Heysel faciası…

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 15 Nisan’da Heysel faciasında kaybedilen 96 kişiyi anmak için Anfield’de bir tören yapıldı. Olması gerektiği gibi, renklerden bağımsız bir şekilde Everton, Celtic ve hatta Manchester United taraftarları bu törende yer aldılar

Alp ALKAŞ Spor
21 Nisan 2010 Çarşamba

Heysel faciası ile birlikte Liverpool tarihinin en acı günlerinden biridir 15 Nisan 1989. Bir evvelki senenin yarı finalinde olduğu gibi Liverpool ve Nottingham Forrest takımları FA Cup yarı finalinde, aslen Sheffield Wednesday’in stadı olan Hillsborough’ta karşı karşıya gelmişlerdi.

Liverpool taraftarının stada gireceği Leppings End tribünü kapılarında ciddi bir yoğunluk oluşmuştu. Bu yoğunluğu aşmak ve içeri giremeyen seyircilerin dışarı çıkabilmesini sağlamak amacıyla ek kapılar açıldıysa da bu ek kapılar seyircilerin akınına uğramış ve yoğunluk azalacağına stadın içine seyirci akını oluşmuştu. Seyircileri normalde başka kapılara yönlendirmesi gereken polisin durumu kontrol edememesi sonucunda bu insan akını tribünün ön tarafındaki seyircilerin arkadan gelen baskı ile parmaklıklar arasında sıkışmasına sebep oluyordu. Arka taraf bunun farkında olmadığı için içeri yüklenmeye devam edince İngiliz tarihinin en büyük futbol facilarından biri gerçekleşmiş oldu.

Trajik olayın üzerinden 20 yıldan fazla geçti fakat adalet hâlâ yerini bulmuş değil. Davaya bakan yargıç, Dr Stefan Popper öncelikle sadece müsabakanın durdurulmasından 9 dakika sonrasına, 15:15’e, kadar gerçekleşen ölümlerle ilgili davaların kabul edileceğini açıkladı. Bunun gerekçesi olarak da bütün ölümlerin bu saate kadar gerçekleşmiş olduğunu gösterdi.(!) Böylece pek çok devlet görevlisi soruşturmanın kapsama alanının dışına çıkarılmış oldu. Dava ise ölümlerin trajik bir kaza sonucu olarak değerlendirilmesi ile son buldu. Yakınlarını kaybedenlerin itirazları ise her defasında reddedildi. Böylece olay yerindeki polislerin sorgulanmasının ve olaylarının tek tek daha yakından incelenmesinin de önü kapatılmış oldu.

Olayla ilgili olarak sadece üç polis görevlisi ile ilgili soruşturma açılabildi. Bunlardan David Duckenfield, olaydan birkaç dakika sonra federasyon görevlilerine kapıların taraftarlar tarafından zorla açıldığını söylediğini fakat bunun aslında doğruyu tam olarak yansıtmadığını kabul etti. Fakat itirafından bir müddet sonra sağlık gerekçeleriyle davaya katılamaması sonucunda dava düştü. Duckenfield, emekliye ayrılırken polis emekli maaşı almaya devam ediyor. Bernard Murray ise, Duckenfield’in davası düşünce kendisi olay yerinden daha az yetkili olduğu için yargılanmaktan kurtuldu. Olaya ait kanıtları manipüle etmekle itham edilen Norman Bettison ise daha sonra Liverpool’da Polis Amirliği’ne getirildi.

Nihayet geçtiğimiz sene, Hillsborough felaketinin 20. yılında, İçişleri Bakanı Jacqui Smith olaya ait tüm saklanmış belgelerin ortaya çıkarılması gerektiğini açıkladı fakat maalesef konu ile ilgili henüz bir somut gelişme olmadı. Tüm Liverpool taraftarlarının ve hatta bütün Liverpool şehrinin ise tek isteği adaletin yerini bulması aslında. Belki acılarının biraz da olsa dinmesini sağlayabilecek tek şey bu: “Justice for the 96”...