Barış, sevgi ve hoşgörü yolunda “Birlikte Yaşamak”

Toplum
3 Haziran 2009 Çarşamba

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde gündeme gelen yorumlarını “önemli bir yaklaşım” olarak değerlendiren Ovadya, “İlk defa devlet veya hükümet yöneticileri tarafından, Cumhuriyet döneminde yapılmış olanları dile getirilmesi ve üstelik yanlış bulunması çok pozitif bir yaklaşım,” dedi. Ancak konunun gündeme geliş şeklinin olumsuz olduğunu dile getiren Ovadya, “Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi meselesinde muhalefetin İsrail firmasına karşı çıkması ve azınlıklar konusunda özeleştiri yapmak hiç ilgisi olmayan iki konu,” dedi.

Türkiye’deki dini azınlıkların en büyük sorununun Türk olarak görülmemek olduğunu vurgulayan Cemaat Başkanı, “Bugün Müslüman olmayan birinin bakan olmasını düşünebiliyor musunuz? Tabii ki olamaz!” yorumunu yaptı.

Yahudi Cemaati olarak ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele dışında ciddi bir sorun olmadığını dile getiren Silvyo Ovadya, “Bizim tüm sorunumuz, kimlik sorunudur; hâlâ Türk kabul edilmeme sorunumuz var.

… Ne pozitif ne negatif, hiçbir ayrımcılık istemiyoruz! Biz, eşit haklara sahibiz, her türlü haktan eşit olarak faydalanmak, eşit olarak görevlerimizi yapmak istiyoruz. Dinimizden dolayı da hiçbir zaman hakaret işitmek istemiyoruz,” dedi.

Azınlıklara yönelik tutumda 1950’li yıllardan günümüze hiçbir gelişme olmadığını vurgulayan Başkan Ovadya, “1950’yle 2009 arasında bir arpa boyu bile gitmemişiz bazı konularda…”dedi. Ovadya, bu konulara örnek olarak, Türk Musevi Cemaati’nin halen bir resmiyetinin olmamasını ve dışişlerinde hiç Yahudi diplomat olmamasını örnek gösterdi.