100 yıllık bir serüven: Tel Aviv -2

Modernizm, kültür, tek Tanrılı dinler, eğlence, eğitim ve teknolojinin buluştuğu uçsuz bucaksız bir sahil şeridi Tel-Aviv. Eskiden çölken, bugün yemyeşil bitki örtüsüyle kaplı ülke, sadece azıcık suyla neler yapılabileceğini değil, birlik olup çalışarak doğa kanununa bile karşı gelinebileceğini anlatıyor. Yaşama değer veren, vatandaşının sağlık ve konforunu üst düzeyde tutan ülke, turistlere de aynı imkânları sunuyor

Sara YANAROCAK Kavram
6 Mayıs 2009 Çarşamba

Tel-Aviv’de görülmesi gereken yerlerden bazıları şunlardır:

Deniz Kıyısı:Deniz kıyısı olan her şehirde olduğu gibi Tel-Aviv’de de etkinlikler sahil şeridinin çevresinde toplanıyor. Her zaman kalabalık olan plajlarda, sabahları koşan, öğlenleri piknik yapan ve İsrail tenisi “mat kot” oynayan insanları görebilir; akşamlarıysa romantizm yaşayan ve ateş etrafında toplanmış parti yapan gençlerle karşılaşabilirsiniz. Yaşamın sahil şeridi üzerine kurulduğu ülkede kesintisiz kilometrelerce devam eden plajlarda ilerledikçe tek değişim deniz ve kumun karakteri.

Neve Tzedek:Tel Aviv’in en eski semtlerinden Neve Tzedek, 1887’de Aaron Shlush’a ait bir arazi üzerine kuruldu. Politikada bir hayli aktif rol alan Aaron Shlush’ın 100 yıllık evi hala yerinde duruyor ve tarihi eser gibi korunuyor. Bir zamanlar Yafa’da yaşamak istemeyen Yahudiler’in oturduğu Neve Tzedek, şimdilerde şehrin en popüler ve en güzel semtlerinin başında geliyor. Semtte, güzel mimari ve zevkle yapılmış evlerin zevkini çıkarırken, giyim mağazalarının yanısıra gümüş ve seramik dükkânları da gezilebilir. Güzel kafe ve barların sıralandığı Neve Tzedek’te, ikinci el kitap tezgâhlarını karıştırmanın da zevki ayrı…

Kikar Rabin (Rabin Meydanı):Rabin Meydanı, bir zamanlar ‘Krallar Meydanı’ olarak biliniyordu. Ancak 4 Kasım 1995’te, İsrail’i, Ortadoğu ile barışa götürmesi olası, savaş karşıtı Başbakan Yizhak Rabin burada öldürüldükten sonra meydan, politikacının adını aldı. Meydanda, dünyanın dört bir yanından gelen ve barışı destekleyen birçok insanla karşılaşabilir.

Dizengoff Caddesi:Adını Tel-Aviv’in eski Belediye Başkanı Meir Dizengoff’tan alan caddade bulunan meydan ve çeşme, şehrin ana buluşma noktası. İsrail’in en prestijli modacılarının ürünlerinin satıldığı caddede bir de büyük alışveriş merkezi yer alıyor. Akşam saatleri ve hafta sonlarında takı ve sanat çalışmalarını satan insanlarla karşılaşılabilir.

Tel-Aviv Sanat Müzesi:1932’deki açılışından sonra ülkenin en önde gelen modern sanat galerisi haline gelen Tel-Aviv Sanat Müzesi, Avrupa ve Amerika’dan empresyonist ve post-empresyonist sanatçıların eserlerini sergiliyor. Chagall, Dali, Cezanne ve Monet gibi büyük isimlerin eserlerine rastlayabileceğiniz müzede; kalıcıların yanında dönemsel sergi programları da mevcut. Burada müzik, dans, sinema ve konferans gibi kültürel programlar da düzenleniyor.

Eretz İsrael Müzesi:Tarihi Tel Kasile Tepesi’nin üzerinde, arkeolojik çalışmaların hala sürdürüldüğü alanda bulunan Eretz İsrael Müzesi, eşsiz bir düzene ve karaktere sahip. Açık havada bir parkı andıran müzede, farklı kültürlere ait koleksiyonların yer aldığı birçok kulübe bulunuyor.

Yahudi Diasporası Müzesi (Beit Hatefutsot):Tel-Aviv Üniversitesi’nin kampüsü içinde yer alan Yahudi Diasporası Müzesi, İsrail’den Roma’ya Yahudilerin 2500 yıllık hikâyesini anlatıyor. Ziyaretçilerin soy kütüğünden dünyadaki birçok Yahudi ailenin atalarını keşfedebilmesinin yanısıra, kendi soylarını da secereye kaydedebilmesi gerçekten çok ilginç. Birçok gösteri ve sergiye de yer veren müzede Yahudi müzikleri satan büyük bir müzik evinin bulunduğunu da eklemek gerekir.

