Or-Ahayim’den bir başarı öyküsü: ‘8 ayda 40 kilo zayıfladım’

Or-Ahayim diyetisyeni Buket Sözen'in uyguladığı diyet programı ile 8 ayda 127 kilodan 87 kiloya düşen Murat Gündüzay'ın başarı öyküsünü sizlerle paylaşıyoruz

Sibel KONFİNO Toplum
11 Kasım 2009 Çarşamba

Aktif bir sosyal yaşamı olan, yemek yemeyi çok seven ancak zayıflamayı aklına koyan Murat Gündüzay, bu iş için Or-Ahayim Hastanesi diyetisyeni Buket Sözan’ı seçti. Kendisine düzenli bir diyet programına başlama kararını nasıl aldığını sorduk.

Bir gün kan vermeye gittim, bir arkadaşımın annesi kan vermek için müracatta bulunduğumda 120 kg. üzerindekilerden kan alamadıklarını söylediler. 127 kilo olduğum için bu beni gerçekten çok kızdırdı. İşte bu olaydan sonra kilo vermeye karar verdim. Or-Ahayim Hastanesi’nde tanıdığım Buket Hanım bana hiçbir şey yasaklamadı. Herşeyi ölçülü tartılı yiyeceğim şekilde bir beslenme programına uydum.

Buket Sözan’a hastasını sorduk:

“Yeni bir sayfa açmak istiyorum” diyerek başvuran, çok aktif bir sosyal yaşantısı olduğunu ve yemek yemeyi çok sevdiğini söyleyen Murat Bey’den, itiraf edeyim, çok ümitli değildim. 2 aya kalmaz pes eder diye düşünmüştüm. İyi ki, beni yanılttı. 8 aylık süreçte emin adımlarla çok yol kat ettik, etmeye de devam ediyoruz.

Beslenme programını oluştururken neleri kriter olarak aldınız?

Öncelikle genel bir değerlendirme için dahiliye doktorumuza yönlendirdik. Kanları alınarak tahlilleri ve muayene ile genel sağlık profilinde bir problem olmadığı Dahiliye hekimimiz Ömer Bey tarafından onaylandı.

Daha sonra Murat Bey’in günlük beslenmesi ve sosyal günlerdeki beslenmesi ile ilgili alışkanlıklarını öğrenmek için uzun bir görüşme yaptık.

Vücut analizini yaparak kas-yağ-su dengesini saptayarak;günlük yaşam temposu, çalışma saatleri, fiziksel aktivite durumu ve sevdiği-sevmediği yiyecekleri de göz önünde bulundurarak beraberce bir beslenme programı hazırlamaya koyulduk.

Murat Bey ile 8 ayda toplam 17 kez görüştük ve her görüşmede istekleri doğrultusunda listelerini düzenleyerek yaşam tarzı değişikliğini sağlamaya ve onun yeni bir sayfa açmasında ona yardımcı olmaya çalıştık kendisi istedi , uyguladı ve başardı.

Murat Bey, Buket Hanım’ında dediği gibi hayatınızda yeni bir sayfa açıldı. Son olarak ne söylemek istersiniz?

Şu an çok mutluyum ve hayata daha başka bakıyorum. Diyet sırasında en sevdiğim özelliği ise programı birlikte yapmamız ve programın esnek olması idi. “Kesinlikle şunu yiyeceksiniz” diye bir şey yok ,bu durum da insanı, en azından psikolojik olarak, çok rahatlatıyor. Program tam olarak uygulandığında gerçekten vücudumuz bize yanıt veriyor ve metabolizmanızın hızlandığını hissediyorsunuz. Buket Hanım’a başvurmadan önce günde yalnız iki öğün yiyordum. Vücudum açım dese bile bu sinyalleri alamıyordum çünkü metabolizmam uyku modunda çalışıyordu, yediğimi depoluyor dolayısıyla kısır bir döngüde kilo alıyordum. Gerçekten her şeyden yedim  derken yiyeceklerin miktar ve sıklığını dengeleyerek yedim ve  kilo verdim. Besinlerin birbiri yerine kullanılmasını değişimleri öğrenerek farklı ve karışık yiyeceklerin nasıl tüketilebileceğini görüşmelerimizdeki örneklemeler ve eğitimlerle öğrendim. 

