor?

Kukla hazırlarken çok değişik malzemeler kullanılabiliyor… Yüzün kalıbını hazırlamak için çamur ve alçı, kalıbın içinde yüzü yapmak için gazete kâğıdı ve tutkal, pürüzsüz olması için özel bir macun, bacaklar ve kollar için ahşap, vücut için strafor, kıyafetler için bebek giysileri veya çeşitli kumaşlar, saç için peruklar, tokalar vs…

Gerçi bu anlattıklarım yaptığımız en zor kuklanın üretilmesi için. Bunlar ipli kuklalar ve gerçek bir karakter oluyorlar. Farklı tipte ve daha kolay yapılabilecekler de var. Mesela sırf keçeden yapılanlar var. Biz keçeyi genellikle el kuklalarında kullanıyoruz. Yumuşak ve ele takması kolay oluyor. Zordan kolaya doğru gidiyorum ama küçük el kuklaları ya da parmak kuklaları da yapılabiliyor ki, bunlar için yine her yerde bulabileceğin malzemelerden faydalanıyorsun. Toplar, sabun şişeleri, çeşitli kumaşlar, kalın sicimler, elektrik telleri, hortum vs…

 Kuklaların tasarımını yaparken mevcut modellerden mi yoksa daha çok hayal gücünden mi yararlanıyorsun?

Hayal gücüm daha etkili oluyor. Aslında ben şimdiye kadar genellikle sokaktaki insanlardan etkilendim. Karakteri daha çok makyaj ve giydirme kısmına geldiğinde ortaya çıkıyor ki, bence zaten işin en keyifli kısmı da bu.  Kazaklarını örüyorsun, çocuk mağazalarına gidip elbise, ayakkabı alıyorsun. Çok komik sohbetler oluyor oralarda. Mesela Eminönü’nde çocuk ayakkabısı satan bir dükkâna, Harry Morgül’e ayakkabı almak için girdim; ‘bu ayakkabının 31’i var mı” dedim, 29’a kadar olduğunu duyunca tamam 29 alayım diye cevap verdim. Satıcı doğal olarak şaşırdı. Hani tersi olsa büyüyünce giyer de…

Harry Morgül dışına bütün karakterleri düşünerek çıkarttım. Harry ise garip bir şekilde Yılmaz Morgül’le Harry Potter arası karakter oldu. Ben de ona Harry Morgül dedim.

 Peki, genelde karakterlere nasıl isim veriyorsun?

Genellikle isimlerini eşim veriyor. O bu konuda benden çok daha yaratıcı. Tip ortaya çıkıyor ve Marsel bunun adı şu olsun diyor, işin ilginci o isim karakterle özdeşleşiyor.

 Sergide gördüğüm kuklalar çok renkli ve sevimliydiler; kukla yapımı ile uğraşmak insanı nasıl etkiliyor?

Kukla yaparken sanki bu dünyadan uzaklaşıyorum. Kafamda sadece hazırladığım karakter oluyor. İşin güzel yanı sadece üzerinde çalışırken değil sokakta dolaşırken bile o karakterin nasıl oluşacağını düşünüyorum.  Gördüğüm bazı aksesuarlar bana bambaşka şeyler çağrıştırıyor. Mesela şu anda bir çingene yapıyorum, sokakta bütün çingenelerin elbiselerini inceliyorum. Benim için kukla yapmak bir çeşit meditasyon.

 Senin el sanatlarına düşkün olduğunu ve bizzat uğraştığını biliyorum; bu bağlamda başka nelerle ilgileniyorsun?

Resim, brezilya nakışı, boyutlu nakış ve patchwork yapıyorum. Senede bir ya da iki kere de kızımla birlikte cam ocağına gidip camla çalışıyoruz. Kukla sanatında hoşuma giden yaptıklarımın çoğunu kuklalarımın üzerine uygulayabiliyor olmam. Bu ara bir de fotoğrafçılığa merak salmaya başladım.

 Önümüzdeki günlerde kuklalarla ilgili projelerin olacak mı?

Evet, Limmud’da basit kukla yapımıyla ilgili bir workshop’um olacak. Katılımcılara basit malzemelerle kukla yapmayı öğreteceğim. Güzel olan günün sonunda kuklalarını ellerine alıp çıkmaları olacak.