Or-Ahayim’de Son Mohikan:Mordo Yanni veya bilinen adıyla Mordiko

Simge isimlerin belki de en tanınanı ve en sevileni, Mordiko. Elindeki vites kollu Amerikan otomobili direksyonuyla hayali arabasını süren, sağ eliyle vites değiştirirken ağzıyla motor sesi çıkaran Mordiko

Toplum
3 Haziran 2009 Çarşamba

Kuledibi... Tarihi Galata Kulesi’yle, yenilenmiş Doğan Apartımanı’yla, Nardis Caz Kulübü’yle, İspanyol tapas restoranıyla, çeşitli kafe ve lokantalarıyla, üst katları tarihi yarımadaya bakan muhteşem manzaraya sahip eski binalarıyla ve yeni hizmete girmiş metro istasyonuyla günümüzde turistlerin, yurdumuzda yaşayan yabancıların, sanatçıların ve bohemlerin en gözde, en “in” semti.

Bugün elli yaş ve üstünü sürdüren bazıları için ise bir nostalji. ‘Küçük kal’ olarak bilinen Apollon Sinagogu’yla, biraz ilerisinde tadına doyulmaz milföy ve ekler pastaları satan Mutlu Pastanesi’yle, hemen sonra kapısı açık Neve-Şalom Sinagogu’yla, karşısında çocukların yemekten bıkmadıkları atramusları da satan balıkçı Avram ile , köşeden aşağı inen küçük yokuştaki Musevi 1. Karma İlkolkulu’yla, İtalyan Sinagogu’na inen Kal de loz Frankos yokuşundaki tavuk tüyü yolma “tesisleri”yle, Kule’ye giderken sol koldaki meyhaneleriyle sakinlerince “Kula” olarak bilinen son Yahudi mahallesi.

Bunlardan başka, Kuledibi’ni Kuledibi yapan bir de sembol isimler vardı. Efsane Rav Nesim Bahar, meyhaneci İsrael, 1. Karma yokuşundaki kitapçı Hahamiko, elinden mavi ispirto şişesi hiç eksik olmayan Şap... Ve bu simge isimlerin belki de en tanınanı ve en sevileni, Mordiko. Elindeki vites kollu Amerikan otomobili direksyonuyla hayali arabasını süren, sağ eliyle vites değiştirirken ağzıyla motor sesi çıkaran Mordiko. Alman Lisesi’nin beş derse yayılmış “dialektischer Aufsatz” konulu uzun Almanca sınavlarının veya Vektor’ların ya da Polynom’ların analiz edildiği zorlu matematik imtihanlarının ürpertici sessizliğini Yüksek Kaldırım’dan yükselen “Mooordiikooooo” narasıyla yırtan Mordiko.

Or-Ahayim Hastanesi eski yönetim kurulu üyelerinden ve şimdiki denetçisi Leon Berk, Mordiko’nun yaşam öyküsünü kısaca şöyle anlatıyor: “Babasının adı, Adaş lakaplı Avram’dı. Haliç’te Hasköy’e bağlı Kalaycıbahçe semtinde otururlardı. Baba Avram burada lağımcılık yapardı ve popüler bir kişiydi. Ayrıca ilkel bir şekilde inşa ettiği lunapark türü küçük salıncak ve dönmedolaplarla ailenin geçimine katkı sağlardı.  Mordiko küçükken halk arasında tavukkarası olarak bilinen bir göz hastalığına yakalandı. Tedavisiyle uğraşıldıysa da başarıya ulaşılamadı. O zamanlar çocuk olan Mordiko her seferinde hastaneden kaçardı. Anne ve babası, biri kız diğeri erkek olan iki kardeşiyle İsrail’e göç ettiklerinde Mordiko gitmek istemedi ve İstanbul’da kaldı. Çevrede yaşayanların yardımları ile bazen sokakta, bazen birilerinin evinde yaşamını sürdürdü. Esnaf arasında çok sevildiği, hatta bir keresinde esnafın aralarında para toplayıp kendisine yeni bir Mercedes direksyon aldığı söylenir.”

Bugün bilinen hiç bir akrabası veya yakını olmayan ve herhangi bir maddi imkânı bulunmayan Mordiko, yıllardır Or-Ahayim Hastanesi’nde yatıyor. Belki de yaşıyor demek daha doğru. Herhangi bir sosyal güvencesi yok, fakat bütün tıbbi ihtiyaçları karşılanıyor. Barınma, giyinme, beslenme gibi gereksinimleri yerine getiriliyor. Sabah ve akşam yemeklerini profesyonel personel veriyor, ama öğle yemeklerini mutlaka Pembe Melekler’in elinden yiyor. Son yıllarda gözleri artık tümüyle görmez oldu fakat lokmaları ağzına teker teker veren Pembe Melekler’in sevecen seslerini ve sıcak yaklaşımlarını mutlaka hissediyor.

Son günlerde Mordiko’nun sıhhati biraz bozuldu. Birkaç gündür hastanenin yoğun bakım ünitesinde kalıyor. Bölümün uzman doktorları ve hemşireleri Mordiko’yu sağlığına kavuşturmak için ellerinden geleni yapıyor. Aralarında Kuledibi’nde yetişmiş pek çok kişinin bulunduğu yönetimin ve Pembe Melekler’in en büyük dileği, sağlık durumunun düzelmesi ve bir an önce normal hastane odasına geri dönmesi.

Çünkü o, daha da gerilerde kalan Balatlar, Hasköyler ve Kuzguncuklardan sonra; evleriyle, dükkânlarıyla, esnafıyla ve insanlarıyla son Yahudi mahallesi olan Kuledibi ile aralarında kalan belki de son canlı halka. İnşallah iyileşir, odasına döner ve kimbilir, belki de, sınıfın tek Yahudi çocuğunu o zamanlar utandıran narasını yeniden patlatır: “Mooordiikooooo!” Fakat bu sefer sevinçten havalara sıçratarak.

Dani ALTARAS