Ben Gurion’un (evi) müzesi: İsrail Devleti’nin kurucusu David Ben Gurion’un evindeki kütüphanede 20 bini aşkın kitap bulunuyor. Bilgi ve kültür zengini bu kişinin evini gezerken; çölde, sulak alanlar gerçekleştirmesi için Negev Çölü’nde başlayan deneyleriyle günümüz Avrupası’nın serası haline gelen, az su kullanarak, verimli tarım alanı haline gelen çöl ülkesinin ilk tohumlarını elleriyle atan Ben Gurion’u yakından tanımış olursunuz.

Migdal Shalom (Şalom Kulesi):1965’te inşa edilen kule, 142 m. uzunluğunda. 1999’e kadar Avrupa ve Asya’nın en uzun binası olarak kabul edilen Migdal Shalom 34 katının her birinde muhteşem bir manzaraya sahip. Daha sonraları inşa edilen Azrieli ve Ramat Gan’daki Moshe Aviv kuleleri, 40 yıllık kulenin popülerliğini biraz geride bırakmış olsa da, en güzel manzaralar hala Migdal Shalom’dan izlenebiliyor. Camlardan manzaraya bakarken cama dokunduğunuzda mekanizmanın bakmakta olduğunuz bölgenin tarihi hakkında bilgilendirmesi de yıllar öncesinde kullanılan teknolojinin bile ne denli ileride olduğunun sinyallerini veriyor.

Eski Yafa (Yafo Atika):Arapların çoğunlukta olduğu semtte Yahudi ve Hıristiyanlar da çoğunluğa uyum sağlamış durumda. Arap ve İsrail mutfaklarından lezzetler ve taze balık sunan restoranların ardı ardına dizildiği balıkçı köylerini andıran bölge, özellikle gece görülmesi gereken bir yer. Yine de çevrede bulunan evlerin son dönemde yenilendiği Yafa’da; gündüzleri rehber hizmeti alarak tarihi öğrenmek, bölgede yaşayan birçok sanatçının eserleriyle zenginleşen sanat galerilerini ziyaret etmek, eski cami ve kiliseleri görmek gerek. Mısırlılardan kalma Ramses Arkeolojik Bahçesi’nin tarih, kültür ve botanik güzelliği ile, yine yakınlarda bulunan Hellenistik, Eski Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılarla dolu arkeoloji alanını görmek gerekir. Ünlü St. Peters Kilisesi de görülmeye değer eserlerden.

Şuk ha Karmel (Karmel Pazarı): Süpermarketlerde bulunabilen sebze, meyva, yemiş ve diğer yiyeceklerin daha ucuza satıldığı Karmel Pazarı’nda, CD, yemek takımları, örtü ve el sanatları yapımı birçok obje pazar tezgahlarında çok ucuza satılır. (Alenby, Shenkin Sokağı)

Yafo Atika (Yafa Bitpazarı):Alaadin’in mağarasını andıran pazar, eski ve antika parçalarıyla oldukça ünlü-ikinci el kitap, gitar, eski pasaport ve daha birçok çöpe atılmış ürün pazar tezgahlarında yerini alırken, bitpazarı, antika düşkünleri ve turistler tarafından oldukça seviliyor.

İsrailli fotoğrafçı Yoray Lieberman’ın kaleminden Tel-Aviv

 

Tel-Aviv, çelişki ve ölümden tamamen kopuk, acele eden ve stres yaşayan birtakım insanları kapsayan ticari bir balondur. Tel-Aviv denizdir, güneştir ve nemdir. İsrail’in ticari başkenti ve en “cool” kentidir. Tel-Aviv ülkenin merkezidir. Ülkenin dört bir yanında yaşayan insanlar, iş imkânları, gece hayatı, kumsalları ve leziz yemekleri için buraya akın eder. Şehrin 24 saat yaşadığı her daim hissedilir; günün herhangi bir saatinde açık bir bar, stil sahibi bir disko ya da sigara almak için açık bir market bulabilirsiniz. Tel-Aviv, akşamüstü kumsalda arkadaşlarla buluşmaktır, bir toplantıdan diğerine yetişmek için sahilde araba kullanmaktır. Veya sabaha kadar çılgınca dans ettikten sonra gün doğumunda denize girmektir. Tel-Aviv cuma akşamüstleri plajda güne bakıp etraf serinlemeye başlayıncaya dek bira içmektir. Bu şehrin enerjisi (bana) ev duygusu verir, canınız nasıl isterse öyle giyinebilirsiniz. Ve kimse bile size bakmaz. Hemen herkese “abi” diye seslenebileceğiniz, ya da kendinizi bir humus restoranında yan masada oturan biriyle derin sohbetler içinde bulabileceğiniz bir ev.