Şehrimize ‘Purim Sirki’ geldi YOKSA SİZ DUYMADINIZ MI?

Öyleyse çok şey kaçırdınız. 28 Şubat Pazar günü, Sunny Days Balo Salonu’nda gerçek bir şenlik yaşandı. 4 yıldır gelenekselleşen Aşkenaz Cemaati ile Rav Mendy Chitrik’in ortaklaşa organize ettikleri Purim Partisi’ne bini aşkın kişi katıldı

Aylin YENGİN Toplum
3 Mart 2010 Çarşamba

Bence İstanbul hayatında ilk kez böylesine coşkulu ve özellikle çocuklara hitap eden bir Purim Partisi gördü. Henüz   balo salonunun girişinde başladı eğlence. Otoparka girer girmez, misafirleri kıpkırmızı kostümleri ve neşeli ezgileriyle karşılayan süper bir bando vardı. Bandonun hemen yanı başında duran atlıkarınca ile minik trenin içinden, çocukların sevinç çığlıkları yükseliyordu.

Sirk temalı partide tek kelimeyle yok yoktu. Kapıdan içeri girer girmez (tabii uzun kuyruğu aştıktan sora) herkese birer soytarı şapkası ve bir palyaço burnu veriliyordu. Uzun sopalar üzerindeki hokkabaz, gülümseyerek gelen konukları karşılıyordu. Ardından loş ışıklar altında ilerleyenlerin karşısına akıl almaz sürprizler çıkıyordu. Kuvvet gösterisi yapılan vuruş makineleri mi istersiniz, pantomim yapan sanatçılar mı? Dev boyutta şişme bir korsan gemisi mi tercih edersiniz, yoksa at sırtında kısa bir gezinti mi? En son bu kadar Palyaço’yu Medrano Sirki’nde gördüğümü hatırlıyorum.

Dolup dolup boşalan envai çeşitlerle dolu büfenin (Barınyurt’un yadsınmaz katkılarıyla) önünden ve Alcoholoco’un muhteşem servisiyle canlanan barın kıyısından güçlükle ilerleyerek – o kadar kalabalıktı ki, gelecek seneki partiyi bir stadyumda yapmak gerektiğini düşündüm – sahnenin önüne varıp, Nesim Menda ile Nedim Büyükabolafya’nın önderliğindeki faaliyetleri izlemeye gittim. Her şey çocuklar için tasarlanmıştı. Önce Megilla’nın içeriği anlatıldı miniklere ve Purim’i konu alan bir bilgi yarışması yapıldı. Ardından bando sahne aldı. Bando’nun çılgın temposu arasında çalan müzikler o kadar profesyonelce senkronlanmıştı ki, bunu yılların deneyimli DJ’yi Avi Ovadya’dan başkası beceremezdi!

Saat 18.00 itibarıyla sahneye Mad Science adlı “bilimsel” bir grup çıktı. Deneyleri yapan beyaz önlüklü “kimyagerlere” hayran bakışlarını diken çocuklar objelerin hava koridorunda akışını keşfettiler, havai fişeklerin gizemindeki mucizeyi, plazma topunu aydınlatan enerjiyi şaşkınlık içerisinde seyrettiler. Çocukların gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi.

Sırada, en güzel kıyafet ödülünün verilmesi vardı. Partiye “sivil” olarak katılanlar arasından seçilen 10 kişilik jüri en başarılı kostümleri seçti. Kıyasıya yarışan konuklar arasında Disney karakterlerinden çeşit çeşit palyaçolara, taş devrinden kaçıp gelenlerden Batman’a kadar yok yoktu.

Bu aktiviteler devam ederken, bir yandan da her köşede ayrı bir olay yaşanıyordu. Patlamış mısırcılar, pamuk şekerciler: insan hangi yöne bakacağını şaşırıyordu! Karikatürümü çizdirmeden salondan ayrılmak istemedim. Saat 19.30’a geliyordu, partinin hızı azıcık kesilmiş ama şamata devam ediyordu. İnsanlara şenlik sonrası hafif bir rehavet çökmüş gibiydi. Purim ruhu diye buna derim ben!

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Aşkenaz Cemaati’nin Purim Partisi’ni diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, her detayın sadece ve sadece çocuklar için düşünülmüş ve planlanmış olmasıydı. Yeni nesillere geleneklerimizi tanıtmanın ve onları sevdirmenin daha güzel bir yolu var mı? Katkıda bulunan herkese binlerce teşekkürler!