Naziler Yahudi din adamını niye korudu?

Almanya sinagoglarının ateşe verildiği, Yahudi işyerlerinin talan edilip yıkıldığı 1938 yılının 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan ve tarihe Kristal Gece (Kristallnacht) olarak geçen gecede Berlin’in göbeğinde tuhaf bir olay meydana gelmekteydi…

Kültür
4 Kasım 2009 Çarşamba

1938 yılının 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan gecesi Alman polisleri Berlin’deki Mintz Caddesi 25 numaraya koştu. Rav Avraham Kuperstock tarafından yönetilen sinagogu, sinagoga bağlı yeşivayı ve öğrencilerini, din adamının ailesini saldırganlardan korumak üzere vücutlarını siper yaptılar. Oysa Kristallnacht, hükümetin inisiyatifiyle düzenlenmişti.

Bu tuhaf öykü tüm ailesini Holokost’ta yitiren 83 yaşındaki araştırmacı Prof. Meier Schwarz tarafından gün ışığına çıkarıldı. Prof. Meier Schwarz, Kudüs’te Alman Yahudiliği mirasını korumayı hedefleyen “Ashkenaz House” adlı bir kuruluşu yönetiyor.

Rav Avraham Kuperstock ve sinagogu Alman hükümet yetkililerine bilgi aktarımında bulunması sayesinde saldırıya uğramaktan kurtulmuştu. Din adamının öyküsü Varşova kentinin Rusya’nın egemenliğinde olduğu 1914 yılında başladı. Ruslar civardaki Yahudi ve Polonyalı gençleri topluyor, silâhaltına alıyorlardı. Askere alınanlar arasında Rav Avraham Kuperstock’un yeşivasının öğrencileri de vardı. Öğrencilerden ikisi kaçıp yakalandılar. Ruslar tarafından idam cezasına çarptırılıp caydırıcı olması amacıyla kent meydanında infaz edildiler. Rav Kuperstock da gaddarca bir emirle infaz tamamlanana dek darağaçlarının yanında dikilmek zorunda bırakıldı. Din adamı bu acı deneyimi hiçbir zaman unutamadı ve bu haksızlığın intikamının alınacağı umuduyla yaşamaya devam etti.

DOĞUYA ASKERİ HAREKÂT

İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar iki farklı cephede savaştılar; batıda İngiltere, Amerika, Kanada ve müttefikleri, doğuda Sovyetler Birliği. Üçüncü Reich askeri güçlerini doğu cephesinde yoğunlaştırdı ancak Rus saflarını yarmak çok zordu. 1941’de Barbarossa Operasyonu ile Almanlar doğuya doğru yollar açmak suretiyle aniden Sovyet saflarına girmeyi başardılar.

Araştırmaları sonucunda Prof. Meier Schwarz, Rav Avraham Kuperstock’un iki öğrencisinin intikamını almak üzere Almanlara İkinci Dünya Savaşı’nın çok öncesinde dahi Rusların istihdamı ve Sovyet güçlerini yaracak gizli yollar konusunda bilgi sızdırdığını ortaya koydu. Kuperstock’un komşuları onun bu girişimleri hakkında konuştuğunu doğruladılar. Tanıklar bu bilgi aktarımına, daha doğrusu Almanlar yararına casusluk yapmasına karşılık Kuperstock’un “korunan Yahudi” statüsünü garantilediğini söylediler. Ayrıca din adamının Avustralya’da yaşayan akrabası da ailesinden bu olayı duyduğunu belirtti.

Burada açıklık kazanmayan tek konu, Kuperstock’un Rus belgelerini nereden ele geçirdiği ve tek başına bu işi nasıl başardığıdır.

Savaş tüm hızı ve vahşeti ile devam ederken, Kuperstock ve öğrencileri Doğu Berlin’e transfer edildiler. Mintz Sokağı’nda yetkililer onlara yaşamak, dua etmek ve öğrenmek için gerekli tüm şartları sağladılar. Din adamına yaşamının sonuna dek emeklilik maaşı bağlandı, Alman vatandaşlığı verildi, yeşivaya maddi destek sağlandı.  Başkan Paul von Hindenburg, Adolf Hitler’i kanzler olarak ilan edince Rav Kuperstock’un özel statüsü kayıtlara geçti. Almanya’da yaşayan diğer Polonyalılar Polonya’ya transfer edilirken Rav Kuperstock ve öğrencilerine dokunulmadı. Fakat 1941’de Kuperstock eceli ile ölünce öğrencileri doğudaki ölüm kamplarına gönderildi.

Kaynakça: Haaretz