LAG LAOMER Karanlık günlerin arasında bir güneş ışığı

Pesah ile Şavuot arasındaki 49 günlük ‘Omer’ dönemi, tarihte Yahudi halkı için çok üzücü olaylara sahne oldu. Bu dönemde Rabi Akiva’nın 24.000 öğrencisini öldüren salgın hastalık, Omer’in 33.günü mucizevi şekilde ortadan kalkınca, bu gün, İyar ayının 18. günü, mutlulukla Lag LaOmer kutlanmaya başlandı. Bu yıl ise Lag LaOmer 2 Mayıs Pazar günü...

Nazlı DOENYAS Kavram
28 Nisan 2010 Çarşamba

Yahudiler’in Mısır’dan çıktığı Pesah ile Tora’yı aldıkları Şavuot arasındaki 49 gün, İsrailoğulları için yarı yas dönemi olarak kabul edilir. Tam bu tarihlerde, Yahudi halkına derinden zarar veren olayların gerçekleşmesi, bu dönemin dikkat edilmesi gereken günler olduğuna işaret eder. Tarihteki en büyük Tora bilginlerinden Rabi Akiva’nın 24.000 öğrencisinin ölmesi, Romalılar ve daha sonra Haçlılar Dönemi’nde yapılan Yahudi katliamları, İmparator Hadrian zamanında Yahudilerin Romalıları topraklarından çıkarmak için askeri liderleri Bar Kohba’nın yönettiği isyanların başarısızlıkla sonuçlanarak binlerce Yahudi’nin hayatını kaybetmesi, hep bu dönemde gerçekleşen ve Yahudi tarihini derinden yaralayan üzücü olaylardır. Kabalistler, bu dönemde Yahudiler’in başlarına gelen bütün felaketlerin nedeninin, Pesah’tan çıkış sırasında bütün haşmetiyle varolan Tanrısal Işığın, Pesah’ın ikinci gününden itibaren yokolmasına ve buna bağlı olarak karanlığın hüküm sürmesine yorar. Şavuot’a kadar olan 49 günde kişi, içinde varolan Tanrısal özellikleri günbegün geliştirerek, ışığın tekrar gelmesi için çalışır. 49 gece boyunca her gece, tek tek yapılan Omer Sayımı-Sefira dönemi, karanlık ve negatif enerji içeren günler olduğu için, yeni başlangıçlar, açılışlar yapılmaz. Bugünlerde evlilik olmaz, yeni bir iş kurulmaz, daha dindar olan kesim buna ek olarak saçını kesmeyip traş olmaz ve müzik dinlemeyip yeni kıyafetler bile giymez. Ancak öğrencileri öldüren salgın hastalığın 33.günde birdenbire durması ile Lag LaOmer gününden itibaren yas uygulamaları sona erer.

Rabi Akiva’nın 24.000 öğrencisinin ölümü

Kendi neslinin ve tüm zamanların önde gelen Rabilerinden olan Rabi Akiva, Gemara (Yahudi öğretilerinin hahamlar tarafından yorumları) kitabına göre, Tora öğrenimi ve uygulamasında, neredeyse Sina Dağı’nda Musa peygamber yerine Tora’yı alabilecek kadar ileri bir düzeye ulaşmıştı. Rabi Akiva, 24.000 seçkin öğrencisini ikili gruplar halinde (12.000 çift); her birini Tora’nın bir bölümü üzerine yoğunlaştırıp eğitiyordu. Sevgi kavramıyla bütünleşmiş olan Rabi Akiva, Tora’da yer alan “Arkadaşını kendin gibi seveceksin” emrinin en temel prensip olduğunu belirtmişti. Her biri manevi olarak çok üst seviyelerde olan 24.000 öğrenci, bu emri uygulamayıp birbirlerine gereken saygıyı göstermediler. Bu yüzden, Omer’in sayıldığı, Pesah ile Şavuot arasındaki kırk dokuz günde, Tanrı tarafından yollanan salgın bir hastalık nedeniyle öldüler. Her biri Tora’nın belirli bir bölümü üzerinde uzman olan 24.000 öğrencinin ölümü, gelecek nesillerin Tora öğrenimine de korkunç bir darbe vurdu. Bu kaybın büyüklüğü yüzünden bilgeler, Omer’in bir yas dönemi olduğunu önemle vurgular. Öğrencilerin ölümüne neden olan salgın hastalık, Omer’in sayıldığı 33.günde birden sona erdiği için, bu gün mutlu bir gün olarak kabul edilir. Aşkenaz cemaatleri, 33.günde yas belirten uygulamaları sona erdirir, Sefarad Yahudileri ise 34.günün sabahına kadar beklerler.

