İSRAİL BAŞBAKANI NETANYAHU: “İran tehdit ediyor dünya ise sessiz”

İsrail Başbakanı Netanyahu Holokost Kurbanlarını Anma törenlerinde İran tehdidini dile getirdi. Netanyahu, “Altı milyonun ateşi halen içimizde yanıyor” dedi

Dünya
14 Nisan 2010 Çarşamba

Holokost Kurbanlarını Anma Günü’nde Yad Vaşem Müzesi’nde yapılan konuşmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Holokost’tan alınması gereken dersleri ve İran tehdidini dile getirdi. Netanyahu, “İsrail yüzünü geleceğe dönmüş, dünya için bir keşif membası olarak yaşamını sürdürmekte. Ama yine de kendimize sormalıyız; Holokost’un bize öğrettiklerinden ders aldık mı?” dedi.

Başbakan, sözlerine şöyle devam etti:

“Benim inancıma göre almış olmamız gereken dersler: Kendini güçlendir, ileri gitmek için kendini eğit ve kötü ile savaş. İlk ders- kendini güçlendirmek- tamamen bizi İsrail halkını ilgilendiren bir konudur. Katliama yol açan nefretin ortaya çıkışından önce her nesilde halkımızın güçsüz bırakılışına, bir kenara itilişine şahit olduk. Özgürlüğümüz için güçlü olmalıyız. Bir sonraki düşmanımızın tüm hırsınız bizden almaya çalışmasını engellemek için güçlü olmalıyız. Gücümüzü korumak, var olabilmemizin ilk şartıdır. Bu aynı zamanda varlığımızı kabul eden komşularımız ile barışın boyutlarını geliştirebilmemiz için de gereklidir.

İkinci ders- iyi olabilmek için eğitim – bunun anlamı başkalarını kabul edebilme ve değişik fikirleri barındırabilme eğitimidir. Bu Yahudi düşüncesinin temelinde yatan farkındalıktır. Her bir insan Tanrı’nın suretinde yaratılmıştır, özgür olma, yaşama ve kendi yolunu seçme hakkına sahiptir.  Bu özgür bir toplumun esasıdır, böyle bir zeminde Nazi veya fanatik ideolojiler, soykırım fikrini üreten ve uygulayan ideolojiler hayat bulamaz. Bu, İsrail Devleti çocuklarına verdiğimiz eğitimdir. Karanlık ve tahammülsüz bir bölgede, onlara saygı ışığını vermeye çalışıyoruz. Fakat bu iyi devletin tamamlayıcı bir unsuru da mevcut, işte üçüncü Holokost dersimiz bu noktada devreye giriyor: kötülük ile savaş.

Özgür bir toplum; kötü güçler kendini hedef alır, yok etmeyi amaçlar ve haklarını ayaklar altına alırsa ne yapması gerektiğini kendine sormalıdır. Sınırsız tahammül yoktur ve bizim de çizgiyi çizmemiz gerekmektedir. Özgür milletlerin Nazi canisi karşısındaki en büyük yenilgisi, durdurulabilecekken müdahale etmemeleri olmuştur.’

Bugün, eski tanıdığımız nefretin yeni haline tanık oluyoruz, başını İran ve takipçilerinin çektiği radikal rejimlerinin ve organizasyonlarının beslediği Yahudi nefretini gözlemliyoruz. İran liderleri umursamaz şekilde nükleer silahlar üretip, İsrail’i yok etme arzularını açıkça dile getiriyorlar. Yahudi devletini yeryüzünden silme isteğine karşı çıkan sesler ise oldukça kısık ve giderek de kayboluyor.

Gerekli olan güçlü protestoyu duymuyoruz, güçlü bir kınama, kızgınlık bile görmüyoruz.  Fakat her zaman olduğu gibi, bizi eleştirenlerin sesi duyuluyor. Dünya İran’ın yok etme planı olduğunu kabul ediyor fakat yine de İran’ı engellemek için uluslararası bir kararlılık sergilenmiyor. Buradan aydınlanmış ülkelere sesleniyorum, İran’ın yok etme açıklamalarını açıkça kınamalı ve İran’ın nükleer silah üretimini durdurmak için kararlı davranmalısınız.”