İsviçre’de yapılan halk oylamasında cami minarelerine gelen yasağa dünyanın önde gelen Yahudi kuruluşları sert tepki verdi.
İsviçreli Müslümanlara Yahudi örgütlerinden destek mesajları yağarken, hükümetine de protestolar tüm resmi kanallardan iletiliyor
Moskova’da iki günlük bir konferans gerçekleştiren Avrupa Hahamlar Konferansı, İsviçre’nin minareleri yasaklama kararını kınadı. Avrupa Yahudileri Uluslararası İlişkiler Direktörü Philip Carmel, “Aşırılıkçılara verilen hakların sadece Müslümanlara yönelik olabileceğini düşünemeyiz. Aşırı ırkçı gruplara ya da yabancı düşmanlarına sağlanan destek, Yahudiler için de kötüdür.” dedi.
Carmel, 800’den fazla hahamın katıldığı konferansta, minare yasağı ile birlikte belirginleşen aşırı sağcı düşüncelerin gelişmesinin Yahudiler için de olumsuz bir durum olarak değerlendirildiğini ifade etti. Avrupa Yahudileri Uluslararası İlişkiler Direktörü Carmel, minare yasağına tepki olarak ortaya çıkacak aşırılıkların da Yahudi toplumu için Avrupa’da yaşamı zorlayacağına dikkat çekti.
Avrupa Hahamlar Konferansı Direktörü Pinchas Dunner de yaptığı değerlendirmede dini özgürlüklerin yasaklanmasının İslami aşırılıkların önünü almayacağını ifade ederek, “Radikal gruplarla mücadelede en iyi yol, orta yolun desteklenmesi ve dinler arası diyalogun teşvik edilmesidir.” dedi.
Önde gelen Yahudi kuruluşları da İsviçre’de alınan ‘Minare yasağı’ kararına tepkili
Amerikan Yahudi Komitesi, İsviçre’de 29 Kasım referandumundan çıkan kararın umutsuzluk verici ve korkutucu olduğunu belirtti.
Amerikan Yahudi Komitesi Başkanı David Harris karar hakkındaki görüşlerini şöyle özetledi: “Referandum sonuçları karşılıklı saygı ve hoşgörünün en temel prensiplerini bile ihlâl ediyor. Avrupa’nın aşırı tutucu İslam hakkında endişeleri kesinlikle anlaşılabilir fakat bunu önlemenin yolu İslami kesime ve dini sembollerine saygısızlık yapmak değildir. İsviçre Halk Partisi ve Avrupa’daki çoğu sağ görüşlü parti için din, dil ve ırk farkı olan cemaatler hedef olarak belirleniyor. Biz ırk üzerinden yapılan politikanın karşısındayız ve amacımız çoğulcu demokrasidir.”
İftira ve İnkârla Mücadele örgütü ADL (Anti Defamation League) de kararın karşısında yer alan güçlü organizasyonlardan biri oldu. Amerikan Yahudi Komitesi’nin açıklamalarından yalnızca saatler sonra ADL İsviçre hükümetine dini özgürlük çağrısında bulundu.
ADL yöneticileri Robert G. Sugarman ve Abraham H. Foxman karar ile ilgili bir bildiri yayınladılar:
“29 Kasım günü İsviçre Müslüman cemaati, aşırı sağcı İsviçre Halk Partisi liderliğinde gerçekleşen dini hoşgörüsüzlük kampanyasının kurbanı olmuştur. İsviçre hükümeti uygulamaya kampanya sırasında karsı çıkmıştı ve dini özgürlüğü savunduklarını belirtmişti. Biz ADL olarak İsviçre hükümetinin İsviçre Halk Partisine karşı dini özgürlüğü savunmasını bekliyoruz. Partinin en önemli yedi bakanlıktan ikisini elinde tuttuğunu ve İsviçre’nin en büyük partisi olduğunun da farkındayız.
İsviçre Yahudi Cemaati Federasyonu da referandumdan önce tasarıya karşı olduklarını ve oylamadan çıkan sonuçtan sonra ise hayal kırıklığına uğradıklarını açıkça belirttiler. ‘Bu İsviçre halkının oylarıyla dini hoşgörüsüzlük teşvik ettiği ilk referandum değildir. Yıllar önce İsviçre’de yapılan bir diğer referandum Yahudi dininin bir parçası olan kurban kesme ritüelini yasaklamış ve Yahudi cemaatini ülkeden uzaklaştırmaya çalışmıştı.’
Biz ADL olarak İsviçre Yahudi Cemaati Federasyonu’nun kararını destekliyor ve kaygılarını paylaşıyoruz. Minare inşasına karşı olanlar daha ileride büyük ölçüde dini özgürlükleri kısıtlayacak önlemler alabilirler.”
MİNARE YASAĞINA KANADALI YAHUDİLERDEN TEPKİ
Kanada Yahudi Kongresi Başkanı Mark J. Freiman İsviçre’de minareleri yasaklayan referandumla ilişkin endişelerini bir açıklama yaparak gündeme getirdi.
Kanada Yahudi Kongresi’nin dinsel özgürlüklere ve eşitliğe olan bağlılığına değinerek konuşmasına başlayan Freiman, kişisel özgürlüklerin ulusal yasalarla birlikte uluslararası hukuk tarafından da korunduğunu ve İsviçre’de olduğu gibi ulusal yasaklamaların evrensel din özgürlüğü kavramı ile bağdaşmadığını söyledi.
Bu yasaklamanın sadece tek bir dinsel gruba yönelik gerçekleştiği durumların ise temel eşitlik ilkesi ile çeliştiğini açıkladı Freiman. Bu nedenlerle Kanada Yahudi Kongresi’nin İsviçre’de gerçekleşen referandumdan dolayı son derece endişeli olduğunu belirten başkan bir Kanadalı ve bir Yahudi olarak dileğinin evrensel değerlerin İsviçreli yöneticilere yol göstermesini yürekten dilediğini söyledi