Günümüz Tora öğretileri nereden geldi?

Rabi Akiva, öğrencileri birbiri ardına ölünce, İsrail’in güneyine giderek, öğretilerini aktaracağı beş yeni öğrenci bularak eğitimlerine başladı: Rabi Meir, Rabi Yehuda ben İllai, Rabi Yosi, Rabi Şimon bar Yohai (Raşbi) ve Rabi Elazar ben Şamoah. Bugün bilinen bütün sözlü öğretiler, sadece ve sadece bu beş öğrenciden günümüze aktarılarak geldi. Beş öğrenci,  bu kadar bilgi aktardıysa, 24.000 öğrencinin aktarabileceği bilginin enginliği tasavvur bile edilemez. Bu yüzdendir ki, tutulan yasın yoğunluğu, öğrenciler için olmasıyla birlikte, aslında kaybolup giden bilginin büyüklüğü içindir.

Lag LaOmer

Omer’in 33.günü, İyar ayının 18’inin neşeyle kutlanmasının sebebi, Kabalistlere göre, sadece salgın hastalığın o günde durması değildi. O günde Rabi Akiva, yeni öğrencilerinin eğitimine başlamış, bu da Tora’nın günümüze kadar gelmesini sağlamıştı. Rabi Akiva, en güvendiği öğrencisi Şimon bar Yohai’a, Tora’nın kutsal gizemlerini de anlatarak, Kabala’yla tanıştırmıştı. Kabala’nın bugünlere gelmesi Rabi Şimon sayesinde gerçekleşti. Rabi Şimon, Tora öğrenimini yok etmek ve onları öldürmek isteyen Romalılar’dan kaçmak için 13 yıl boyunca oğluyla birlikte bir mağarada saklanmıştı. Bu dönemde ikisi de Tora öğrenerek kendilerini eğitmeye devam etmişlerdi. Manevi olarak çok yüksek bir mertebeye ulaşan Rabi Şimon, mağaradayken Peygamber Eliyau Anavi’nın onlara göründüğüne ve onlara Zohar’ı anlattığına inanılır. Rabi Şimon, Yahudi mistisizminin en önemli eserleri arasında olan ve Tora’nın yorumlarını içeren Zohar’ın yazarı olarak bilinir. Bu yüzden Lag LaOmer, ‘Kabalistlerin Bayramı’ olarak da kabul edilir.

Rabi Akiva, Rabi Şimon’un eğitimine, Omer’in 33.günü başladığı için, o gün, büyük Rabi Yitzchak Luria- Ari tarafından “yom simhato”-O’nun mutlu günü olarak da adlandırılmıştı.

Kimi inanışa göre de, Rabi Şimon’un ölümü Lag LaOmer’de gerçekleştiği için o gün bir kutlama günü sayılır. Bu kadar değerli bir Rabi’nin ölümü, nasıl sevinç kaynağı olabilir diye düşünülebilir. Bu ikileme kabalistlerin getirdiği yoruma göre, bir Tsadik-dürüst, erdemli kişi öldüğü zaman, ruhu göğe yükseldiğinde, gökler onu karşılamaktan o kadar mutlu olur ki, bu mutluluğun insanoğulları tarafından da coşkuyla paylaşılması gerekir.

Lag LaOmer kutlamaları

Lag LaOmer’de Tahanunim (af için yakarış duası) yapılmaz, gece sinagoglarda çok kandil ve ışık yakılır.

Her yıl Lag LaOmer’de Rabi Şimon’un İsrail- Meron’daki mezarı binlerce kişi tarafından ziyaret edilir, orada şarkı söylenip dansedilir, gece büyük bir ateş yakılır ve bu özel gün şafak vaktine kadar aralıksız olarak ve coşkuyla kutlanır. Daha sonra dindar kesimde çocukları üç yaşına gelmiş olan ve o güne kadar hiç çocuklarının saçlarını kestirmemiş anneler, çocukların ilk saç traşlarını Rabi’ye yaptırırlar. Saçlar, Hassidik geleneklerine göre kenarlarda favori bırakarak kesilir.

İsrail’de Hayfa, Kudüs, Tel-Aviv ve diğer şehirlerde dev ateşler yakılır. Omer’in ilk 33 günü boyunca toplanıp saklanan süpermarket kasaları, inşaat kalasları ve diğer malzemeler, bu ateşi bütün gün canlı tutmak için kullanılır.