'İçimizdeki düşman' korkusu

Avrupa Komisyonu’nun katkılarıyla Cemaat Başkan Vekili Lina Filiba'nın koordinatörlüğünde yürütülen Türk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kültürünü Tanıtma Projesi kapsamında bağımsız bir araştırma şirketinin yaptığı “Farklı kimliklere ve Yahudiliğe bakış araştırması”nın çarpıcı sonuçları ulusal basında geniş yer buldu

Perspektif
7 Ekim 2009 Çarşamba

Birçok gazeteci ve köşe yazar, araştırmadan alıntılar yaparak kaleme aldıkları yazılarda, sonuçları Türkiye’de ırkçılığın ve ayırımcılığın yükselmekte olduğu şeklinde değerlendirdi. İşte, Frekans Araştırma Şirketi’nin Türkiye genelini kapsayan araştırmaya ilişkin ortaya koyduğu çapıcı sonuçlar:

Genel olarak başkalarına güven çok düşük. On üzerinden 2,8 ortalamaya sahip. Güven seviyesi arttıkça farklı kimliklere karşı hoşgörü de artıyor. Yaşlılar, üniversite eğitimliler ve kendini Türk kimliğiyle ile tanımlayanlarda başkalarına karşı güven daha yüksek. Dünya geneli yapılan çalışmalarla kıyaslandığında düşük güvene sahip ülke grubunda yer alıyoruz.

Yahudi tanıdığı olanların oranı yaklaşık yüzde on. Yani yüzde 90’lık bir kesimin yakın ve uzak çevresinde (mahalle, iş, okul vs) Yahudi bir tanıdığı yok. Yüzde 80 ise herhangi bir gayrimüslim nüfusla temas halinde değil. Yüzde 25’lik bir kesimin çevresinde ise kendinden farklı kimlik ve kökenden hiç kimse yok.

“Ötekilere” yani kendinden farklı kimliklere sahip hoşgörü düşük. Tüm farklı kimlikler için komşu olmak istemezdim diyenlerin oranı genel olarak dünya ortalamalarının çok çok üstünde.

Musevi komşu istemezdim diyenlerin oranı genel nüfus içinde yüzde 42. Bu oran kendini Müslüman kimlikle tanımlayanlarda yüzde 61’e, çevresinde kendinden farklı kimlikte kimse olmayanlarda yüzde 57’ye, düşük eğitim gruplarında ise yüzde %52’ye çıkmaktadır.

Bununla birlikte Yahudi karşıtlığı (antisemitizm) özelinde öne çıkan yoğun bir tutum ve davranış gözlenmiyor. Diğer kimlikleri kabul edip ‘sadece Yahudi komşu istemem’ diyenlerin oranı yüzde bir buçuk. Sadece Hıristiyan ya da sadece farklı bir mezhep istemezdim diyenlerin oranı yaklaşık yüzde birler civarında.

Bir bütün olarak ele alındığında yüzde altılık bir kesim kendi dışında hiç kimseyi komşu olarak istemiyor. Yüzde 36’lık bir kesim ise verilen listenin hepsine ‘komşum olabilir’ diyor.

Bülent Arınç: İçimizdeki ırkçılık ürkütücü

Geçtiğimiz hafta sonuçları yayınlanan “Farklı kimliklere bakış” araştırmasını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Verilen yanıtlar çok ürkütücü” yorumunu yaptı.

NTV’ye bir açıklama yapan Bülent Arınç, “Manisa’nın Kırkağaç Belediye binası girişinde 1916’da çekilmiş, belediye meclisi üyelerini gösteren bir fotoğraf var. Fotoğrafta Ermeni, Rum ve Musevi üyeler bulunuyor. Bu vatandaşlarımla birlikte çalışmışız, millet-i sadıka denile Ermeniler, bakanlık yapmış hükümetlerimizde. Bunları biliyoruz, bunları bildiğimiz halde araştırmaya verilen cevaplar ürkütücüdür. O yüzden çok çaba sarf etmemiz lazım. Bu ülkenin kurduğu medeniyetlerin içerisinde en önemlisi birlikte yaşamak, birbirlerinin farklılıklarında güç almak ve bunu bir zenginlik olarak kabul etmektir,” dedi.