Zaten Buket Hanım’a kafamın takıldığı her an ulaşabiliyor ve feedback alabiliyordum. Bu da benim sosyal yaşamımdan uzaklaştırmadan programa devamlılığımı sağladı. Buradan da Buket Hanım’ a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Buket Sözan’dan Or-Ahayim Hastanesi’nde yaptığı çalışmalar ile ilgili bilgi istedik.     

Sağlıklı Beslenme üzerine poliklinik danışanlarımı ve klinikte hastalarımızı takip etmekteyim.

 Geriatri Pavyonu’ndaki güzel insanları Pembe Melekler’imizin de gönüllü yardımlarıyla ara öğün ve öğle yemeklerini yediriyoruz , takip ediyoruz gereken yerlerde hastalarımıza besin destekleri uygulamalarında bulunuyoruz.

Mutfak ekibimizle beraber Sayın Pembe Melek Başkanımız Megi Küçük’ün  de yardımları ile yemek listelerimizi düzenliyor ve elimizden geldiğince herkesi mutlu etmeye çalışıyoruz.

Diyetisyen seçerken hastalara nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda bilgi verir misiniz?

Öncelikle karşınızdaki kişinin gerçekten diyetisyen olup olmadığını mutlaka sorgulayınız. Ardından  beslenme programınızda akla yatmayan bir nokta var ise mutlaka sorgulayınız. Frekansınız diyetisyeninizle eğer uymadıysa yeni bir diyetisyene başvurunuz çünkü öğretmenini sevmeyen öğrencilerin o derslerdeki başarı oranları da düşüktür.”Besininiz ilacınız, ilacınız besininizdir” bunu asla unutmayınız.

Televizyonlarda çıkan ve size verilen her besin desteğine körü körüne güvenerek lütfen kullanmayınız, doktorunuza ve diyetisyeninize mutlaka danışınız.

Diyet programının başarıya ulaşmasını sağlayan şartlar nelerdir?

Goethe’nin  dediği gibi “Bilmek yeterli değil, uygulamalıyız… İstemek yeterli değil; yapmalıyız” kilo verme kararını almalı ve bu iş için gerekli her şeyi, (doktor kontrolü, tahliller, beslenme programının uygulanması, takiplere gidilmesi,egzersiz, planlı uyku-yeme düzeni) yapmalıyız.

Amacımız kilo vermek değil korumak olmalıdır(kilo verenlerin %70-80’i verdikleri kiloyu takip eden 5 yılda geri almaktadır).

Yaşam tarzımızdaki hatalarımızı diyetisyenimizle belirlemeli ve eksikliklerimizi mutlaka  tamamlamalıyız. Elbette ki, burada kişisel tercihlerimiz de göz önünde bulundurulmalı ancak gene de belli başlı beslenme kuralları çerçevesinde bir program hazırlanmalıdır. 

Sağlıklı olmak bir denge kurma işidir; dengeli ve yeterli beslenme + aktif yaşam +hatalı alışkanlıklardaki değişim

Kilo vermede mucize yoktur .%100 her şeyi tam yapmanız durumunda bile kilo veremeyebilirsiniz, çünkü kilo vermeyi etkileyen o kadar çok faktör vardır ki. Başta genetik, stres, hormonlar ve aç kalmak; mucize diyetlerin sürekli yapılarak hızlı, sağlıksız kilo verme dönemlerinin fazlalığı, yaş, menopoz, hareketsizlik… O nedenle de kilo başta sağlıklı olmak ve kaliteli bir yaşam sağlamaktır.