Ortadoğu’da barışın yolu “iki devletli çözüm”den geçer

Ortadoğu’da uzun yıllardır kronikleşen sorunları, birçok ülkedeki yönetim değişiklikleri ile yeni bir sürece girerken bölge, dünya kamuoyunu ilgilendiren konuların başında gelmeye devam ediyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, önümüzdeki günlerde ülkesinin dış politika ve barış sürecinde izleyeceği yolu açıklamaya hazırlanırken, İsrail’in yakın tarihindeki birçok gelişmede bizzat rol oynamış Oded Eran ile Ortadoğu’da öne çıkan satırbaşlarını konuştuk

Virna BANASTEY Dünya
10 Haziran 2009 Çarşamba

2002-2007 arasında Filistinlilerle yürütülen görüşmelerde, İsrail müzakere ekibinin başı olan, aynı dönemde İsrail’in Avrupa Birliği ve NATO elçiliği görevini sürdüren, tecrübeli diplomat Oded Eran, geçtiğimiz hafta Kültür Üniversitesi’ne bağlı Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi’nin davetlisi olarak İstanbul’daydı. Üniversite kampüsünde, küçük bir grupla gerçekleştirdiği yuvarlak masa toplantısında Eran, Ortadoğu’da barışın “iki devlet” çözümünden geçtiğini vurguladı.

İsrail’de halkın yüzde 60’nın iki devlet çözümünü desteklediğini belirten Eran, Netanyahu Hükümeti’nin bu formülü kabul edeceğine inandığını ancak şimdilik Netanyahu’nun en büyük endişesinin hükümetinin istikrarını sağlamak olduğunu vurguladı.

Şahsi olarak iki devletli çözümden başka çözüm olduğuna inanmadığını net bir şekilde belirten eski büyükelçi bu çözümün bile kendi içinde sorunları olduğunu belirtti ve örnek olarak ‘iki hava sahası’ ve ‘sınırlar’ı verdi. Güvenlik açısından iki devlet arasında mutlaka fiziksel sınırlar olması gerektiğini vurgulayan Eran, “Kudüs’ün paylaşıldığı ve iki devlet arasında bir sınırın olmadığını düşünün. Başka ülkeden teröristler Kudüs’ün Filistinlilere ait bölümüne gelerek oradan kolaylıkla İsrail’e geçebilir. Bu nedenle sınır olması şarttır. Ancak bir şehrin ortasından sınır nasıl geçer, işte asıl sorun orada…” dedi.

2000 yılındaki Camp David Barış Görüşmeleri öncesinde “Kudüs’ün bölünmesi” konusunun kesinlikle bir tabu olduğunu hatırlatan Oded Eran, “Camp David öncesindeki bir yıllık süreçte, Kudüs’ün bölünmesi kesinlikle gündeme gelmedi, müzakere edilmedi. Dolayısıyla, Camp David’de konunun birkaç dakikalık bir konuşma ile çözülmesi beklenemezdi,” dedi. İsrail’de politikacıların Kudüs’ün bölünmesini ima etmesinden dolayı bile seçimleri kaybettiği gerçeğini ortaya koyan konuk konuşmacı, Netanyahu için de durumun aynı olduğunu ancak, Kudüs bölünmeden iki devletli çözümün de uygulanamayacağını vurguladı. Eran, “Kudüs’te yaşayan yaklaşık iki yüz bin Filistinli var. Eğer Kudüs bölünmezse bu Filistinliler, İsrail vatandaşı olacak. Niye olsunlar ki?” dedi.

İki devlet çözümünün önündeki en büyük engellerden biri olan ve bu dönemde kamuoyunu en meşgul eden konuların başında gelen ‘yerleşimler’ konusuna da değinen konuk diplomat, bu meseleyi iki başlık altında ele almak gerektiğini belirtti. İlk maddenin ‘yasa dışı yerleşimler’in durdurulması olduğunu dile getiren Eran, bu konuda eski başbakanlardan Şaron’un bu yönde bir taahhütte bulunduğunu, şimdiki hükümetin de bu yolda adımlar attığını hatırlattı. Ancak Eran, ABD’nin dile getirdiği “mevcut tüm yerleşimleri dondurun” talebinin gerçekçi olmadığını, bu talebin çocukların okula gitmemesi, ailelerin bebek sahibi olmaması, hastaların sağlık hizmeti almaması anlamına geldiğini vurguladı. Eran, İsrail’deki halkın yüzde 80’nin yerleşimler konusunun barış içinde çözülmesini, yüzde 40’ın da bu konu üzerine ABD ile çatışmaya girilmemesini savunduğunu da ekledi.

Ortadoğu’da barışın önündeki engellerin başında da Filistinliler arasındaki anlaşmazlık olduğunu belirten Oded Eran, Mahmud Abbas ile Halit Meşal’in aynı şehirde olduğu zamanlar bile bir araya gelmediklerini hatırlatarak, “Filistinliler, günlük konular ve İsrail’e karşı takınacakları tavır konusunda bile ortak bir platformda buluşamıyorlar,” dedi. Eran, İsrail ve ABD’nin bu noktada, amac›n›n Mahmud Abbas’ı güçlendirmek olduğunun da altını çizdi.

İsrail’in nükleer İran konusunda yüzde birlik bir ihtimali bile göz ardı etmeyeceğini belirten konuk diplomat, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmasının İsrail açısında stratejik önem taşıdığını dile getirdi. Eran, “İsrail, diyalogunun iyi olduğu Avrupa ülkeleri ile bu konuyu gündeme getirmeli ve Türkiye’nin AB üyeliği konusunda bu ülkeleri etkilemeye çalışmalıdır,” dedi.

Suriye ile İsrail arasında barış olması ihtimali konusunda ise biraz kötümser olan tecrübeli diplomat, “Amerika, son yirmi yılda, Mısır, Ürdün ve Filistinlilere yaklaşık 250 milyar dolar verdi. Mısır ve Ürdün’ü İsrail ile barış yapmaya motive eden etkenlerden biri de budur. Ancak bu ‘yardım’ pastasından Suriye’nin payına düşen bir şey yok. Eğer yakın zamanda, Amerikan birlikleri Irak’tan çıkarsa ve ABD yönetimi İran ile bir uzlaşmaya varamazsa, Suriye, bölgedeki en önemli güç olan İran’ın yanında olmak isteyecektir,” dedi.

Oded Eran kimdir?

Eğitimini Ortadoğu üzerine yapan Oded Eran, 1966 yılında İsrail Dışişleri bünyesinde görev almaya başladı. Uzun seneler İsrail’in çeşitli ülkelerindeki elçiliklerde görev alan Eran, 1987-1990 yılları arasında Washington’da görev yaptı. 1997-2000 yılları arasında İsrail’in Ürdün Büyükelçisi olan Eran, 2002-2007 yılları arasında ise ülkesinin AB ve NATO elçiliği görevini yaptı. Aynı süre içinde İsrail’in Filistinlilerle yaptığı müzakerelerde aktif olarak görev alan ve çoğu zaman baş müzakereci rolünü üstlenen Oded Eran şu anda İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Merkezi Direktörü ve Dünya Yahudi Kongresi’nin İsrail Bölümü Başkanlığı sıfatlarını taşıyor.