Gila Kohen’in yansıttıkları...

Salom Kitap
2 Temmuz 2009 Perşembe

- Tilda LEVİ -

Kitapla, yazıyla, çeviriyle bütünleşen bir yaşam kırk bir yıllık bir ömürle noktalandığında üzülerek aklınıza gelen, ‘yazık oldu yaşanmamışlıklara’ olur.

İş arkadaşım, dostum, Şalom Gazetesi’nin kitap editörü Gila Kohen’i on bir yıl önce 19 Mayıs’ta amansız bir hastalık sonucu yitirdik. Kaderin garip bir cilvesi, 19 Mayıs gençlik bayramıdır; Gila’yı da en verimli çağında çok genç kaybettik.

Adının bir öykü yarışmasına verilmesi onurlu bir yaklaşım. Okumak, yazmak ve bunları disiplinli bir şekilde gerçekleştirmek Gila’nın yaşam dürtüsüydü adeta. Görev olarak değil, severek yaptığı bir işti. Masasının üstü öbek öbek kitapla dolu olurdu hep. Her zaman gülümseyen, hep çevresindekileri düşünen, kesinlikle şikâyet etmeyen bir mizacı vardı Gila Kohen’in. Hızlı hızlı konuşur, aynı şekilde de hareket ederdi.

Ailesine verdiği değer her şeyin üstündeydi. Telefonda annesine ‘anneciğim’, oğluna, eşine ‘paşacığım’ diye hitap ederdi. Gila’nın hep kitap editörü yönünü vurguladık ancak o aynı zamanda Şalom’un sanat galerisinin de sorumlusuydu. Her sergi açılışında heyecanlanır, hem sanatçıyla hem misafirlerle ilgilenir, kitap bölümünde soru soranları aydınlatır, bu arada satış da yapardı.

Çalışmak Gila için bir özveri değil, nefes almak kadar doğal bir olaydı. İşe gelebildiği son güne kadar enerjisini bu yönde kullandı.

Fiziksel olarak onu kaybettikten bir süre sonra adını yaşatacak bir konu için epey düşündük. Öykü yarışması gerçekten Gila Kohen’le özdeşleşen bir etkinlikti. Ona yakışıyordu. Her iki yılda bir gerçekleştirmeyi kararlaştırdık.

Bu yıl Gila Kohen Öykü Yarışması’nın beşincisini düzenledik. Heyecanlı, keyifli bir süreç olan Gila Kohen Öykü Yarışması jürisiyle, editörüyle ve hatta sunucusuyla bir ekip işi. Bu ekipte yer alan, onu şahsen tanımış ya da tanımamış herkes, adeta söz birliği etmişçesine Gila’nın mizacıyla özdeşleşen bir çalışma sergiliyorlar. Bizler, onun adını layıkıyla yaşatmak için aşırıya kaçmadan, gerektiği gibi, ciddi ve en önemlisi eğitime katkıda bulunarak sürdürüyoruz bu etkinliği.  

Yarışma öncesinde ve özellikle jüri sonuçları açıkladıktan sonra heyecanımız daha da artıyor. Çünkü sıra öyküleri kitaplaştırmaya geliyor. Ve biz o kitabı elimizde tuttuğumuz an Gila Kohen’i yaşattığımıza inanıyoruz.

Bugüne kadarki dört ödül töreninde de dereceye giren birçok kişiden şu cümleyi duydum, “Tanımadığımız bir hanımefendiyi, Gila Kohen’i saygıyla anıyoruz.”

Öylesine geniş bir etki alanın vardı Gila…